13 Kasım 1918’de Ä°stanbul’a gelen Mustafa Kemal siyasi yollarla mücadele etmek, bir hükümet kurmak ve kurulacak hükümette bakan olabilmek için çalışmıştır. Baskı altındaki Ä°stanbul’da amacına ulaÅŸamayacağını anlayınca Anadolu’ya geçmek ve milli mücadeleyi baÅŸlatmak istemiÅŸtir.KurtuluÅŸ Çareleri :Aydınlar arasında vatanın kurtuluÅŸu için ÅŸu görüÅŸler ileri sürülmüÅŸtür:- Amerikan mandasına girmek- Ä°ngiliz mandasına girmek- Bölgesel kurtuluÅŸ gerçekleÅŸtirmek- Milli iradeye dayalı, tam bağımsız yeni bir devlet kurmak
MUSTAFA KEMAL’Ä°N SAMSUN’A ÇIKMASI(19 MAYIS 1919)Samsun çevresindeki Türkler’in silahlanmasını ve teÅŸkilatlanmasını engellemek için 9. Ordu MüfettiÅŸi olarak 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Samsun’a gönderilmiÅŸtir. Samsunda yayınladığÄ... (Devam)
1.DOÄžU CEPHESÄ° : 1878 Berlin AntlaÅŸması’nda Rusya’nın Ermeniler’in koruyuculuÄŸunu üstlenmesiyle Ermeni sorunu ortaya çıkmıştır. Özellikle Rusya’nın, ayrıca Ä°ngiltere ve Fransa’nın kışkırtmaları söz konusudur. Brest-Litowsk AntlaÅŸması’ndan sonra Kafkaslarda ilerleyiÅŸe geçen Osmanlı ordusu Mondros’tan sonra geri çekilmiÅŸ, burada Ermenistan ve Gürcistan devletleri kurulmuÅŸtur.Ermeniler Wilson ilkelerine göre nüfus çoÄŸunluÄŸunda olduklarını iddia etmiÅŸler, Çukurova ve DoÄŸu Anadolu’yu içine alan bölgede bir Ermeni devleti kurmak istemiÅŸlerdir. General Harbord yayınladığı raporda Ermeni iddialarının doÄŸru olmadığını açıklamıştır.TBMM açıldığı sırada Ermeniler saldırılarını artırmış, bunun üzerine DoÄŸu Cephesi komutanlığına getirilen Kazım Karabekir PaÅŸa’ya hareket emri verilmiÅŸtir... (Devam)
II. MECLÄ°S’Ä°N AÇILMASI (11 AÄžUSTOS 1923)23 Nisan 1920’de çalışmalarına baÅŸlayan I. TBMM, ulusal bağımsızlığı gerçekleÅŸtirmeyi amaçlayan vatansever insanlardan oluÅŸuyordu. Çok zor ÅŸartlarda çalışmış ve bunu baÅŸarmıştı. Mustafa Kemal mecliste deÄŸiÅŸik görüÅŸlerde olan insanları bir araya getirmek için “Müdafaa-i Hukuk” grubunu kurmuÅŸtu. Meclisin 1 Nisan’da kendin feshetmesiyle seçimlerin yenilenmesine karar verildi.Seçimleri çoÄŸunlukla Müdafaa-i Hukuk grubu üyeleri kazandı. II. TBMM 11 AÄŸustos 1923’te çalışmalarına baÅŸladı.23 AÄŸustos 1923’te Lozan AntlaÅŸması meclis tarafından onaylandı.
ANKARA’NIN BAÅžKENT OLMASI (13 Ekim 1923)Lozan AnlaÅŸması uyarınca anlaÅŸmanın TBMM’de onaylanmasını takip eden altı hafta içinde Ä°stanbul Ä°tilaf devletleri askerlerince boÅŸaltıldı. (2... (Devam)
A) TEMEL Ä°LKELER CUMHURÄ°YETÇÄ°LÄ°K:Halkın kendi kendisini yönetmesi ilkesine dayanır. Çok partili sistemi öngörür. Türk Ä°nkılabının siyasal görünüÅŸüdür.
Cumhuriyetçilik; Devlet baÅŸkanının belli bir süre için seçilerek iÅŸ başına geldiÄŸi devlet ya da yönetim biçimidir.
Cumhuriyet yönetimlerinin temeli seçimdir.
EgemenliÄŸin halka ait olduÄŸu tek yönetim biçimidir.
Cumhuriyet rejiminde yasaları koyacak kiÅŸiler, yani meclis seçim ile belirlenir.
Sınıf ve cins ayrımı olmaksızın herkesin yönetime katıldığı yönetim biçimidir.
