Köprülü Fazıl Mustafa Paşa, 1637 yılında İstanbul'da doğdu. Köprülü Mehmed Paşa'nın ikinci oğlu, Köprülü Fazıl Ahmed Paşa'nın kardeşidir. İkinci Viyana Kuşatmasını izleyen günlerde iş başına getirilmiş, aldığı köklü ve yerinde tedbirlerle İmparatorluğun yıkılmasını geçici bir süre için de olsa durdurmayı başarmıştır.
Sultan İkinci Süleyman ve Sultan Üçüncü Ahmed dönemlerine rastlayan görev süresi sadece iki yıl sürmüştür. Ağabeyi gibi çok iyi bir öğrenim görmüş, kültürlü, zeki, ileri görüşlü bir devlet adamıdır. Müderris olmuş, 1680'de vezir rütbesiyle Silistre valiliği ve Babadağı serdarlığına atanmıştır. Sultan Dördüncü Mehmed'in tahttan indirilmesinde rol oynamış, bu olaydan sonra Kandiye ve Sakız muhafıalığına atanmıştır. Avusturyalıların Serasker Recep Paşa'yı Belgrad önlerinde yenilgiye uğratmasından sonra, devletin ... (Devam)
Köprülü Fazıl Ahmet Paşa 1635 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Köprülü Mehmet Paşa'nın vasiyeti üzerine, Sultan Dördüncü Mehmed tarafından sadrazamlığa getirildi ve 15 yıl bu görevde kaldı. Çok iyi bir öğrenim gören Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Erzurum ve Şam valiliklerinde bulundu. Sadrazam olduktan sonra ilk iş olarak Avusturya üzerine sefere çıktı. Avusturya'yı barış yapmaya zorlayan Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, 21 yıldır alınamayan Girit'in fethine yöneldi. Kandiye kalesini alarak, Girit'i Osmanlı topraklarına kattı. Daha sonra padişahla birlikte Lehistan seferine çıkan Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Bucaş Antlaşmasıyla Podolya'yı Osmanlı ülkesine katarak yurda döndü.
15 yıllık sadrazamlığı sırasında ülkesini eskisinden daha güçlü bir hale getiren bu büyük sadrazam, sefer hazırlığı yaptığı sırada, 1676 yılında Edirne'de vefat etti. İstanbul'da Çe... (Devam)
Büyük Türk denizcisi ve Osmanlı kaptan-ı deryâlarından. 1500 yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir. Anadolu'dan alınarak Turgut ve Piyâle Paşalarla berâber büyük Osmanlı amirali Barbaros Hayreddin Paşanın yanında yetiştirildi. Asıl adı Uluç Ali'dir.
Osmanlı Sultanı Kânûnî Sultan Süleyman Han (1520-1566) devrinde Barbaros Hayreddin, Turgut ve Piyâle Paşaların bulundukları deniz muhârebelerine katıldı. Gösterdiği yararlıklar üzerine 1550'de, Sisam Adası mâlikâne olarak kendisine verildi. 1565'te İskenderiye Beylerbeyliğine tâyin olundu. Mısır donanmasıyla Malta Seferine katıldı. Turgut Reisin bu muhârebede şehid düşmesi üzerine Trablusgarb Beylerbeyi oldu. 1568'de Barbaroszâde Hasan Paşanın yerine Cezâyir Beylerbeyliğine tâyin edildi. 1570'de Papanın teşvikiyle meydana getirilen Haçlı donanmasına karşı İnebahtı Deniz Savaşına katıldı. 7 Ekim 1571'deki bu fâciadan kurtulunca,... (Devam)
İzzeddîn unvânlı Türkiye Selçuklu sultanı. İkinci Rükneddîn Süleymân Şah'ın (1196-1204) oğludur. Babasının Temmuz 1204 yılında vefâtı üzerine Nuh Alp ile diğer emirler ve devlet adamları tarafından çocuk yaştaki Kılıç Arslan, Konya tahtında sultan îlân edildi. Türkmenlerin desteğindeki amcası Gıyâseddîn Keyhüsrev'e karşı tahtı koruma mücâdelesine girişti. Zamânında Danişmendli Türkmenleri, Isparta Kalesini fethetti.
Saltanatı 1205 yılı başına kadar süren Üçüncü Kılıç Arslan, Konya ahâlisinin dâveti ve Türkmen kuvvetlerinin desteğinde Türkiye Selçuklu Devleti başşehrine taarruz eden Gıyâseddîn Keyhüsrev'i yendi. Geri çekilen amcası Gıyâseddîn Keyhüsrev, daha sonra Konya ahâlisinin yardımıyla Kılıç Arslan'ın yerine tahta çıkarıldı. Kılıç Arslan ve mâiyeti Gevele Kalesinde ikamete mecbur edilip orada vefât etti. Üçüncü Kılıç Arslan'ın saltanat... (Devam)
Türkiye Selçuklu Devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleymân Şâhın oğlu ve ikinci Türkiye Selçuklu sultanı. Doğum târihi ve yeri kesin bilinmemektedir. Babası Süleymân Şahın (1077-1086) 1086 senesinde Suriye seferinde Melik Tutuş'a yenilmesiyle, Antakya'da bulunan Kılıç Arslan, Büyük Selçuklu Devleti (1038-1194) Sultanı Melikşah'ın (1072-1092) emriyle İsfahan'a gönderildi. İsfahan sarayında Selçuklu hükümdârının nezâretinde iyi bir eğitim ve öğretim görerek, Türk-İslâm terbiyesiyle yetiştirildi.
Büyük Selçuklu Sultanı Melikşâh'ın 1092'de vefâtıyla Anadolu'ya dönen Birinci Kılıç Arslan; 1086'dan beri devâm eden Anadolu Selçuklu Devletindeki fetret devrine son verip, Ä°znik tahtına sâhip oldu. Ä°znik ÅŸehrini îmâr ettirip, savunmasını güçlendirdi. Bizans Ä°mparatorluÄŸu (395-1453) saldırılarına karşı beylerbeylik unvânıyla Ä°lhan Muhammed'i vazîfelendirdi. Ä°znik saldÄ... (Devam)
Türkiye Selçuklu Devletinin beşinci sultânı. Birinci Kılıç Arslan'ın torunu ve Birinci Mesud'un oğludur. İkinci Kılıç Arslan, babasının sağlığında, 1144 senesinde Elbistan meliki oldu. İkinci Haçlı seferinden sonraki savaşlara katıldı. Elbistan melikiyken hâkimiyetini genişleterek, Maraş, Göksun ve Anteb'i idâresine aldı. Birinci Mes'ûd vefât etmeden önce, oğullarını, töreye göre, ülkesinin değişik bölgelerinin idâresine tâyin etti. İkinci Kılıç Arslan'a Konya düştü. Sultan Mes'ûd, daha sağlığında Kılıç Arslan'ı muhteşem bir merâsimle taç giydirip, 1155 senesinde tahta geçirdi. Bütün oğullarına ve komutanlarına da bî'at ettirdi. Sultan Mes'ûd'un 1156 senesinde vefâtıyla, Kılıç Arslan Türkiye Selçuklu Devleti sultânı oldu. Kılıç Arslan, ülke içinde sükûneti ve komşu Türk beyleriyle anlaşma sağladıktan sonra, güney sınırını tehdit eden Ermeni Prensi S... (Devam)
Osmanlı devlet adamlarından. Babasının adı Abdüssamed'dir. Fâtih Sultan Mehmed Han (1451-1481) devrinde saraya alınarak, Enderun'da eğitim ve öğretim gördü. 1481'de Hazinedârbaşı, 1482'de Kapıcılar Kethüdası olup, 1489-1492 tarihleri arasında Kapıcıbaşılık yaptı. 1490'da Roma'ya gönderilip, Sultan İkinci Bâyezîd Han (1481-1512) tarafından kardeşi Cem Sultan'a gönderilen nâme ve hediyeleri götürdü. 1495'te Avlonya, 1497'de Gelibolu Sancakbeyi oldu. 1498'de Rumeli Beylerbeyliğine tâyin olundu.
