doğu göktürk devletinin güçlenmesi, doğu göktürk devletinin kuvvetlenmesi, doğu göktürklerin güçlenmesi
Doğu Göktürk Devleti'nin Güçlenmesi Ch'i-min'in yerine geçen ve Shih-pi unvanını alan oğlu Tuo-chih, karakteri açısından babasına hiç benzemiyordu. Dul kalan üvey annesiyle ki, Çin asıllı prenses İ-ch'eng ile evlendi. Bu şekilde geleneklere uygun davranan Shih-pi Kağan, Çin'e gönderilen yıllık vergiyi kestiği gibi onun üstünlüğünü tanımadığını bildirdi.
Onun güçlenmesini engelleyemeyen Çinliler, hemen yine entrika faaliyetine giriştiler. Yapılan plana göre kağanın kardeşi Ch'i-chi Şad'a kağanlık teklif edilip ve güney tarafının kağanı ilan edilecek, böylece Doğu Göktürk ülkesi ikiye bölünecekti. Fakat, Ch'i-chi Şad diğerleri gibi ağabeyine ihanet etmedi. Bu planın başarısızlığı üzerine, Çinliler Göktürk ülkesi içinde yaşayan Soğdlulara el attılar. Çünkü, Soğdlular, Göktürklerin Çin hilelerine kapılmalarını engelliyordu. Ancak, Çinlileri yakından tanıyan ve Göktürkleri uyaran Soğdluların kendisi kandı.
Ticaret yapmak vaadiyle Çin'e çağrılan Soğdlular, Ma-i şehrinde kurulan bir tuzakla ortadan kaldırıldılar (615). Kardeşine kağanlık teklifi yapılmasına, ardından da iyi ilişkiler içinde bulundukları Soğdluların kandırılıp hile ile öldürülmesine kızan Shih-pi Kağan hızla Çin topraklarına daldı ve kuzey eyaletlerine doğru teftişe çıkmış olan İmparator Yang'ı Yen-men Kalesi'nde kuşattı.
Zor durumda kalan imparatora bütün çağrılarına rağmen diğer eyaletlerin hiçbirinden yardım gitmedi. İmparator Yang korkusundan ağlamaya başlamıştı. Yen-men kale-şehrinde bulunan 41 burçtan 39'u Göktürklerin eline geçti. Çaresiz kalan imparatorun imdadına P'ei Chü adlı devlet adamının tavsiyesi üzerine Shih-pi Kağanın Çin asıllı eşi İ-ch'eng yetişti. Kağan'a Göktürk ülkesinin kuzeyinde Töles boylarının isyan ettiğini söyleyerek, onun kuşatmayı kaldırıp geri dönmesini sağladı. Böylece imparator kendini kurtardı, ama devletinin dağılmasını engelleyemedi. Bundan sonra eyaletindeki devlet adamları birer birer isyan ettiler. Neticede Suei imparatorluğu yıkılırken, onun yerine Çin tarihinin en parlak devirlerinden T'ang hanedanı kuruldu (617-905).
Kazandığı parlak zaferlerden sonra Shih-pi Kağan'ın hem şöhreti hem de kuvveti artmıştı. Her yıl Çin'e akınlar yaptığı gibi onları yıllık vergiye de bağlamıştı. Kendisine sığınan bazı Çin beylerini Çin kağanı ilan ediyor, üstünlüğünü her alanda hissettiriyordu. Tamamen Türk tarzında yetişen bir süvari birliği ile T'ang hanedanının kurulmasını sağlamıştı.
Shih-pi Kağan, 619 yılının Şubat ayında Çin'e karşı büyük bir akına geçti. Sarı ırmağı hiçbir mukavemetle karşılaşmadan aştıktan sonra T'ai-yüan şehrine hücüm edecek iken öldü.
Shih-pi'nin ani ölümü üzerine Doğu Göktürk tahtına, onun oğlu küçük olduğu için kardeşi İlteber Şad, Ch'u-lo Kağan unvanıyla geçti. Çin'de 617 yılında kurulan T'ang hanedanının birçok muhalifi vardı. Göktürkler fırsattan istifade ederek, bu muhalifleri destekliyor ve T'ang hanedanının güçlenmesini engelliyorlardı. Hatta, bunlardan birini kendi topraklarında imparator tayin etmişlerdi. Bu arada Çin'in kuzeyindeki şehirler sürekli yağmalanıyordu. T'ang muhalifleri 620 yılında Ch'u-lo Kağan'ı Göktürklere karşı büyük bir akın yapmaya ikna etti. Kuvvetli bir ordu hazırlandı.
