13 Kasım 1918’de İstanbul’a gelen Mustafa Kemal siyasi yollarla mücadele etmek, bir hükümet kurmak ve kurulacak hükümette bakan olabilmek için çalışmıştır. Baskı altındaki İstanbul’da amacına ulaşamayacağını anlayınca Anadolu’ya geçmek ve milli mücadeleyi başlatmak istemiştir.
Kurtuluş Çareleri :
Aydınlar arasında vatanın kurtuluşu için şu görüşler ileri sürülmüştür:
- Amerikan mandasına girmek
- İngiliz mandasına girmek
- Bölgesel kurtuluş gerçekleştirmek
- Milli iradeye dayalı, tam bağımsız yeni bir devlet kurmak
MUSTAFA KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKMASI
(19 MAYIS 1919)
Samsun çevresindeki Türkler’in silahlanmasını ve teşkilatlanmasını engellemek için 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Samsun’a gönderilmiştir. Samsunda yayınladığı raporda Rumlar’ın siyasi emellerinden vazgeçmeleri halinde karışıklığın kendiliğinden sona ereceğini belirtmiştir.
Not : 19 Mayıs 1919 Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı kabul edilmektedir.
HAVZA GENELGESİ (28 MAYIS 1919)
Mustafa Kemal daha güvenli bir bölge olan Havza’ya gitmiş, orada halkı bilinçlendirmek ve işgallere karşı tepkisini artırmak için bir genelge yayınlamıştır. Buna göre,
- İşgallere karşı mitingler düzenlenecek
- İtilaf devletleri temsilcilerine ve İstanbul Hükümeti’ne işgalleri kınayıcı telgraflar çekilecek
- Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri yaygınlaştırılacak
- İşgallerin ciddiyeti halka anlatılacak
- Bütün bunlar yapılırken azınlıklara iyi davranılacak
Genelge etkili olmuş, ilk önce Havza’da daha sonra başta İstanbul olmak üzere birçok bölgede mitingler düzenlenmiştir. Mustafa Kemal Harbiye Nezareti tarafından İstanbul’a çağrılmışsa da dönmemiş, Amasya’ya hareket etmiştir.
AMASYA GENELGESİ (22 HAZİRAN 1919)
Kurtuluş Savaşı'nın;amacını,gerekçesini ve yöntemini ortaya koyan bir ihtilal bildirgesidir.
Mustafa kemal milli birliği gerçekleştirmek ve Kurtuluş Savaşı’na çağrıda bulunmak amacıyla çeşitli komutanların da imza ve desteğini alarak Amasya’da yeni bir genelge yayınlamıştır. (Ali Fuat, Kazım Karabekir vs.)
Buna göre ;
- Vatanın bütünlüğü ve milletin istiklali tehlikededir. (Kurtuluş Savaşı’nın gerekçesidir)
- İstanbul hükümeti üzerine aldığı vazifenin gereğini yerine getirmemekte, bu da milletimizi yok göstermektedir.
- Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. (Kurtuluş Savaşı’nın amaç ve yöntemi)
- Milletin haklarını tüm dünyaya duyuracak bir kurul toplanmalıdır. (Temsil heyetinden bahsediliyor.)
- Her bakımdan güvenli bir bölge olan Sivas’ta milli bir kongre toplanmalıdır. (Davet)
- Bunun için yurdun her yanında 3 delege seçilmeli, seçimlerin yapılmadığı yerde halkın güvenini kazanmış 3 kişi belirlenip derhal yola çıkarılmalıdır.
- Delegelerin belirlenmesinde, Müdafa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Cemiyetleri ve belediyeler görevlendirilmiştir. (Böylece kurtuluş savaşını yayma ve millete maletme hedeflenmiştir).
- Bütün bu işler büyük bir gizlilik içinde yapılmalı ve milli bir sır olarak saklanmalıdır.
- 10 Temmuz’da Erzurum’da doğu illeri adına bir kongre toplanacaktır.
Not-1: Türk inkılabının ihtilal safhası başlamıştır. İlk kez millet egemenliğine dayalı bir yönetim kurulacağından bahsedilmiştir.
Not- 2: Halk milli mücadeleye davet edilmiştir.
Not-3: Sivas Kongresi’ne çağrı yapılmış, Erzurum Kongresi’nin toplanacağı duyurulmuştur.
Not-4 : Mustafa Kemal’in Amasya Genelgesi ile yetkilerini aşması önce İstanbul Hükümeti tarafından daha sonra padişah tarafından geri çağrılmasına sebep olmuş, Mustafa Kemal, 7-8 Temmuz gecesi askerlikten istifa etmiştir.