Koca Mustafa Paşa, Rumeli Beylerbeyi olarak, Sultan İkinci Bâyezîd Han devrinde, Osmanlı-Venedik Harbinde, 1499 İnebahtı Seferinde, burasının karadan kuşatılmasına memur edildi. Ağustos 1499'da İnebahtı Kalesinin anahtarlarını teslim aldı. 1501'de vezir oldu. İkinci vezirken, 1511'de Vezîr-i âzam tâyin edildi. Sultan İkinci Bâyezîd Handan sonra Yavuz Sultan Selim Han da onu Vezîr-i âzamlıkta bır... (Devam)
On sekizinci yüzyıl Osmanlı sadrâzamı. Edip ve diplomat. 1699'da İstanbul'da doğdu. Babası Defterhâne kâtiplerinden Şevki Mustafa Efendidir. ilesi tarafından tahsil ve terbiyesine ihtimam (özen) gösterilerek, iyi bir eğitim ve öğretim gördü.
Defterhâne kaleminde göreve başladı.Keskin zekâsı ve kâbiliyeti sâyesinde kendini yetiştiren Râgıb Mehmed Efendi, kısa zamanda şöhret kazandı. İran'da yeni fethedilen toprakların tahriri için 1724'te revan Vâlisi rifî Paşanın Mektupçuluğuna tayin edildi. 1724'ten 1733 târihine kadar, Tebriz Seraskeri Köprülüzâde Abdullah Paşanın maiyetinde Ordu-yı Hümâyûn Riyâsetî, Tebriz Defter Emâneti vekilliği, Revan Defterdârlığı, Hemedan riyâset Vakâleti, Bağdâd Defterdarlığı, İran-Safevî Şahı Nadir ile yapılan müzakerelerde Osmanlı Temsilcisi gibi vazifelerde bulundu.
On altıncı yüzyıl Osmanlı kumandan ve devlet adamlarından. Babasının adı Ali olup, İlbasanlı'dır. Rumeli'nden getirilerek Enderun'da yetiştirildi. Kânûnî Sultan Süleymân Han (1520-1566) devrinde Osmanlı saray hizmetine alınarak, Bîrûn'da Çaşnigîrbaşılıkla (sofracı) vazifelendirildi. Malatya, Kastamonu, Gazze, Nablus sancak beyliklerinin ardından Erzurum Beylerbeyi oldu. Halep Beylerbeyliğinden, 1565'te Mısır Beylerbeyliğine tâyin edildi.
Sinan Paşa, Mısır Beylerbeyiyken iki defa Yemen'e Serdarlık vazifesiyle gönderildi. 1568-1569 Yemen harekâtını başarıyla tamamlayarak, 'Yemen Fâtihi' unvânını aldı. Mısır Beylerbeyliğinden 1572'de Kubbe Vezirliği ile Dîvân-ı Hümâyûna girdi. 1574'te Tunus Seferine serdâr tayin edildi. Bölgeden İspanyolları uzaklaştırarak Tunus ve Halkulvad'ı fethetti. Dîvân-ı hümâyûn'da üçüncü vezir iken, 1580'de Vezir-i âzam oldu. Sultan Üçüncü Murâd Han (... (Devam)
On sekizinci yüzyıl Osmanlı kumandan ve devlet adamı. Doğum yeri, târihi ve âilesi bilinmemektedir. 'Koca' lakabıyla anılan Yûsuf Paşa, kölelikten yetiştirilmedir.
Kaptan-ı deryâ Cezayirli Gâzi Hasan Paşanın himâyesinde devlet kademesine girdi. Gâzi Hasan Paşanın Kapı Kethüdalığında bulundu. Sultan Birinci Abdülhamid Han (1774-1789) devrinde, vezirlikle Mora Muhassılı vazifesindeyken, 25 Ocak 1786'da Vezîr-i âzam oldu. Bu sırada Rusya, Osmanlı Devletinin yıkılması için Avusturya ile ittifak kurdu. İngiltere ve Prusya'da Rusya ile Avusturya'ya karşı cephe aldılar. Rusların Müslüman ahâli üzerinde ve Osmanlı ülkesindeki emellerini iyice bilen ve fırsat kollayan Yûsuf Paşa, Şeyhülislâm ve Sultan Birinci Abülhamid Hanın tasvibi ile 19 Ağustos 1787'de Rusya'ya harp îlân edilmesini sağladı. Avusturya da Rusya'nın safında yer aldı. Osmanlı-Rus-Avusturya muhârebelerinde Yûsuf Paşa, Serdâr-ı ekr... (Devam)
Osmanlı Devletinin kuruluşunda hizmeti geçen ilk Türk kumandanlarından. Konur; sarı, sarışın demektir.
Osman Gâzi, 1300 yılından îtibâren, Bizanslılara karşı gazâ mücâdelelerine girişince, yanında Akakoca, Samsa Çavuş, Aykut Alp ve Gâzi Abdurrahmân gibi silah arkadaşları ile Konur Alp de bulunuyordu. Orhan Bey ise, daha babasının sağlığında askerî idâreyi eline aldığından, Karadeniz'e doğru olan mıntıkanın zaptına Konur Alp'i gönderdi.
Konur Alp, Akyazı, Mudurnu ve sonradan kendi adı verilen Düzce taraflarındaki Konrapa'yı fethetti. Gâzi Abdurrahmân'la berâber Aydos'u aldı. Bursa'nın fethinde (1326) büyük kahramanlıklar gösterdi ve aynı yıl içinde vefât etti. Konur Alp'in vefâtından sonra, idâresindeki yerler birleştirilerek Şehzâde Murâd'ın emrine verildi.
Konur Alp'in kabrinin nerede olduğu kesin olarak bilinmemekte, fakat Düzce taraflarında olduğu tahmin edilmektedir. Söğüt'te t... (Devam)
Korkud Çelebi 1470 yılında Amasya'da doğdu. Babası Sultan İkinci Bayezid'dir. Yavuz Sultan Selim'in ağabeyidir. Dedesi Fatih Sultan Mehmed'in yanında sarayda eğitim gördü ve Arapça, Farsça gibi dilleri öğrendi. Fatih Sultan Mehmed'in 3 Mayıs 1481 günü ölümü üzerine, babası Amasya'dan İstanbul'a gelinceye kadar, saltanat naipliği yaptı. 30 Aralık 1483'te Saruhan (Manisa) sancakbeyliğine atandı. 1501 Ekim ayında Midilli'yi kuşatan Hıristiyan donanmasına karşı asker gönderdi. Kardeşi Şehzade Ahmed'in etkisi ile Antalya sancakbeyliğine gönderildi. Yeniden eski sancağına dönmek istediyse de, bu dileği reddedildi. Nisan 1509'da, hacca gitmek gerekçesi ile Antalya'dan İskenderiye'ye gitti. Memluk Sultanınca dostça karşılandı. Mısır'da bir yıldan fazla kalan Korkud, babasınca affedilerek Antalya'ya döndü.
