Büyük Selçuklu Devletinin kurucularından. Selçukluların ilk hükümdârı Tuğrul Beyin kardeşidir. 990 yılında doğdu. Künyesi Ebû Süleymân olan Dâvûd Çağrı Bey, Horasan bölgesinin emîri idi. Târihçi Beyhekî ve Gerdizî onu dâimâ Dâvûd ismiyle zikretmişlerdir. Diğer kaynaklarda da öbür isimleri geçmektedir.
Seyhun ve Ceyhun nehirleri arasında yer alan meşhur ilim ve irfân bölgesi Mâverâünnehr'de Oğuz Türklerini etrâfında toplayan Selçuk Beyin vefâtından sonra, ülkenin idâresi oğulları arasında taksim edilmişti. Büyük bir kısmı oğlu Mikail Beye verilmişti. Yabgu unvanını taşıyan Mikail Beyin vefâtından sonra ülkenin idâresi oğulları Dâvûd Çağrı Bey ile Mehmed Tuğrul Beye kaldı. İki kardeş, Karahanlı Hakanı İsrâil Arslan Yabgu'yu reis tanıyıp, Gaznelilerle olan mücâdelesine katıldılar.
Çağrı Bey, 1016'da Mâverâünnehr'den Bizans ülkeleri üzerine cihâda çıktı. Horasan... (Devam)
Çandarlı Kara Halil Paşa, Karaman'da Sivrihisar kazasına bağlı Çendere köyünden, Ali adlı bir kişinin oğluydu. Asıl adı Halil olup, Kara ve Karaca lakabıyla, vezirliği sırasında da Hayreddin ünvanı ile anılmıştır.
Osman Gazi'nin son yıllarında Orhan Beyin, babasına vekalet ettiği tarihlerde Şeyh Edebali'nin tavsiyesiyle Bilecik kadısı oldu. Kara Halil Efendinin bu kadılığı sırasında gerçekleştirdiği en önemli hizmet, muntazam bir askeri ocak olan "yaya" teşkilatını düzenlemiş olmasıdır. Çandarlı Kara Halil Paşa, İznik'in fethinden sonra Orhan Gazi tarafından İznik kadısı tayin edildi. 1348'de devletin yeni merkezi Bursa'ya kadı oldu.
Sultan Murad Hüdavendigar'ın tahta çıkmasından sonra, kendisine en yüksek şer'i ve hukuki bir makam olarak yeni ihdas edilen, kazaskerlik görevi verildi. Bundan sonra kazaskerlerin padişahla birlikte seferlere katılması kanun haline g... (Devam)
İstiklal Harbi'nde önce hizmetleriyle, sonra da milli davaya ihaneti ile tanınmış çetecilerden biri.
Bandırma'nın Manyas Ovası'ndaki Emre köyünde doğmuştur. Çerkez Sapsuğ boyundan Ali Bey'in en küçük oğludur. Ağabeyleri Reşit ve Tevfik beylerle birlikte, İstiklal Harbi'nin başından Birinci İnönü Savaşı'na kadar milli davaya fedakarca hizmet etmiştir.
Düzenli ordu kurulması isteklerine karşı çıkarak, Ankara hükumeti ile ters düşmüştür. Bu anlaşmazlık Çerkez Ethem'in Yunan güçlerine sığınıp, yurdu terk etmesiyle noktalanmıştır.
Çerkez Ethem, öğrenim görmemiştir. Birinci Dünya Savaşı'nda askere alındıktan sonra er olarak İstanbul'da serasker kapısında kalmış, bölük emirliğine kadar yükselmiştir. Bu arada İran'a gönderilecek olan "teşkilat-ı mahsusuya" alınmıştır. Burada Rauf Orbay ve teşkilat-ı mahsusa başkanı Eşref Bey tarafından gerillacı olarak eğitilmiştir... (Devam)
Abdülazîz Hanın tahttan indirilmesinde ve katlinde mühim rol oynayan Hüseyin Avni Paşayı öldüren subay. 1850 senesinde Silivri'de doğdu. Babası İsmâil Bey, Rus mezâliminden dolayı Kuzey Kafkasya'dan Anadolu'ya yerleşmiş bir Çerkes Beyi idi.
Çerkes Hasan, 1864'te kardeşi Osman Beyle birlikte Bahriye İdâdîsine girdi. Sonra bu okulun kara kısmına geçerek teğmen oldu. Subay çıktıktan sonra bir yandan atıcılığı ve biniciliği ile pâdişâhın takdîrini kazandı. Aynı zamanda ablası Neşerek Kadınefendi, Sultan Azîz'in zevcesi olduğu için kendisi de pâdişâhın kayınbirâderi oluyordu. Şehzâde Şevket Efendi ile Esmâ Sultânın dayısıdır. Bu yüzden Sultan Abdüzazîz Hanın büyük oğlu Yûsuf İzzeddîn Efendinin yâverliğine getirildi.