Göktürk ordusu hazırlanan plana göre dört büyük koldan hücuma geçecekti. T'ang hanedanının imparatoru Kao-tsu, çok korkmuş ve kağanı saldırıdan vazgeçirmek için Cheang Yüan-shou adlı elçiyi göndermişti. Adı geçen elçi Ch'u-lo Kağan'ı ikna edemedi. Fakat, satın aldığı adamlar vasıtasıyla kağanı zehirledi. Kendisini zehirleyenleri hapse atan Ch'u-lo, bir süre sonra öldü (621). Kağanın desteklediği Çinli muhaliflerden bazıları ihanet etmişler. T'ang imparatorunun tarafını tutmuşlardı.
Ch'u-lo'nun kardeşi Bagatur Şad, üvey annesi İ-ch'eng prensesin desteğiyle İl Kağan (Chie-li/hsie-li) unvanıyla Doğu Göktürk tahtına oturdu. Askeri gücü açısından çok kuvvetli bir devletin başına geçen İl Kağan, saltanatının ilk yıllarında oldukça başarılıydı. 621'den itibaren Çin başkenti Ch'ang-an yakınlarına kadar uzanan akınlarda bulunmuş, ülkesi için büyük miktarlarda ipek elde etmişti. Çin'in kuzeyindeki bütün şehirler kuşatılıyordu. Ancak, Kağan'ın huzuruna çıkan Cheng Yüan-shou adlı elçi, onun bütün Çin'i ele geçirse bile elde tutamayacağını, T'ang hanedanıyla barış yaparsa millete gitmeyeceğini sadece kağanın hazinesinde kalacağını söyleyerek, İl Kağan'ı ikna etmeyi başardı ve Kağan ordusunu toplayıp geri döndü (622).
Böylece girilen barış dönemini Çinliler bozdu. Bazı mevkilerde Göktürklere saldırdılar. Bunun üzerine Göktürk orduları tekrar Çin'e yöneldi. 623 yılında başlayan akınlar 625 yılına kadar aralıksız sürdü. Yeğeni olup "Küçük Kağan" unvanını taşıyan T'u-li'nin, gizlice Çin'le dostluk anlaşması yapması üzerine İl Kağan'ın morali bozuldu. O da 626 yılında Wei nehrinin kıyısında T'ang imparatoru ile bir barış anlaşması yaparak seferlerine son verdi. Halbuki, bu vakte kadar kalabalık Çin ordularının hiçbiri, Göktürklere karşı üstünlük sağlayamamıştı. Dolayısıyla Göktürklerin Çin üzerinde kurduğu askeri ve siyasi baskı sona erdi.
İl Kağan, sahip olduğu büyük güce rağmen önemli hatalar yapmıştı. Göktürk töreleri, kanunları yüksek mevkilere getirilen Çinli ve Soğdlu vezirler tarafından bozuldu. Bunun üzerine milletin kağanına ve devletine güveni kalmadı. Ayrıca 627 yılında ağır bir kış olmuş, hayvanların çoğu öldüğü için kıtlık baş göstermişti. İçine düştüğü ekonomik sıkıntıdan vergileri artırarak kurtulmak isteyen İl Kağan, büyük bir isyanla karşılaşıp, kendine bağlı boyların çoğunu kaybetti. Söz konusu boyların liderliğini Sir Tarduşları yapıyorlardı. Çin'den de aldıkları destekle 627 yılında kendi kağanlıklarını ilan ettiler. Artık Çinliler Göktürkleri yakından izliyorlar, her an yıkılmasını bekliyorlardı.
İl Kağan, kıtlık ve soğuk dolayısıyla güneye doğru ilerlemiş, Çin'in kuzeyindeki dağlarda ava çıkmıştı. Neticede 630 yılında Çinlilerin kurduğu pusuya düşerek, yanında kalan son birliklerini de kaybetti. Daha sonra kendisi de yakalanarak Çin'e götürüldü (630). Doğu Göktürk Devleti böylece ortadan kalkıyordu. Orada 624 yılında üzüntüsünden öldü.
-
Not: Bu ilgili makale, Ahmet Yasevi Üniversitesi Öğretim Görevlisi sayın Prof. Dr. Ahmet Taşağıl'ın Genel Türk Tarihi Ansiklopedisi'nin 1. cildinde yer alan "Göktürkler" adlı makalesinden derlenmiştir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.