Kaymakam, Kuvayı Milliye kumandanı. Köprülü'de doğdu. Eski bir komitacı ve ittihatçı olan Köprülü Hamdi Bey, I. Dünya Savaşı sırasında Edremit'te kaymakamdı. İttihat ve Terakki partisi iktidardan düşünce Hamdi Bey kaymakamlıktan uzaklaştırıldı. 1919'a kadar Burhaniye'de teyzesinin evinde inzivaya çekilen Hamdi Bey yunanlıların Ayvalık'ı işgali üzerine ortaya çıktı. Ayvalık Cephesi kumandanı Ali (Çetinkaya) Bey'in emrine girdi. Cephenin kurulup gelişmesi döneminde büyük hizmeti geçti. 1919 sonlarında Ayvalık'tan ayrılarak Balıkesir'e, hemşehrisi Albay Kazım (Özalp) Bey'in yanına gitti. Cephenin gittikçe artan silah ve cephane ihtiyacını karşılamak üzere Gelibolu'da bulunan Akbaş Cephaneliğini ele geçirmek için Kazım Bey'le birlikte bir baskın hazırladı. 26-27 Ocak 1920 gecesi cephaneliği bastı. Bütün silah ve cephaneyi ele geçirerek bir gecede Anadolu yakasına, oradan da Yen... (Devam)
İskoçyalı bir ailenin bir çocuğu olarak 4 Ağustos 1900 tarihinde dünyaya geldi. Kardeşlerinden birini I. Dünya Savaşında kaybetti. Daha sonra ailesiyle birlikte Londra'ya taşındı. 1923 yılında daha sonra Kral olacak olan Kral V. George'nin oğlu Albert ile evlendi.
Evlilik ardından genç çifte York Düşü ve York Düşesi unvanı verildi. 1926 yılında ilk çocukları doğdu. Elizabeth adını alan ilk kız çocuğunun, sonradan Britanya İmparatorluğu'nun başına geçeceğini kimse tahmin etmiyordu. 4 yıl sonra, (Prenses) Margaret-Rose dünyaya geldi.
Mutlu bir aile olarak yaşamlarını sürdürürken 1936 yılında Kral V. George'un ölümü üzerine her şey birdenbire değişti. Bu gelişme üzerine Elizabeth'in eşi Albert'ın büyük ağabeyi VIII. Edward, tahtın birinci derecede varisi durumuna geçti. Ancak bir Amerikalı'ya aşık olunca ve bu kadın da dul olduğundan Britanya İmparatorluğu tahtına geçe... (Devam)
On yedinci yüzyıl Osmanlı Sadrâzamlarından. Babasının adı Hüseyin olup, Arnavutluk'un Berat Sancağının Rudnik köyünde doÄŸdu. GençliÄŸinde Osmanlı sarayında hizmete alındı. Ä°yi bir tahsil ve terbiye görerek yetiÅŸtirildi. Köprülü lakabı, Amasya'ya baÄŸlı Köprü kasabasından evlenip orada ikâmet etmesindendir.
Osmanlı Devletinde saray mutfağı olan Matbah-ı âmirede hizmete baÅŸladı. Osmanlı sultanlarından Dördüncü Mehmed Han (1623-1640) devrinde, Silâhdâr Hüsrev PaÅŸanın maiyetine girdi. Enderun'da baÅŸladığı hizmette, Hüsrev PaÅŸanın vezirliÄŸi sırasında Hazînedarlığa yükseldi. ÇeÅŸitli voyvodalıklarda yaptığı hizmetler üzerine makam ve rütbesi yükseldi. Åžam, Kudüs, Trablus eyâletlerinde vâlilik yapıp, 1650'de vezirlik rütbesi verildi. Sultan Dördüncü Mehmed Han (1648-1687) devrinde, BoynueÄŸri Mehmed PaÅŸadan sonra 15 Eylül 1656'da Sadrâzamlığa tâyin edild... (Devam)
Göktürklerin Kutlug devri kumandanlarından, Bilge Kağan'ın kardeşi. Babası, Göktürklerde millî şuuru uyandırarak, İkinci Hâkanlık devrinin kurucusu İlteriş Kutlug Kağan, annesi İl-Bilge Hâtun idi. Babası Kutlug Kağan 692 senesinde vefât ettiğinde, yedi yaşındaydı. Ağabeyi Bilge ile amcası Kapagan Kağan'ın yanında büyüyüp, yetişti. Atabegi, büyük edip ve prens Yollug Tegin idi. Onun terbiyesinde yetişip, Türk töresini, devlet idâresini ve lüzumlu âdap ve erkânı öğrendi. Küçük yaşından îtibâren Bilge ile berâber amcası Kapagan Kağan'ın yanında akınlara, seferlere katılmaya başladı.
702 senesinde devlet hizmetine girdiğinde, on altı yaşında idi. Amcası Kapagan Kağan ile Mâveraünnehir'deki Suğdakiler üzerine yapılan sefere katıldı. Muvaffakiyetle dönüldü. 706 senesinde, elli bin kişilik Çin ordusunun imhâ edilmesinde çok büyük hizmeti geçti. Piyâde kuvvetl... (Devam)
Ãœnlü Türk denizcisi. Babası, Anadolu kıyılarından Kuzey Afrika'ya göç ederek yerleÅŸen ve denizcilikle uÄŸraÅŸan Kurt Bey'dir. Küçüklüğünden îtibâren diÄŸer üç kardeÅŸi ile birlikte babasının yanında denizciliÄŸe baÅŸlamış, leventlikte piÅŸmiÅŸ ve tecrübe kazanmıştır. Ä°ki kardeÅŸi, Hıristiyanlarla yapılan çarpışmalarda ÅŸehid oldu. Biri de Rodos şövalyelerine esir düşüp, zindana atıldı. Dînine olan baÄŸlılığı, kardeÅŸini esâretten kurtarma arzusu, cesâreti, zekâsı, atılganlığı ve gemicilikteki kâbiliyeti, onu kısa zamanda Akdeniz'de şöhrete kavuÅŸturdu. Her geçen gün kuvvetinin artması, devamlı bir deniz üssü ihtiyâcını ortaya çıkardı. Bunun üzerine otuz gemi ve altı bin gemici ile Tunus Sultanına mürâcaat ederek ondan, Bizerte limanını üs olarak istedi. Bizerte limanının coÄŸrafî durumu, Ä°spanya ve Ä°talya kıyılarına yapılacak çıkartmalar için Ã... (Devam)
Osmanlı sadrazamlarından. Bosnalı olup, Enderun'da yetiştirildi. İyi bir eğitim ve öğrenim gördü. Şehzâde lalalıklarında bulunduğundan 'lala' nâmıyla meşhur oldu. Bâzı târihî kaynaklarda lakabının 'Lâle' olduğu ve 'Sokullu âilesine' mensubiyeti yazılıdır. 1606'da İstanbul'da vefât etti.