Bu sırada 30 Mayıs 1876 günü Sultan Abdülazîz birkaç insafsız ve safdil devlet adamının şahsî çıkarları uğruna ve batılıların da kışkırtmalarıy... (Devam)
Osmanlı sadrâzamlarından. 1669 senesinde Çorlu'da doğdu. Çorlulu bir çiftçi veya berberin oğluydu. Kapıcıbaşılardan Türkmen Kara Bayram Ağa çok zekî olduğunu anlayıp, evlâtlık aldı. Enderûn'da yetişti. İkinci Mustafa Han zamânında silâhdar oldu (1700). Silâhdarlığında, bütün saray memuriyetlerinin rütbe ve derecelerini tâyin eden yeni bir nizamnâme vücûda getirdi. Nizamnâmesinde, kendi makâmını da Enderûn-ı Hümâyûnun en büyük zâbitliği derecesine çıkardı. Sarayda pâdişâhla sadrâzam arasındaki haberleşmeyi Dârüssaâde ağaları yerine getirirken, bu hizmeti de silâhdar ağanın yapmasını karâra bağladı.
1703'te silâhdarlıktan alınıp, kubbe vezirliği ile saraydan uzaklaştırıldı. Önce sadâret kaymakamlığına, Sultan Üçüncü Ahmed'in tahta çıkmasından sonra da Halep vâliliğine tâyin edildi. Aynı sene dördüncü kubbe vezirliğine tâyin olunan Ali Paşa, 1704't... (Devam)
Selçuklu beylerinden. On birinci yüz yılda, Selçuklu sultânı Melikşah'ın Anadolu'daki fetih seferlerine katıldı. Emrindeki Türk boyları ile Murat Suyu vâdisinde konaklayan Çubuk Bey, 1083 senesinde Şerefüddevle Müslim'e karşı Harran'ı müdâfaa etmek için harekete geçti, fakat Cüllab Suyu sâhilinde yenildi. Aynı sene Mervanîlerden Mensur'a karşı yapılan harekâtta Artuk Beyin yanında, Sa'düddevle Gevherâyin kuvvetlerine katıldı. 1084 senesinde Diyarbakır üzerine yapılan seferde Çubuk Bey başarı gösterdi. 1085'te Diyarbakır ele geçirilince, Emir Yakut'un idâresindeki Harput, Çubuk Beye verildi. Burada bir Çubuk Beyliği kuruldu ve bir müddet hüküm sürdü. Daha sonra Melikşah'ın Mısır'ı fethetmek, Fâtımî-Şiî hâkimiyetini ortadan kaldırmak için yaptığı harekâta katıldı.
1091 senesinde Sultan Melikşah'ın Bağdat'ta yaptığı toplantıya katılan beyler ve emirler arasında Çubuk Bey de bu... (Devam)
Sultan İkinci Bâyezîd devri sadrâzamlarından. Arnavut asıllı devşirme olup, Müslüman olduktan sonra kâbiliyetli görüldüğünden Enderûn'a alınıp yetiştirildi.
Fâtih Sultan Mehmed Han devrinde Anadolu Beylerbeyliği hizmetinde bulundu. 1472'de Karaman vâlisi Şehzâde Mustafa ile Akkoyunlu hükümdârı Uzun Hasan'ın yeğeni Yusufça Mirzâ arasında vukû bulan harpte Şehzâde'nin maiyetinde çarpışmaya katıldı. 1473 yılında meydana gelen Otlukbeli Muhârebesinde ise öncü kuvvetlerin komutanı olarak hizmet etti. 1476'da Fâtih Sultan Mehmed Hanın Boğdan ve Macaristan seferlerine Anadolu Beylerbeyi olarak katıldı. 1478'de Süleymân Paşa yerine Rumeli Beylerbeyi oldu. Bu görevdeyken Arnavutluk'un fethi için fevkalâde hizmet etti. Bu muharebeler için döktürdüğü çeşitli toplarla askerlikteki üstün kâbiliyetini göstermişti. Leş, Digros ve Gölbaşı denilen yerleri bu toplarla zaptettikten so... (Devam)