Kısaca halkın kendi kendisini yönetebildiÄŸi, egemenliÄŸin ulusa ait olduÄŸu ve herkesin eÅŸit haklara sahip ve özgürce haklarını kullandığı yönetim biçimidir. Not : Mustafa Kemal’in öd... (Devam)
YABANCI OKULLAR SORUNU 1924 yılında Türkiye ülkedeki bütün yabancı okulların Milli EÄŸitim’e baÄŸlandığını batılı devletlere bildirdi. Batılı devletler bu duruma karşı çıkmak istedilerse de Türkiye bunu bir iç sorun saydığını bu nedenle görüÅŸme konusu yapmayacağını bildirince sorun kendiliÄŸinden ortadan kalkmış oldu. MUSUL SORUNU (5 Haziran 1926) Lozan AntlaÅŸması’na göre Musul Sorunu, Türkiye ile Ä°ngiltere’nin ikili görüÅŸmeleriyle halledilecek, ikili görüÅŸmelerle sorun halledilmezse Milletler Cemiyeti’ne havale edilecekti. Türk-Ä°ngiliz görüÅŸmeleriyle sorun halledilmeyince olay Milletler Cemiyeti’ne intikal etti. Milletler Cemiyeti haksız kararlarla Musul’u Ä°ngiliz mandası altındaki Irak’a bıraktı. Bu durum karşısında bütün gücünü Åžeyh Said ayaklanmasını bast... (Devam)
3 Eylül 1939’da Ä°ngiltere ve Fransa’nın Polonya’yı iÅŸgal eden Almanya’ya savaÅŸ ilan etmesiyle baÅŸladı. Almanya, Ä°talya ve Japonya’nın oluÅŸturduÄŸu Mihver Devletleri ile Fransa,Ä°ngiltere,ABD ve SSCB’nin oluÅŸturduÄŸu Müttefikler dünyanın hemen her bölgesinde savaÅŸtı. 2. Dünya Savaşı topyekun bir savaÅŸtı,yani savaÅŸa giren bütün ülkelerin tüm kaynakları ve insan gücü savaÅŸ için kullanıldı. Askerlerin yanı sıra milyonlarca sivil insan öldürüldü. SavaÅŸ Portekiz,Ä°spanya,Ä°sveç,Ä°sviçre dışında bütün Avrupa’ya yayıldı. ABD,deniz filosunun Japon uçaklarına bombalanması üzerine Aralık 1941’de savaÅŸa katıldı. 2. Dünya Savaşı Eylül 1945’te bitti. Bu savaşın sonuçlarından dünyanın pek az bölgesi kendisini kurtarabildi. Almanya’da Adolf Hitler’in d... (Devam)
Magna Carta (1215) ile dünyanın Anayasa hareketlerine öncülük etmiÅŸ olan Ä°ngiltere baÅŸta olmak üzere, hemen bütün demokrasi mücadelesi yapan ülkelerde anayasal metinlerin tek amacı olmuÅŸtur: Ä°ktidardaki mutlak hükümdarın yetkilerinin sınırlanması. Bunun tabii sonucu da hükümdar karşısında, vatandaÅŸ hak ve özgürlüklerinin sınırlarının geniÅŸletilmesidir. Türkiye'nin siyasal geliÅŸmesi içinde de anayasal hareketler yukarıdaki çizgiyi izlemiÅŸtir. Buradaki anayasal hareketler deyimi geniÅŸ onlamda kullanılmış olup, yalnızca Anayasa yapılması ile ilgili deÄŸildir. Osmanlı-Türk tarihinin iik Anayasa'sının 1876 tarihini taşımasına raÄŸmen, anayasal hareketler çok doha önceleri baÅŸlamıştır. Anayasal hareketler, yukarıda da deÄŸindiÄŸimiz gibi, talepte bulunanlar açısından bir tür hürriyet mücadelesidir. BaÅŸlangı&cc... (Devam)
ATATÜRK’ün “Beni görmek demek behemahal yüzümü görmek demek deÄŸildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir” sözü “ATATÜRKÇÜ Olmak” ve “ATATÜRK’ü Anlamak” açısından çok deÄŸerli ifadelerdir. Atatürkçülük, dönemlere göre, kiÅŸilere göre ve bazı çevrelere göre deÄŸiÅŸik biçimlerde yorumlanmakta ve uygulanmaktadır. Bu basit yorumlayıcı ve uygulayıcılar kendi düÅŸüncelerini ATATÜRK’e aitmiÅŸ gibi gösterebilmektedirler. Bu bakımdan, “ATATÜRKÇÜLÜK nedir?” ve “ATATÜRK kimdir?” sorularının yanıtlarını O’nun eserlerini dikkatlice okuyarak bulabiliriz.
Atatürk’ün en belirgin özelliklerinden biri de fikir adamı niteliÄŸi taşıması idi. Fikir ve düÅŸüncelerinin özünü oluÅŸturan Atatürkçülük, her türlü dogmatik unsurdan sıyrılmış akılcı bir dünya görüÅŸüdür. Ülke gerçeklerinden kaynaklanan, sorunlar karşısında aklın ve ilmin rehberliÄŸini kabul eden bu çaÄŸdaÅŸ görüÅŸ, milletimizi daima iyiye, doÄŸruya ve yararlıya yöneltmiÅŸ ve yöneltecek olan bir görüÅŸtür. Atatürkçü görüÅŸte Atatürk ilkeleri, Atatürk inkılâplarına temel oluÅŸturan, onlara ruh veren fikir ve düÅŸüncelerdir; bu nedenle Atatürk inkılâpları, Atatürk ilkelerinin eser haline dönüÅŸmüÅŸ ÅŸekilleridir. Bu ilkeler Türkiye’yi çaÄŸdaÅŸ uygarlık düzeyine en kısa zamanda ulaÅŸtırabilmek i&ccedi... (Devam)