Lala Mehmed Paşa, Enderun'da peşkir ağası iken büyük mîrâhurlukla Bîrun hizmetine alındı. 1591'de yeniçeri ağası oldu. 1595'te Macaristan Seferine vezir-i âzam Sinan Paşa ile katılıp, muhârebelerde çok gayret ve kahramanlık gösterdi. Sefer dönüşü Karaman, sonra Anadolu beylerbeyliğine tâyin edildi. 1596'da, Rumeli Beylerbeyliğine terfi ederek, Sultan Üçüncü Mehmed Han ile Eğri Seferine katıldı. Eğri Kuşatması ve Haçova Meydan Muhârebesinde Rumeli Beylerbeyilik vazîfesiyle büyük yararlıklar gösterdi. Avusturya Seferlerinde uzun yıllar hizmet ederek, Kanije ve İstolni-Belgrad kuşatm... (Devam)
Selçuk Beyin oğlu Arslan Yabgu'nun torunu ve Selçuklu Beylerinden Melik Şihabeddin Kutalmış Beyin oğlu Gazi Süleyman Şah, Anadolu'yu baştan başa fetheden ve bir Türk yurdu haline getiren Türk yiğididir.
Alparslan'la birlikte Malazgirt muharebesine iştirak eden Gazi Süleyman Bey, muharebede büyük kahramanlık göstermiştir. Zaferin kazanılmasından sonra, Sultan Alparslan, bu namlı kumandanını Anadolu'nun fethiyle görevlendirdi. Gazi Süleyman Bey, kahraman fedâileriyle birlikte Anadolu içlerine dalarak, süratle fetih hareketine girişti ve birkaç sene içerisinde muazzam fetihler yaparak Anadolu'nun büyük kısmını ele geçirdi.
Gazi Süleyman Bey, Artuk, Tutuş, Dânişmend, Saltuk Beyler gibi büyük kumandanları, akıncı bölükleriyle çeşitli bölgelere göndermişti. Bu kumandanlar zaferler kazanarak Anadolunun bir Türk ülkesi olmasını temin etmişlerdir.
Ünlü Osmanlı devlet adamlarından. Doğum târihi bilinmemektedir. Rumeli'den devşirme olarak alınıp, Sarayda (Enderun'da) Türk ve İslam terbiyesi ile yetiştirildi. Saray ve hükümet işlerinde vazîfe aldı. Saraydan ilk olarak 1554'te Mısır Vâlisi Mahmud Paşaya kethüdâlık vazîfesiyle çıktı. Mısır'da başarılı hizmetler yapıp, kâbiliyeti dikkat çektiğinden; Sancakbeylik ve Emir-i Hac'lık vazîfesi verildi. 1569'da Mısır Beylerbeyi Koca Sinan Paşa ile Yemen'in fethine katıldı. Yemen'e önce Vâli, 1576'da Beylerbeyi tâyin edildi. Yemen Beylerbeyi iken îmâr faaliyetlerinde bulunup Sanâ Kasrında bir câmi ve Nakîm Dağından su getirme tesisleri kurdu. Bu vazîfedeyken İstanbul'a çağrıldı. Şarkîkarahisar Sancakbeyi oldu. Şarkîkarahisar'dan sonra çeşitli vilâyetlerde vazîfe aldı. Diyarbakır Beylerbeyi iken Karaman'a tâyin edildi.
Lala Mustafa Paşa Bosna'nın Sokol kasabasında doğdu. Vezir olan büyük kardeşinin yardımı ile Yavuz Sultan Selim zamanında Enderun'a girdi. Berber olarak çalışırken, Kanuni Sultan Süleyman'ın dikkatini çekti. Daha sonra çeşnigir ve mirahorluk yaptı. Bazı entrikalara karıştığı için sancakbeyi olarak saraydan uzaklaştırıldı.
Manisa'da sancakbeyi olarak bulunan Şehzade Selim'in (Sultan İkinci Selim) lalalığına atandı. Bu görev sırasında Şehzade Selim'in kardeşi Bayezid ile arasının açılmasına sebep oldu. Lala Mustafa Paşa önce Van, sonra Erzurum, Halep ve Şam valiliklerine atandı. Ardından İstanbul'a gelerek Vezir oldu ve divana girdi.
Bu sırada padişaha Kıbrıs'ın fethedilmesi gerektiğini kabul ettirdi. Kendisi de Serdar-ı Ekremliğe atandı. Bir yıl süren savaş sonunda Kıbrıs, 1570 yılında fethedildi. Açılan İran seferi dolayısıyla Erzurum kuvvetleri serdarlığına atan... (Devam)
Osmanlı Devletinin kuruluşunda, Rumeli'deki fetihlerde büyük hizmeti geçen, kumandan ve devlet adamı. Doğum târihi ve yeri belli değildir. Babasının adı Abdülmuîn'dir. Osmanlı Sultânı Orhan Han ve Birinci Murâd Han zamanlarında kahramanlıkları görülen Lala Şâhin Paşa, Sultan Birinci Murâd Hanın yetişmesiyle meşgûl olup, şehzâdeliğinde ona lalalık yaptı ve bu sebeple lala lakabını aldı.
Birinci Murâd Hanın İzmit ve Bursa sancak beyliklerinde maiyetinde bulunan Lala Şâhin, Rumeli'de fetihlerin başlaması üzerine Süleymân Paşanın emrinde vazîfe aldı. Çorlu ve Lüleburgaz'ın fetihlerinde bulundu. Birinci Murâd Hanın, sultan olmasıyla kendisine beylerbeyilik verildi. Bundan sonra, ordu kumandanı olarak vazife yaptı. 1361'de Edirne'nin fethine Rumeli Beylerbeyi olarak katıldı ve Zağra'yı fethetti. 1361'de kurulan yeniçeri ocağı fikrinin öncülüğünde bulundu. 1364'te müttefik Balkan... (Devam)
Sırp Kralı Lazar, 1329 yılında Pirilepac'da doğdu. 1372 yılında Sırp tahtında meydana gelen karışıklıktan faydalanarak prens ünvanı ile zorla hükümdar oldu. Macar topraklarına girerek ülkesinin topraklarını genişletti. Kuruşevaç'da oturan Sırp Kralı Lazar, ilk önceleri Osmanlılara haraç vermeyi kabul etmişti. Fakat bunu ödememesi üzerine Osmanlılar harekete geçerek 1375 yılında Niş'i aldı. Barış teklifinde bulunan Lazar, Osmanlılara yılda 1000 libre gümüş vermeyi kabul etti.