ERZURUM KONGRESİ
(23 TEMMUZ – 7 AĞUSTOS 1919)
Erzurum’da 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa Mustafa Kemal’e destek vermiş, Erzurum Kongresi’ne katılmasını ve başkan seçilmesini sağlamıştır. Kongrede çok önemli kararlar alınmıştır.
- Milli sınırlar içerisinde vatan bir bütündür parçalanamaz. (Misak-ı Milli’ye temel teşkil etmiştir.)
- İşgallere karşı topyekün savunmaya geçilecektir.
- Osmanlı hükümeti vatanın bütünlüğünü koruyamazsa geçici bir hükümet kurulacak, bu hükümet üyeleri milli kongre tarafından seçilecek, milli kongre toplanana kadar hükümet görevi yapacak olan temsil heyeti oluşturulacaktır.
- Milli kuvvetleri etkili, milli iradeyi hakim kılmak esastır.
- Azınlıklara milli birliğimizi ve sosyal dengemizi bozacak haklar verilemez.
- Manda ve himaye kabul edilemez. (ilk kez reddedilmiştir.)
- Osmanlı Mebusan Meclisi’nin bir an önce toplanmasına çalışılacaktır.
- Doğu Anadolu’daki cemiyetler, Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirilmiştir.
Not-1: Toplanışı yönüyle bölgesel, kararları yönüyle millidir.
Not-2 : İhtilal özelliği belirgindir.
Not-3 : Sivas Kongresi’nin ve Misak-ı Milli’nin temelini oluşturmuştur.
Not-4 : Erzurum Kongresi’ni toplayan Doğu Anadolu’daki müdafaa-i hukuk cemiyetleri Türklerin bölgeden izinsiz göçünü yasakladıkları gibi kültürel faaliyetlere de önem vermişlerdir.
BALIKESİR VE ALAŞEHİR KONGRELERİ
(26-31 TEMMUZ) (16 – 25 AĞUSTOS 1919)
Batı Anadolu’da Yunanlılar’a karşı elde edilen bazı başarılar birliklerimizin desteklenmesi düşüncesini doğurmuştur. Bu amaçla Edirne, Balıkesir, Alaşehir ve Nazilli’de kongreler toplanmıştır.
Balıkesir Kongresi Kararları :
- Yunanlılar’a karşı mücadele devam ettiği sürece seferberlik vardır.
- İdareyi tek elden sağlamak için merkez heyeti kurulacaktır.
- Sancaklarda ve kazalarda levazım birlikleri oluşturulacaktır.
- Ayvalık kıyılarından başlayan Soma, Akhisar, Salihli, Nazilli kasabalarından geçen bir hat üzerinde Batı cephesi oluşturulmuştur. (Kurtuluş Savaşı’nın ilk cephesi)
Not-1 : Erzurum Kongresi kararlarından habersizdir.
Not-2 : Bölgeseldir.
Not-3 : Alaşehir Kongresi’nde Balıkesir Kongresi kararları onaylanmıştır.
SİVAS KONGRESİ (4-11 EYLÜL 1919)
Amasya Genelgesi’nde toplanması istenilen Sivas Kongresi yurdun her yerinden gelen delegelerin katılımıyla toplanmıştır. İtilaf devletlerinin Sivas’ı işgal etme tehdidi ve Elazığ Valisi Ali Galip’in kongreyi basma girişimi sonuç vermemiştir. Kongrede Mustafa Kemal’in başkanlığı, manda fikri ve Erzurum Kongresi kararları tartışılmıştır.
Alınan Kararlar :
- Erzurum Kongresi kararları kabul edilmiş, bazı konularda değişiklik yapılmıştır.
* “ Temsil Heyeti, Doğu Anadolu’yu temsil eder.” cümlesi “ Temsil Heyeti bütün vatanı temsil eder.” Şeklinde değiştirilmiştir.
*Bütün cemiyetler “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirilmiştir.
- Manda ve himaye kesin olarak reddedilmiştir.
- İrade-i Milliye adıyla bir gazete çıkarılmalıdır.
- Mebusan Meclisi’nin açılması için yapılan çalışmalar hızlandırılacaktır.
- Yurdun bölünmesi düşünen, Ermeni ve Rum devleti kurmayı amaçlayan cemiyetlerin çalışmalarına izin verilemez.
