YABANCI OKULLAR SORUNU
1924 yılında Türkiye ülkedeki bütün yabancı okulların Milli Eğitim’e bağlandığını batılı devletlere bildirdi. Batılı devletler bu duruma karşı çıkmak istedilerse de Türkiye bunu bir iç sorun saydığını bu nedenle görüşme konusu yapmayacağını bildirince sorun kendiliğinden ortadan kalkmış oldu.
MUSUL SORUNU (5 Haziran 1926)
Lozan Antlaşması’na göre Musul Sorunu, Türkiye ile İngiltere’nin ikili görüşmeleriyle halledilecek, ikili görüşmelerle sorun halledilmezse Milletler Cemiyeti’ne havale edilecekti. Türk-İngiliz görüşmeleriyle sorun halledilmeyince olay Milletler Cemiyeti’ne intikal etti. Milletler Cemiyeti haksız kararlarla Musul’u İngiliz mandası altındaki Irak’a bıraktı. Bu durum karşısında bütün gücünü Şeyh Said ayaklanmasını bastırmada harcayan Türkiye herhangi bir şey yapamadı, karara razı oldu. Sorunu halledebilmek amacıyla Türkiye ile İngiltere arasında Ankara Antlaşması imzalandı. (5 Haziran 1926). Türkiye Musul’un Irak’a ait olduğunu kabul ediyor, buna karşılık Irak, Musul petrol gelirlerinin % 10’unu 25 yıl süreyle Türkiye’ye vermeyi kabul ediyordu.
Not: Irak sınırımız kesin biçimini aldı.
NÜFUS MÜBADELESİ (30 Haziran 1930)
Lozan Antlaşması’na göre İstanbul’daki Rumlar’la Batı Trakya’daki Türkler haricindeki nüfus değiştirilecekti. Bu durumu kendi lehine çevirmek isteyen Yunanistan, İstanbul’da daha fazla Rum bırakmak istemiştir. Bu gelişme Türk-Yunan anlaşmazlığına yol açtı. Ancak devlet büyüklerinin karşılıklı ziyaretleri sayesinde sorun halledildi. Bu yakınlaşma Balkan Antantı’nın gerçekleşmesini sağlayacaktır.
DIŞ BORÇLAR SORUNU
Osmanlı’dan kalan borçların ödenme şekli ve ekonomik bunalımlar yüzünden özellikle Fransa ile ilişkiler gerginleşmişse de Türkiye’nin istediği şekilde çözümlenmiştir.
TÜRKİYE’NİN MİLLETLER CEMİYETİNE GİRMESİ
(18 Temmuz 1932)
Barışçı olduğunu kanıtlamak ve dünya barışına katkıda bulunmak isteyen Türkiye etkisinin olmadığına inanmasına rağmen Milletler Cemiyeti’ne üye oldu. Cemiyeti yönlendiren İngiltere ile ilişkiler gelişmiştir.
BALKAN ANTANTI (9 Şubat 1934)
Almanya ve İtalya’nın aşırı silahlanması ve İtalya’nın Balkanlar’da ve Akdeniz’de egemenlik kurmak istemesi paktın oluşmasına neden oldu. Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında pakt gerçekleştirildi.
Not : Böylece Türkiye batı sınırını güvence altına almıştır.
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ (20 Temmuz 1936)
Almanya ve İtalya’nın saldırgan tutum takınması sonucu Boğazlar’ın güvenliğinin kalmadığını, silahsızlanma çabalarının başarılı olmadığını ve şartların değiştiğini ileri süren Türkiye, Boğazlar’la ilgili bir toplantı düzenlenmesini istedi. Montrö Boğazlar toplantısında Rusya’nın karşı çıkmasına rağmen, İngiltere ve Fransa’nın desteğiyle istediğimiz kararlar alınmıştır. Buna göre ;
* Boğazlar Komisyonu kaldırıldı, idaresi Türkiye’ye bırakıldı.
* Türkiye boğazların her iki yakasını silahlandırabilecekti.
* Barış zamanında ticaret gemilerinin Boğazlardan geçişleri serbest olacak, savaş gemilerinin geçişleri ise izne tabi olacaktır.
* Savaş zamanında Boğazlar’ı istediği gibi açıp-kapatabilecekti.
Sonuç : Lozan Antlaşması’nın ulusal egemenliğimizi zedeleyen maddesi ortadan kaldırıldı. Türk toprakları arasında bütünlük sağlandı. Türkiye’nin boğazlara tek başına sahip olmasıyla dünya devletleri arasında değeri arttı.
Not : 1921 yılında Çekoslovakya, Romanya ve Yugoslavya arasında Küçük Antant, 1925 yılında Almanya ve Fransa arasında Lokarno Antlaşması, 1928 yılında Fransa ve ABD arasında Kellog Paktı kurulmuştur.
SADABAT PAKTI (8 Temmuz 1937)
İtalya’nın Habeşistan’a saldırması ve güneyde yayılmacı politika izlemesi karşısında Türkiye, Irak, İran ve Afganistan arasında kuruldu. Türkiye güney ve doğu sınırlarını güvence altına almış oldu.
HATAY’IN ANAVATAN’A KATILMASI (30 Nisan 1939)
Fransa’nın 1936’da Suriye’den çekilmesi üzerine 1921-Ankara Antlaşması’na dayanan Türkiye’nin müracaatıyla Hatay’ın bağımsızlığı kabul edildi. 2 Eylül 1938’de Hatay Cumhuriyeti kuruldu. Daha sonra Hatay Meclisi Türkiye’ye katılma kararı aldı. (30 Nisan 1939).
Not-1 : Yeni Türk Devleti’nin sınırları kesinleşmiştir.
Not-2 : Atatürk Dönemi Türk dış politikasını iki dönemde incelemek mümkündür.
* 1923-1930 yılları : Lozan’dan kalan pürüzler çözülmüştür
* 1930-1938 yılları : Yaklaşan II. Dünya Savaşı tehlikesine karşı önlemler alınmıştır.