Karamanoğullarını Osmanlılara karşı isyana teşvik eden Lazar, Bosna Kralı ile anlaşarak Osmanlıları Ploşnik'de bozguna uğrattı. Ancak 1389 yılında yapılan Kosova Savaşı'nda savaş meydanında savaşırken öldü. (Devam)
Fâtih Sultan Mehmed Han devri sadrâzamlarından. Doğum târihi bilinmemektedir. Sırp kavmine mensup asîl bir âilenin çocuğudur. Küçük yaşta serhat gâzileri tarafından esir alındıktan sonra, ümerâdan Mehmed Ağa tarafından satın alındı. Mehmed Ağa, iyi bir tahsil ve terbiye ile yetiştirdikten sonra, kendisini Sultan İkinci Murâd Hana takdim etti. Böylece tahsil ve terbiyesine sarayda da devâm etti. Zekâsı, ilmi ve kuvvetli şahsiyeti, Fâtih Sultan Mehmed Han tarafından takdir edildiğinden ocak ağalığına getirildi. İstanbul'un fethinde de vazife alan Mahmûd Ağa, 1455'te İshak Paşanın yerine sadrâzamlığa getirildi. 1459'da Sırbistan Seferine çıkan Mahmûd Paşa, Resav, Kuruca, Ostcoviça ve Durnik kalelerini zaptetti. Daha sonra Fâtih'le birlikte İkinci Mora Seferine çıkarak, Mistora'nın fethini gerçekleştirdi. 1460'ta yine Fâtih'in maiyetinde Amasra, Sinop ve Trabzon seferlerine iştirak eder... (Devam)
Osmanlı devlet adamlarından. 1818 yılında İstanbul'da doğdu. Şam ve Bağdat vâliliklerinde vazife yapan Mehmed Necip Paşanın oğludur.
Normal öğreniminden sonra Bâbıâlî'de Sadâret Mektubî Kaleminde vazifeye başladı. Devletin çeşitli kademelerinde çalışarak, 1847'de Sadâret ve aynı yıl Hâriciye Müsteşarı oldu. 1855'te Sayda ve Şam, 1856'da İzmir vâliliklerinde bulunduktan sonra, 1858'de Tanzimât Meclisi üyesi oldu. Bundan iki sene sonra kendi isteği ile Trablusgarp Vâliliğine getirildi. Burada yedi sene vâlilikten sonra saraya yanaşmanın çârelerini arayan Mahmûd Nedim Paşa, önce Bahriye Nâzırlığına, lî Paşanın ölümü üzerine, Sadrazamlığa getirildi (1871). Önceleri lî Paşaya karşı duyduğu kinini onun adamlarını vazifeden alıp, başka yerlere tâyin etmekle açığa çıkardı. Bu arada, Hüseyin Avni Paşayı Isparta'ya sürdürerek, ileride şehit edilecek olan Sultan Abdüla... (Devam)
Son devir Osmanlı sadrâzamı ve Hareket Ordusu kumandanı. 1856 yılında Bağdat'ta doğdu. Babası Basra mutasarrıfı Kethüdâzâde Süleymân Beydir. Mahmud Şevket, ilk öğrenimini Bağdat'ta yaptı. Sonra İstanbul'a gelerek askerî okulda tahsilini tamamlayıp, 1882'de kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı. Almanya'da dokuz yıl, Fransa'da bir müddet kalarak, batı kültürünü öğrendi. Bu sırada zırhlı kuleler ve ateşli silâhlar hakkında incelemelerde bulundu.
1901'de paşa olduktan sonra Mekke-i mükerreme ile Medîne-i münevvere arasında telgraf hattı döşetme vazifesiyle Hicaz'a gönderildi. Orada fazla kalmayıp, tekrar İstanbul'a döndü. 1905'te Kosova Vâliliğine getirildi. 1908'de İkinci Meşrûtiyetin îlânından sonra, Üçüncü Ordu komutanlığına, kısa bir müddet sonra da Rumeli Vilâyeti Müfettiş-i Umûmiliğine getirildi. 31 Mart Vakası üzerine toplanan ve Hareket Ordusu adı verilen birlik... (Devam)
Osmanlı devlet adamı. 1804 yılında İstanbul'da doğdu. Divân-ı hümâyûn hocalarından Halil Ramis Ağanın oğludur. Muntazam bir tahsil ve terbiye gördü. Mühendishane-i Berri-i Hümâyûnu bitirdikten sonra bilgisini artırmak için Paris'e gönderildi. 7 Ekim 1826'da Ruslarla imzâlanan Akkerman Sözleşmesine ikinci tercüman olarak katıldı. Ahmed Fevzi Paşa ile birlikte Mekteb-i Harbiyeyi kurdu. Sultan İkinci Mahmud Han tarafından mütercim Mehmed Rüşdü Paşa ile birlikte bâzı Fransızca askerî nizamnâmeleri Osmanlıca'ya çevirmekle vazifelendirildi. 1843'de müşir rütbesiyle Arabistan ordusu komutanlığına getirildi. Lübnan meselesinin hallinde büyük yararlığı oldu. 1852'de önce Tophâne Müşirliğine ardından Ticâret Nâzırlığına tâyin oldu. Bursa (1855) ve Kastamonu (1857) vâliliklerinde bulundu. 1858'de tekrar Arabistan Ordusu Komutanı sıfatıyla Irak ve Hicaz Müşirliğine getirildi. Kıbrıslı M... (Devam)
Derya (deniz) kaptanlarından. Tecrübeli bir denizci, iyi bir teşkilâtçı olan Mansûr Beyin çocukluğu ve gençliği hakkında fazla bilgi yoktur. Gelibolu'daki Osmanlı donanmasının Haçlılar tarafından baskını sırasında şehit olan Yûsuf Beyin yerine 1366'da İzmit Sancakbeyliğine getirildi. Böylece Osmanlı donanmasının komutanı olan Mansûr Bey, bahriyenin temellerini atmanın yollarını araştırırken, yeni tekneler yapılmasına hız verdi.
Sultan Murâd Hana Gelibolu'da bir deniz üssünün kurulmasını teklif etti. Osmanlı denizciliğine kuruluşta temel, sonradan güç verip destek olacak bir deniz üssünün kurulma teklifi Sultan Murâd Han tarafından memnuniyetle kabul edildi. Bunun üzerine Mansûr Bey, iç limanı, tersânesi, depoları, ikmâl merkezleri, değirmenleri, kışlaları ile o zamana göre her yönüyle modern bir deniz üssünü, temelden inşâ ederek, Türk denizciliğine kazandırdı.
1876 yılında İstanbul'da doğdu. 1895 yılında Teğmen rütbesi ile Harp Okulu'nu bitirdikten sonra, aynı yıl girdiği Harp Akademisi'ni 1898 yılında bitirerek Kurmay oldu. Bu tarihten itibaren ordunun çeşitli kademelerinde karargah ve birlik komutanlığı görevlerinde bulundu.
1914 yılında Tümgeneralliğe yükseldi. Çeşitli birliklerde Kolordu Komutanlığı, Anafartalar Grup Komutanlığı ve Ordu Komutanlığı görevlerinde bulundu. 6 Ocak 1918 tarihinde Genelkurmay Başkanlığına atandı. 28 Temmuz 1918 tarihinde Korgeneralliğe yükseldi. 27 Mayıs 1919 tarihine kadar bu görevi yürüttü. 1 nci Ordu Müfettişliği'nden sonraki Harbiye Nazırlığı görevinden 21 Nisan 1920 tarihinde istifa ederek Anadolu'ya geçti. Milli Müdafaa Vekili ve Heyeti Vekile Reisliği görevine atandı. 3 Nisan 1921 tarihinde Orgeneral, 31 Ağustos 1922 tarihinde de Büyük Zafer'in kazanılmasındaki yüksek hizmetlerini takdiren Mar... (Devam)
Yedi Sekiz Hasan Paşa (1831 - 1902) Türk mareşal.