Özellikleri :
- Toplanması ve aldığı kararlar yönüyle millidir.
- Mustafa Kemal’in güç ve otoritesi artmış milli bir lider olarak ortaya çıkmıştır.
- Kurtuluş Savaşı bütün vatana yayılmış, millete mal edilmiştir.
- Sivas Kongresi’nde Ali Fuat Paşa Batı Cephesi Komutanlığı’na getirilmiş, böylece Temsil Heyeti yürütme gücünü ilk kez kullanmıştır.
Sonuçları :
- Mustafa Kemal İstanbul ile haberleşmeme emrini vermiştir.
- Padişahtan Mebusan Meclisi’nin bir an önce toplanmasını ve Damat Ferit’in istifa etmesini istemiştir.
- Anadolu’daki gelişmeleri önleyemeyen Damat Ferit Paşa istifa etmiş ve yerine Ali Rıza Paşa kabinesi kurulmuştur.
Not : Temsil Heyeti’nin ilk siyasi başarısı Damat Ferit’in istifasıdır.
- Vatansever bir kişi olan Ali Rıza Paşa milli mücadelecilerle iyi geçinmeye çalışmış, gönderdiği temsilcilerle Amasya Görüşmeleri’ni yapmıştır.
AMASYA GÖRÜŞMELERİ (20-22 EKİM 1919)
Ali Rıza Paşa Bahriye Nazırı Salih Paşa’yı Amasya’ya göndermiş, Temsil heyeti ile 3 gün süren görüşmeler sonunda Salih Paşa, ileri sürülen konuları şahsen kabul etmiş, İstanbul Hükümeti’ne de kabul ettirmeye çalışacağını belirtmiştir. Görüşülen konular :
- Vatanın bütünlüğü, işgallere izin verilmemesi gerektiği
- Mebusan Meclisi’nin İstanbul dışında, güvenli bir bölgede toplanması
- Temsil heyetinin haberi olmadan düşmanla barış görüşmelerine gidilmemesi
- Azınlıklara dengeyi bozucu imtiyazlar verilmemesi
İstanbul Hükümeti meclisin toplanması dışındaki konulara sıcak bakmamıştır.
Not : Temsil heyeti böylece ilk kez İstanbul Hükümeti tarafından tanınmış olmaktadır.
TEMSİL HEYETİ’NİN ANKARA’YA GELİŞİ (27 ARALIK 1919) :
Mustafa Kemal meclisin İstanbul dışında toplanmasını istemişse de arkadaşları bile mevcut kanunlara göre bunun mümkün olmadığını belirtince ısrarlı olmamış, seçimlerin yapılmasını beklemeye başlamıştır. Bu arada Temsil heyeti’nin merkezi Ankara’ya taşınmıştır. Bunun sebepleri :
- Ulaşım ve haberleşme yönünden elverişli olması
- Coğrafi konumunun uygunluğu
- Batı cephesine yakınlığı
- Güvenli bir bölge olması
- İstanbul’daki meclisin çalışmalarının daha yakından takip edilebilmesi
SON OSMANLI MEBUSAN MECLİSİ’NİN TOPLANMASI
(19 OCAK 1920)
Seçimler hiçbir müdahale olmadan yapılmış ve genellikle Müdafaa-i Hukuk taraftarları kazanmıştır.
Mustafa Kemal görüşmelere katılacak arkadaşlarından bazı önemli isteklerde bulunmuştur.
- Kendisinin meclis başkanı seçilmesi (Böylece meclis başkanı sıfatıyla, meclisin dağıtılması durumunda, yeni bir meclis toplayabilecektir.)
- Müdafaa-i Hukuk adlı bir grup oluşturmaları
- Misak-ı Milli kararlarının kabul edilmesi
Not : İstanbul’daki padişah taraftarlığı havasından etkilenen mebuslar fikirlerini değiştirmişler, Mustafa Kemal başkan seçilmemiş, Felah-ı Vatan adlı bir grup oluşturulmuş, fakat Misak-ı Milli kararları kabul ve ilan edilmiştir.
MİSAK-I MİLLİ (28 OCAK 1920)
- Mondros imzalandığı tarihteki sınırlar milli sınırlarımızdır. Bu sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür.
- Mondros’tan önce işgal edilmiş olan üç bölgede ise halk oylamasına gidilecektir.
* Kars, Ardahan, Batum
* Batı Trakya
* Arapların yaşadığı bölgeler
- İstanbul, Marmara ve Halife’nin güvenliğinin sağlanması şartıyla Boğazlar’dan geçiş serbest olacaktır.