Osmanlı Ordusu'nda erlikten mareşalliğe kadar yükselebilen nadir isimlerdendir. 1831'de Çorum'da doğdu. Askerliğine kadar demirci ustası olan babasının yanında çalışıp, askerlik vazifesiyle İstanbul'a gelmiştir. Kırım savaşı'na katılıp ve büyük yararlılıklar göstermiştir. İstanbul'a dönüşünde çavuş olur. Gözüpekliğiyle, daha çok Arnavut ve Çerkeslerin tekelinde olan muhafız alaylarında kendine yer edinir. Muhafız olarak katıldığı bir hac seferi sonrası içinde bulunduğu gemiyi batmaktan kurtarınca, Abdülmecit tarafından mülazımlık (teğmen) payesi verilir.
Abdülaziz'in saltanatında Ağa payesiyle Beşiktaş karakol komutanı olur. Ramazanda yemek yiyip, içki içenleri dövüp sonra Allah ıslah etsin ! diye bıraktığı rivayet edilir. II. Abdülhamit'i devirmek için Çırağan baskınını gerçekleştiren Ali Suavi'y... (Devam)
Türk, minyatürcü. Ayrıca matematik ve tarih konularında kitaplar da yazmış çok yönlü bir bilgindir.
Doğum tarihi ve yeri bilinmiyor. Kâtip Çelebi ölüm tarihi olarak 1533'ü vermekteyse de, bunun doğru olmadığı bugün kesinleşmiştir. Çeşitli kaynaklarda onun 1547'den, 1551'den, 1553'ten sonra ölmüş olabileceği ileri sürülmektedir. Yaşamı üstüne bilgi de yok denecek kadar azdır. Saraybosna yakınlarında doğduğuna, dedesinin devşirme olduğuna ilişkin kesinleşmemiş ipuçları vardır.
Enderun'da okumuştur. Matrakçı ya da Matrakî adıyla anılması, lobotu andıran sopalarla oynandığı ve eskrime benzeyen bir tür savaş oyunu olduğu bilinen "matrak" oyununda çok usta olmasından ve belki de bu oyunun mucidi bulunmasından ileri gelmektedir. Nasuh ayrıca çok usta bir silahşördü. Bu nedenle Silahî adıyla da anılırdı. Türlü silah ve mızrak oyunlarındaki ustalığı nedeniyle Osmanlı ü... (Devam)
On sekizinci yüzyıl Osmanlı sadrâzamı. 1706'da İstanbul'da doğdu. Sadrâzam Halepli Abdullah Paşanın oğludur. Babasının nezâretinde husûsî bir eğitim gördü. Silâhşör olarak saray hizmetine girdi. 1737'de Kapıcılar Kethüdâsı oldu. Vezir pâyesiyle Maraş Beylerbeyliğine tâyin edildi (1738). 1747-1758 yılları arasında çeşitli yerlerde muhâfızlık ve beylerbeyliği yaptı.
Sultan Üçüncü Ahmed'in kızlarından Esmâ Sultanla evlendirilerek (1758), Pâdişâh Üçüncü Mustafa Hana enişte oldu. Halep ve Anadolu beylerbeyliklerine tâyin edildi. Bosna (1760) ve Rumeli (1762) beylerbeyliklerinde bulundu. Köse Bâhir Mustafa Paşanın yerine sadrâzam oldu (1765). Rusya Seferine muhâlefetinden dolayı vazifesinden alınıp, Rodos'a sürüldü (1768). Hanımı Esmâ Sultanın şefâatiyle affa uğrayıp, Mora Muhâfızı oldu (1769). Yunanlı isyâncıları Tripolis yakınında mağlup ederek (1770) 'Mora Fâtih... (Devam)
On yedinci yüzyıl Osmanlı sadrâzamı. Doğum yeri ve târihi hakkında bilgi yoktur. Enderûn'a alınarak iyi bir tahsil gördü. Dârüssaâde Ağası Hacı Mustafa Ağanın desteğiyle kısa zamanda mirahur (emîr-i âhûr) oldu. Vezir pâyesiyle Mısır Vâliliğine tâyin edildi (1628). İstanbul'a çağırılıp Kubbealtı Vezirliğine getirildi (1631). Topal Recep Paşanın îdâmı üzerine, sadrâzamlığa tâyin edildi (1632). Sultan Dördüncü Murâd Hana yardımcı olarak, yeniçeri ocağına yeniden düzen verilmesinde mühim rol oynadı. Pâdişâhın yanında çıktığı Revân Seferinde gösterdiği başarılarla, Sadrâzamlığa ilâve olarak kendisine Rumeli Beylerbeyliği de verildi (1635). Revân'ı korumak vazîfesiyle Diyarbakır'da bırakılmasına rağmen, Revân'ın İranlılar eline geçmesini önleyemediği için azledildi (1637). İstanbul'a dönüşünde Özi (1637), daha sonra da Budin (1638) beylerbeyliğine tâ... (Devam)
On sekizinci yüzyıl Osmanlı sadrâzamlarından. Aslen İstanbulludur. Dîvân-ı Hümâyûn Kâtiplerinden Yirmisekiz Mehmed Efendinin oğludur. Medrese tahsilini tamamladıktan sonra, pek çok görevlerde bulundu. Sadâret Mektûbî Kaleminde vazifeliyken, babasının Fransa'ya elçi olarak gitmesi sırasında ona Kethüdâ tâyin olundu. Fransa'da bulunduğu müddet içinde yeni sanat ve teknik gelişmeleri inceleme fırsatı buldu. Yurda dönüşte Macar olup İslâmiyeti kabûl eden İbrâhim Müteferrika ile birlikte ilk matbaa olan Matbaa-i mire'nin kuruluşunda hizmet etti. Bu matbaada ilk basılan kitap Vankuli lügat kitabı idi. Bu hizmetinden dolayı Sadrâzam Damad İbrâhim Paşa tarafından mükâfâtlandırıldı ve Dîvan-ı Hümâyûn kâtipleri arasına alındı. 1732'de Rusya ve daha sonra İsveç'e elçi gönderildi. 1739'da Osmanlı Devleti ile Avusturya arasındaki hudut belirlemesi görüşmelerine katıldı... (Devam)
Gazne Sultanlarından. Sultan Gazneli Mahmud'un oğlu olup, 998'de Gazne'de doğdu. Gazneli Mahmud'un büyük oğlu olduğundan, veliaht tâyin edildi. İyi bir eğitim ve öğretim gördü. Devlet idâresinde tecrübe sâhibi olması için, 1017'de Herat Vâliliğine tâyin edildi. Sultan oluncaya kadar vâliliklerde bulunup, seferlere katıldı. 1030'da Rey Vâlisiyken, Şiî-Büveyhîlerden Hemedan ve İsfahan'ı aldı. Bu seferde babası vefât edince, kardeşi Celâlü'd-Devle Muhammed'in tahta çıktığını öğrendi. Gazne'ye dönüp, adına hutbe okutarak, Ekim 1030'da sultan îlân edildi.