- Azınlıklara tanınan haklar, komşu devletlerdeki Türkler’e tanınan haklar kadar olacaktır.
- Siyasi, adli ve ekonomik bağımsızlığımızı kısıtlayıcı ayrıcalıkların varlığı kabul edilemez.
(Dış borçların ödenmesi de bununla ilgilidir.)
Önemi :
- Yeni kurulacak Türk devletinin sınırlarını tespit etmiştir.
- Erzurum ve Sivas Kongresi kararlarına dayanır.
- Son Osmanlı Mebuslar Meclisi’nce belirlenmiş, ilk TBMM tarafından gerçekleştirilmiştir.
- Kabul edilebilecek askeri şartları içerdiğinden bir barış programı niteliğindedir.
- Wilson ilkeleri esas alınmıştır.
Sonuçları :
- Seçimlerin yapılmasına ve meclisin çalışmalarına müdahale etmeyen itilaf devletleri, Misak-ı Milli’nin ilanını büyük bir şaşkınlık ve öfke ile karşılamışlardır.
- İstanbul Hükümeti’ne baskı yapmışlar, Ali Rıza Paşa istifa etmiş, Salih Paşa hükümeti kurulmuştur.
- İstanbul’u işgal etmişlerdir. (16 Mart 1920) Böylece Osmanlı Devleti bir kez daha fiilen sona ermiştir.
- Meclis dağıtılmış, üyelerinin bir kısmı tutuklanıp sürgün edilmiştir.
- Mebusların bir kısmı Anadolu’ya kaçarak Milli Mücadele’nin kadro yönüyle güçlenmesini sağlamışlardır.
- İstanbul’un işgalini kınayan ve baskılara rağmen Milli Mücadele’ye karşı olduğunu bildirmeyen Salih Paşa istifa etmek zorunda kalmıştır. Damat Ferit Paşa yeniden hükümeti kurmuştur.
- Böylece Temsil Heyeti ile İstanbul Hükümeti arasında başlayan yakınlaşma tekrar gerilimli bir hale dönmüştür.
- Mustafa Kemal kurtuluş hareketinin padişah ve halifenin de kurtuluşunu amaçladığını belirtmiştir.
Not : Böylece milli birlik ve bütünlüğün sağlanmasına çalışılmıştır.
- Anadolu’da yeni bir meclisin toplanması tartışmasız kabul edilir hale gelmiştir.
İLK TBMM (23 NİSAN 1920)
İstanbul’daki gelişmeleri yakından takip eden Mustafa Kemal 19 Mart’ta yayınladığı bir genelgeyle bütün yurtta seçimler yapılmasını ve Ankara’da yeni bir meclis toplanmasını istemiştir. Buna göre TBMM, 23 Nisan 1920’de Sinop mebusu Şerif Bey’in başkanlığında toplanmıştır. İstanbul’dan kaçan Mebusan Meclisi üyeleri de TBMM’ye kabul edilmiştir.
Not : Böylece Milli İradeye saygı gösterilmiş, milli birlik ve bütünlüğün sağlanmasına çalışılmıştır.
Alınan İlk Kararlar :
- Yeni bir hükümet kurmak zorunludur.
- Geçici bir hükümeti tanımak veya padişah kaymakamı atamak doğru değildir. (Meclisin bağımsızlığını ve devamlılığını sağlamak amaçlanmıştır.)
- TBMM’nin üzerinde hiçbir güç yoktur.
- Yasama, yürütme yetkileri, (güçler birliği ilkesi) meclise aittir. (İşlerin hızlı yürümesi için böyle bir karar alınmıştır.)
- Hükümetin üyeleri meclis içerisinden seçilir. Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır.
- Padişah ve halife baskı ve zorlamadan kurtulduğu zaman meclisin aldığı karara göre uygun olan yerini alır.
Yorumlar :
- Amacı Misak-ı Milli’yi gerçekleştirmek ve vatanı düşman işgalinden kurtarmak olan kişilerden (idealistlerden) kurulmuştur.
- Kurtuluştan sonra yapılacak inkılaplar bu meclisin gündemini oluşturmayacaktır.
- Bu meclisin gerçekleştirdiği tek inkılap saltanatın kaldırılmasıdır.
- Meclisteki subaylar askerlik mesleğini de beraber yürütmüşlerdir. (Meclisle,cephelerin irtibatını sağlamak için)
- TBMM’ye karşı çıkan isyanlara karşı 29 Nisan 1920’de Hıyanet-i Vataniye kanunu çıkarılmıştır.
- İstiklal mahkemeleri vasıtasıyla yargı gücünü kullanmıştır.
- Olağanüstü yetkilere sahip, sert tedbirler alan ihtilalci bir meclistir.
- 20 Ocak 1921’de Teşkilat-ı Esasiye adıyla ilk anayasa hazırlanmıştır.
- Kurucu meclis özelliği taşımasına rağmen, “Olağanüstü yetkilere sahip meclis” adıyla açılmıştır.
- Meclis hükümeti sistemi benimsenerek işlerin hızlı yürümesi ve meclis ile hükümetin uyum içinde çalışması sağlanmıştır.
TBMM’YE KARŞI ÇIKAN İSYANLAR
Nedenleri :
- İtilaf devletlerinin denetimlerini devam ettirebilmek amacıyla boğazların çevresinde tampon bölgeler oluşturmak istemeleri
- Şeyhülislamdan alınan fetva ile Kuvay-ı Milliyeciler’in dinsiz ilan edilmesi.
- Yapılan gıyabi yargılamada Mustafa Kemal ve arkadaşları hakkında idam kararı çıkarılması
- Milli mücadelecilerin bolşeviklikle veya ittihatçılıkla suçlanmaları
- Bütün bu suçlamaların İngiliz uçaklarıyla halka ulaştırılması
- Bazı zengin ve nüfuz sahibi kişilerin çıkarlarını korumak istemeleri
- Azınlıkların bağımsız devlet kurma amaçları
- Bazı Kuvay-ı Milliyeciler’in halka baskı yapması
- Bazı Kuvay-ı Milliyeciler’in düzenli orduya katılmak istememeleri
* İstanbul Hükümeti’nin Çıkardığı İsyanlar :
Anzavur İsyanı : Balıkesir çevresinde iki kez isyan etmiş, Çerkez Ethem kuvvetlerince bastırılmıştır.
Kuvay-ı İnzibatiye İsyanı (Halifelik ordusu) : Geyve, Adapazarı çevresinde faaliyet gösteren halifelik ordusu Ali Fuat Paşa birlikleri tarafından mağlup edilmiştir. Kuvay-ı İnzibatiye’nin bir kısmı Kuvay-ı Milliye safına katılmışlardır.
* İstanbul Hükümeti ile İtilaf Devletleri’nin Çıkardığı İsyanlar :
Bolu, Düzce, Hendek, Adapazarı İsyanları : İtilaf devletlerinin boğazlar çevresinde tampon bölgeler oluşturmak amacıyla çıkarttıkları isyanlardır. Ali Fuat Paşa ve Refet bey birlikleri tarafından bastırılmıştır.
Afyon İsyanı (Çopur Musa) : Askerleri firara teşvik eden bu isyanı Kuvay-ı Milliye birlikleri bastırmış, Çopur Musa Yunanlılar’a sığınmıştır.
Yozgat İsyanı : Çapanoğlu ailesi nüfuzlarını kaybetmek endişesiyle isyan etmiş, birliklerimizi uzun süre uğraştırmıştır. Çerkez Ethem kuvvetlerinin de yardımıyla bastırılmıştır.
Konya İsyanı : Delibaş Mehmet adında birisi isyan başlatmış, hükümet konağını basmış ve isyan genişlemiştir. Daha sonra Refet Bey tarafından isyan bastırılmıştır.
Milli Aşireti İsyanı : Urfa taraflarında Fransızlar tarafından kışkırtılan Milli Aşireti, Fransız ordusuyla beraber Kuvay-ı Milliyeciler’e karşı mücadele etmişse de başarılı olamamıştır.
Not : Ayrıca Bayburt’ta Şeyh Eşref İsyanı, Bozkır’da Zeynelabidin İsyanı, Diyarbakır’da Ali Batı İsyanı, Yenihan’da Postacı Nazım isyanı, Garzan’da Cemil Çeto İsyanı, Dersim çevresinde Koçkiri İsyanı gibi isyanlar çıkmıştır.
* Azınlıkların Çıkardığı İsyanlar :
Azınlıklar Wilson ilkelerine göre bulundukları bölgelerde bağımsız devletler kurabilmek için isyanlar çıkartmışlardır. İtilaf devletleri tarafından da desteklenen bu isyanlar Kurtuluş Savaşı’
nın kazanılmasıyla son bulmuştur.