Babası devrinde başlayan Hindistan seferlerini devâm ettirdi. Hindistan'daki Gazneli hâkimiyetini kuvvetlendirdi. Gazneli topraklarına girmek isteyen Mâverâünnehir'deki Selçuklularla mücâdele etti. 1035'te Nesâ, Ferâva ve Dihistân vilâyetlerini Selçuklulara yurt olarak verdi. 1039'da Horasan Seferine çıktı. Selçukluları kesin bir ma... (Devam)
Sultan Mehmed Reşad 2 Kasım 1844 tarihinde İstanbul'da doğdu. Babası Sultan Birinci Abdülmecid, annesi Gülcemal Kadın Efendi'dir. Annesi Çerkezdir. Çocukluğu, padişah olan babasının yanında geçti. Eğitim ve öğrenimine gereken önem gösterildi.
Sultan Mehmed Reşad, amcası Sultan Abdülaziz zamanında rahat bir şehzadelik yapmasına rağmen ağabeyi Sultan İkinci Abdülhamid zamanında sarayda hapis hayatı yaşadı. Veliaht olduğu için devamlı kontrol altında tutuluyordu. Sultan Mehmed Reşad günlerini haremde geçirir, şiir ve kitap okurdu.
Sultan Beşinci Mehmed Reşad, İttihat ve Terakki partisinin desteğiyle tahta çıktığında 65 yaşındaydı. Sultan İkinci Abdülhamid'in padişahlığı sırasında devlet işleriyle yeterince ilgilenmemişti. Padişahlığı sırasında yönetim daha çok İttihat ve Terakki partisinin ileri gelenlerinden Enver Paşa, Talat Paşa ve Cemal Paşa'nın eline geçmişti.
Büyük Selçuklu Devleti sultanı. Sultan Melikşah'ın oğlu olup, 1082 yılında doğdu. Babasının 1092'de vefâtıyla, Selçuklu sultanı olan ağabeyi Berkyaruk'un yanında yetişti. Sultan Berkyaruk, ona, Gence havâlisinin idâresini verdi. Muhammed Tapar, Gence'ye gelerek Arran'ı da hâkimiyeti altına aldı. Kumandanlarının kışkırtmaları ile ağabeyine karşı zaman zaman isyân etti. Yapılan andlaşmayla zerbaycan, Diyar-ı Bekir ve el-Cezîre kendisine verildi. Sultan Berkyaruk'un vefâtından (1104) sonra, Bağdat'a gelerek Selçuklu tahtına geçti (1105).
Muhammed Tapar önce amcasının oğlu Mengü Bars'ın isyânını bastırdı. Daha sonra, ülkede uzun zamandır karışıklık çıkaran, anarşiyi tahrik eden Bâtınîlere karşı mücâdele etti. 1107'de Bâtınîlerin merkezi olan Alamut Kalesi kuşatıldı ve çok sayıda Bâtınî öldürüldü. Birinci Haçlı Seferinden sonra, Haçlı ordularının tam hâkimiyeti altına giren... (Devam)
Büyük Hun İmparatorluğu hâkanı. Orta Asya'da yaşayan Hunların, bilinen ilk Yabgusu Tuman'ın (Teoman) oğludur. Mîlâddan önce üçüncü yüzyılın ortalarında doğdu. Çocukluğundan itibâren iyi bir komutan ve savaşçı olarak yetiştirildi. Adı sonradan konuldu. Adı, Çin kaynaklarında yazıldığı gibi olup, Çin dil bilimcileri (sinologlar), 'Motun, Maoton, Modok, Mado, Mode, Mete' olarak okumuşlardır. Umûmî Türk târihi bilginleri; bu bakımdan adının; Çinlilerin Türkçe adları kaydetmek usûlünden, 'Batur, Bağatur, Bahadır' olması gerektiği îzâhatını yaparlar.
Mete, Tuman Yabgu'nun büyük oğlu olduğu için, Hun veliahtı idi. Ancak, Mete'nin üvey annesi, kendi oğlunu Hun hükümdârı yapmak için Tuman Yabgu'yu kandırdı. O çağlarda Orta Asya'da güçlü kavimler, karşılıklı olarak birbirlerine, zayıf kavimler de güçlü kavimlere rehineler gönderirlerdi. Bu bir nevi saldırmazlık antlaşmasıydı. Tu... (Devam)
On yedinci yüzyıl Osmanlı sadrâzamlarından. Arnavut asıllıdır. Devşirme olarak yeniçeri ocağına alındı. Saksoncubaşı olarak Sultan Dördüncü Murâd'ın Bağdat Seferine katıldı. Şehrin 1638'de fethinden sonra zağarcıbaşı olarak orada kaldı. Daha sonra İstanbul'a dönerek 1645'te kul kethüdâsı oldu. 1646'da çıkılan Girit Seferinde Kisamo Kalesini fethetti. Sekbanbaşı rütbesiyle Hanya muhâfızı oldu. Nüfuzlu bir Yeniçeri ağası olarak İstanbul'a döndü. 1648'de Sultan İbrâhim'in tahttan indirilmesiyle sonuçlanan yeniçeri ayaklanmasını başlattı. Tahta geçen Sultan Dördüncü Mehmed tarafından yeniçeri ağalığına tâyin edildi. Çıkan sipâhi ayaklanmasını bastırdı. 1649'da Sofu Mehmed Paşanın yerine sadrâzam oldu. Kendi başlattığı anarşinin kendisine karşı da devamına tahammül edemeyip, 1650'de sadrâzamlıktan çekildi ve Budin Beylerbeyliğine tâyin edildi. 1653'te kaptan-ı deryâ ol... (Devam)
On yedinci yüzyılın ikinci yarısında deniz muhârebelerindeki kahramanlıklarıyla meşhûr, Osmanlı Kaptân-ı Deryâsı. İsmi, Hüseyin'dir. Gençliğinde Venediklilerle yaptığı bir deniz muhârebesinde sekiz-on yerinden yaralanıp öldüğü sanılırken iyileşmesi üzerine, Venedikliler tarafından kendisine Mezomorto (yarı ölü) lakabı verildi ve sonradan bütün Akdeniz'de bu sıfatla anıldı. Bâzı kaynaklarda Mağribli olduğu kaydedilirse de doğum yeri ve târihi bilinmemektedir.
Hüseyin Reis, denizciliğe çok genç yaşta leventlikle başladı. Cesur, gözünü budaktan esirgemeyen bir kimseydi. Akdeniz'de İspanyol, İtalyan ve Venediklilerle çetin deniz muhârebeleri yaptı. 1674 yılından itibâren, ünü bütün Akdeniz'i sardı. Cezâyir'in en mümtaz simâlarından biri oldu. Cesâret ve denizcilik bilgisi sâyesinde Cezâyir dayısı seçildi (1683). Aynı yıl Fransızların büyük bir donanmayla Cezâyir'i k... (Devam)
Tanzimat devri Osmanlı sadrâzamlarından. Rusçuklu Mehmed Eşref Efendinin oğlu olup, 1822'de İstanbul'da doğdu. Asıl adı Ahmed Şefik olup, Midhat ismiyle meşhur oldu.