Not : En son bastırılan isyan Karadeniz’den yardım alabilen Pontus Rumları’nın isyanıdır.
* Kuvay-ı Milliyeciler’in Çıkardığı İsyanlar :
Çerkez Ethem İsyanı : Emrindeki Kuvay-ı Seyyare adındaki kuvvetlerle Yunanlılar’a ve TBMM’ye karşı çıkan isyanların bastırılmasında önemli rol oynamıştır. Fakat düzenli orduya katılmak istemeyerek isyan etmiş, I. İnönü Savaşı’nın hemen sonrasında isyanı bastırılmış, Çerkez Ethem Yunanlılar’a sığınmıştır.
Demirci Mehmet Efe İsyanı : Demirci Mehmet Efe de düzenli orduya katılmayarak isyan etmiş, Ali Fuat Paşa tarafından isyanı bastırılmıştır.
TBMM’NİN ALDIĞI TEDBİRLER
- Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarılmıştır. (29 Nisan 1920)
- İstanbul Hükümeti ile bütün haberleşme kesilmiş, evraklar geri gönderilmiştir.
- Ankara müftüsü Rıfat Efendi’nin başkanlığında birçok alimin imzasını taşıyan karşı fetva yayınlanmıştır.
- Üyeleri milletvekillerinden oluşan İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. (11 Eylül 1920)
Not : TBMM’nin yargı gücünü kullanmasına bir örnektir.
- Gezici “Nasihat Heyetleri” oluşturulmuştur.
İsyanların Sonuçları :
- Milli mücadelenin uzamasına ve kurtuluşun gecikmesine sebep olmuştur.
- Yunanlılar’ın ilerlemesine zemin hazırlamıştır.
- Boş yere kardeş kanı akıtılmış, cephane harcanmıştır.
- İsyanların bastırılmasıyla Anadolu’da TBMM’nin güç ve otoritesi artmıştır.
SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI (10 Ağustos 1920)
Diğer mağlup devletlerle yapılan barış antlaşmalarının şartları Paris Konferansı’nda belirlendiği halde Sevr’in şartları San Remo görüşmelerinde ortaya konmuştur. Bu gecikmenin sebebi :
- Osmanlı’yı paylaşma konusunda anlaşmaya varamamaları
- Geçen süre içerisinde daha fazla toprak işgal etmek istemeleri
- Bir ateşkes antlaşması olan Mondros’un bir barış antlaşması gibi hükümler taşıması
Sevr’deki görüşmelerde şartları çok ağır bulan Tevfik Paşa antlaşmayı imzalamayınca İngilizler’
in desteklediği Yunanlılar bir taraftan Edirne’yi diğer taraftan Balıkesir ve Bursa’yı işgal etmişlerdir. Bu gelişmeler üzerine saltanat şurası toplanmış ve Sevr’in imzalanmasına karar verilmiştir.
Kararlar :
- Osmanlı Devleti İstanbul ve Orta Anadolu’da küçük bir bölgeyle sınırlandırılacak
- Boğazlar Türkler’in dahil olmadığı bir komisyon tarafından idare edilecek
- Kapitülasyonlar en geniş şekli ile bütün devletlere tanınacak
- Azınlıklar vergi vermeyecek, askerlik yapmayacak
- Yunanlılar’a İzmir dahil Batı Anadolu ve Midye – Büyük Çekmece hattının batısında kalan bütün Doğu Trakya bırakılacak.
- İngilizler’e, Musul, Kerkük, Irak, Filistin ve Arabistan bırakılacak
- Fransızlar’a, Adana, Malatya, Sivas çevresi ve Suriye bırakılacak
- İtalyanlar’a, Antalya, Konya ve Güneybatı Anadolu’nun içlerine kadar olan bölgeler bırakılacak
- Doğu Anadolu’da iki yeni devlet kurulacak (Ermenistan, Kürdistan)
- 50000 kişi haricinde asker bulundurulmayacak, ağır silahlar edinilmeyecektir.
Not-1 : Antlaşmanın geçerli olabilmesi için meclis tarafından onaylanması gerekmiş, Mebusan Meclisi kapatıldığı için bu da mümkün olmamıştır. Bu yüzden Sevr Hukuki geçerliliği olmayan ölü doğmuş bir antlaşma olarak kalmıştır.
Not-2 : TBMM antlaşmayı onaylamamış onaylayanları da vatan haini ilan etmiştir.
Not-3 : Kurtuluş Savaşı sonrasında Sevr yerine Lozan Barışı imzalanmıştır