Husûsî hocalardan ders aldı. Dîvân-ı Hümâyûn kaleminde vazifeye başladı (1834). Mustafa Reşîd, lî, Mütercim Rüşdî ve Sâdık Rifat paşaların toplantılarında Zâbit Kâtipliği yaptı. Paris, Londra, Viyana ve Belçika'ya gitti (1858). Avrupalıların Osmanlıları yıkmak için ürettikleri fikirlerin etkisinde kaldı. Yurda dönüşünde Meclis-i Vâlâ (Danıştay) Başkâtipliğine getirildi (1859). Daha sonra Niş (1861) ve Tuna (1864) vâliliklerine tâyin edildi. Tuna vilâyetinde yaptığı çalışmalarla Avrupalıların takdirini kazandı. Şurây-ı Devlet (Danıştay ve Yargıtay) Reisliğine getirildi (1868). Sadrâzamla anlaşamadığından Bağdat Vâliliği göreviyle İstanbul'dan uzaklaştırıldı (1869). Sonra azledilerek Edirne Vâlili... (Devam)
18 Ekim 1822'de İstanbul'da doğdu. Çocukluğunu İstanbul'da ve babasının naip olarak bulunduğu Vidin ve Loveç'te (Lofça) geçirdi. Özel eğitim gördü. 1834'te Divan-ı Humayün kaleminde görev aldı. Burada kendisine Midhat mahlası verildi. Daha sonra Arapça ve Farsça öğrendi. Divan-ı Humayün'ün görevlerini üstlenen Meclis-i Vükela'nın katipleri arasında yer aldı. 1840'ta Sadaret Mektubi Kaleminde yer aldı. 1842-46 arasında tahrirat katibi yardımcısı olarak Şam ve Sayda'da, 1846'dan sonra divan katibi olarak Konya ve Kastamonu'da görev yaptı. 1849'da İstanbul'a dönerek Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye'de Mazbata Kalemi katibi, ertesi yıl serhalife oldu. 1852'de Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye'nin Anadolu Kalemi'nin ikinci katipliğine atandı. 1854'te sadrazam olan Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa tarafından Rumeli'de yaygınlaşan isyan ve eşkiyalık olaylarını bastırmak gibi, yerine getirilmesi güç bir işle ... (Devam)
Musa Çelebi, dördüncü Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid'in oğullarından biridir. Babasının sağlığında Rumeli'de akıncı beyi oldu. Ankara Savaşı'na kardeşleri ile birlikte katıldı ancak babası Yıldırım Bayezid ile beraber Timur'a esir düştü. Timur bir süre sonra Musa'ya, Bursa ve bölgesi emirliğini verdi. Musa Çelebi, Akşehir'de ölen babasının cenazesini Bursa'ya götürdükten sonra, İsa Çelebi ile savaştı. Yapılan ikinci savaşta İsa Çelebiye karşı yenilen Musa Celebi, önce Germiyanoğlu Yakup Bey'in, bir süre sonra da Karamanoğullarının yanına çekildi.
Buradayken kardeşi Mehmed Çelebi ile Süleyman Çelebiye karşı anlaştı. Candaroğlu İsfendiyar Bey'in yardımı ile Eflak'a geçti. Eflak, Sırp ve Bulgar kuvvetlerinin yardımlarını alarak Rumeli Beylerbeyini Yanbolu'da yendi. Bu olay üzerine kardeşi Musa Çelebi'nin üzerine yürüyen Süleyman Çelebi, onu Haliç'te Hasköy yakınl... (Devam)
Osmanlı devlet adamı ve târihçisi. 1824 yılında İzmir'de doğan Mustafa Nûri Paşa, Müderris Mansûrizâde Mehmed Efendinin oğludur. Özel olarak yetiştirilerek Arapça ve Farsça'yı çok iyi öğrendi. 1845'te Bursa vilâyet tahrîrât kâtipliğine girerek devlet hizmetlerinde çalışmaya başladı. Bir sene sonra İstanbul'a naklini yaptırarak memuriyet kademelerinde yükselmeye başladı. Dîvân-ı hümâyun büyükelçiliğiyle Deâvî Nezâretinde bulunduktan sonra, 1872'de Sadâret Müsteşârlığına getirildi. Daha sonra Defteri Hâkanî Emîni ve Vezir pâyesiyle 1882'de Maârif Nâzırı oldu. 1886'da Evkâf-ı Hümâyûn Nâzırı olunca, İstanbul'daki harap olmuş pek çok câmi, mescit, türbe, medrese, sebil, çeşme ve su yollarını tâmir ettirdi.
Ünlü türk devlet adamı, 1800'de İstanbul'da doğdu. Babasından ders alarak medreseye başladı. Eniştesi Seyid Ali Paşa'nın yanında büyüdü ve mühürdar olarak Mora seferine çıktı. 1828-1829 yıllarındaki Osmanlı-Rus savaşında kâtiplik yaptı. Savaşlar sırasında yazdığı telhisleriyle Sultan II. Mahmud'un ilgisini çekmiş, bunun üzerine Amedi odası halifeliğine tayin edilmişti. Edirne Barışında kâtip olarak görev aldı.
1834'de ortaelçi olarak Paris'e gönderildi. Cezayiri Garp eyaletinin Osmanlılara geri verilmesi ile görevlendirilen Mustafa Reşit Paşa Cezayir sorununu çözemedi. 1835'de İstanbul'a döndü ve aynı ay içerisinde Paris'e Büyükelçi olarak gönderildi. Fransızca öğrendi. Londra'da İngilizlerle iyi ilişkiler kurarak hariciye nazırlığına atandı. İngilizlerle bir ticaret antlaşması imzalayarak Osmanlı İmparatorluğu'nun İngiltere'nin açık pazarı olmasını sağladı ... (Devam)
Tanzimât devri devlet adamı, şâir ve yazarlarından. Babası, Ayıntaplı Abdünnâfî Efendi devrinin ilim adamlarındandı. 1830'da Ayıntap (Gaziantep)ta doğdu. İlk medrese tahsilini doğum yerinde gördü. ilesiyle birlikte gittiği Mısır'da tahsilini devam ettirdi.
Mısır medreselerinde temel dînî bilgileri öğrendi, Arapça ve Farsça'sını ilerletti. 1852'de İstanbul'a gelerek, Bâb-ı âlî tercüme odasında vazife aldı. Burada yabancı diller muallimi Mühtedî Emin Efendiden Fransızca öğrendi. 1855'te Berlin sefîri Kemal Paşanın ikinci kâtibi olarak Almanya'ya gitti. Orada kaldığı üç sene içinde üniversite tahsili gördü. Berlin'de kaldığı müddet içinde Avrupa kültür ve yaşayışına hayranlık duyarak, orada gördüklerini Türkiye'ye getirmeye çalıştı. 1859'da döndüğü İstanbul'da Ticâret Mahkemesi İkinci reisliği, Rûznâme-i Cerîde-i Havâdis muharrirliği (yazarlığı), Bâb-ı âli birinc... (Devam)