Sultan Dördüncü Mehmed Han zamânında hizmet gören Osmanlı vezir ve sadrâzamlarından. Aslen Çerkez'dir. Evliyâ Çelebi ona Bıyıklı Mehmed PaÅŸa demektedir. Yaklaşık 1585 yılında doÄŸmuÅŸtur. Nasıl yetiÅŸtiÄŸi hakkında klasik kaynaklarda yeterli bilgi yoktur. Sultan Dördüncü Murad'ın vezîriâzamı Tabanıyassı Mehmed PaÅŸanın kethüdâlığından yetiÅŸerek 1637'de Åžam, 1638'de Diyarbakır vâliliÄŸine getirildi. 1638 yılı BaÄŸdat Seferinde Diyarbakır Beylerbeyi sıfatıyla muhâsaraya katıldı. Sefer dönüşü ise BaÄŸdat BeylerbeyliÄŸine tâyin edildi (1639). DerviÅŸ Mehmed PaÅŸa, BaÄŸdat'taki görevi sırasında âsâyiÅŸi temin ettiÄŸi gibi harpler dolayısıyla ÅŸehirde meydana gelen tahribâtı büyük ölçüde îmâr etti. Zirâat ve ticâretin geliÅŸmesini saÄŸladı. 1644'te vezirlik pâyesiyle Halep, 1646'da Anadolu daha sonra da Silistre'ye tâyin olundu. Bu esnâda meydana çıkan Girit harbi dolayısıyla Ã... (Devam)
On altı-on yedinci yüzyılda yetişmiş Osmanlı şâir ve devlet adamı. Bosna bölgesine bağlı Mostar şehrinde 1560'da doğdu. İkinci Selim devrinde daha çocuk yaşta iken Enderun Mektebine alınarak, İbrahim Paşa sarayında yıllarca tahsil ve terbiye gördü. Sultan Üçüncü Murad Hân zamanında saray-ı âmireye geçti ve doğancılık hizmetinde bulundu. Gayretli çalışmaları neticesinde sultânın yakın dostları arasına girdi. Yine sultânın emri ile İran şâiri Bennânî'nin Sehânâme adlı eserini manzûm olarak Türkçe'ye tercüme ederek Murâdnâme adıyla pâdişâha takdim etti. Pâdişâhın iltifâtına kavuşarak Doğancılar Kethüdâsı tâyin olundu.
Sultan Üçüncü Murad Hanın vefâtına kadar sarayda kalan ve aynı zamanda onun Kapı Kethüdâlığını yapan Derviş Paşa, Sultan Üçüncü Mehmed'in cülûsuyla birlikte (1595) saray dışındaki hizmetlere gönderildi. Rumeli seferlerine katıldıktan sonr... (Devam)
Kırım hanlarının altıncısı. 1530'da doğan Devlet Giray, Mübârek Giray'ın oğlu olup, İstanbul'da sarayda yetişmiştir. Babası Mübârek Giray, Yavuz Sultan Selim Hanın Mısır Seferi sırasında şehid olmuştur.
Sâhib Giray'ın Osmanlı Devletine karşı bağlılığını azaltmak istemesi üzerine Kânûnî Sultan Süleymân'ın desteğiyle 2 Ekim 1551'de Bahçesaray'da tahta çıktı. Sâhib Giray ve oğulları ile ona bağlı mirzaları öldürttü. Böylece hanlıkta hâkimiyetini pekiştirdi. Rusların 1552'de Kazan'ı ve 1557'de Astrahan'ı ele geçirmeleri üzerine Devlet Giray, Rusya içlerine bir sefer düzenledi. Ancak, Kazaklar ve Çerkezlerin Kırım kalelerine saldırmaları üzerine geri döndü. İkinci Selim Han, Osmanlı tahtına çıktıktan sonra Astrahan'ı ele geçirmek ve Osmanlı tüccar ve hacılarını emniyet altına almak için Don ve Volga ırmaklarını bir kanalla birleştirmek için harekete geçti. Ancak Dev... (Devam)
Kırım hanlarının yirmi dördüncüsü. Babası Hacı Selim Giray Han olup 1654'te doğdu. Veliahtlığı zamânında 1694'te Engürüs, 1695'te Sadrâzam Ali Paşanın Varadin Seferine katıldı. 1696'da Rus Çarı Petro, Azak Kalesini kuşatınca, kardeşleriyle berâber kalenin muhâfazasına yardım etti. Petro kaçmak zorunda kaldı.
Selim Giray Han, 1699'da yaşlılığını ve hacca gideceğini belirterek büyük oğlu Kalgay Devlet Giray'ı yerine aday gösterdi. Bu isteği kabul eden İkinci Mustafa Han, ayrıca Devlet Giray'ı Edirne'de kabul ederek iltifâtlarda bulundu. Ancak birâderi Saâdet Giray kendisinden yüz çevirince, isyân ve huzursuzluklar baş gösterdi. Bu sebeple, 1703'te Hanlıktan alındı ve yerine babası Selim Giray, dördüncü defâ getirildi. 1708'de Kaplan Giray, Kabartay Seferinde ağır bir bozguna uğradığı için azledilerek yerine ikinci defâ Devlet Giray getirildi. Rusya üzerine birkaç defâ sefer yaptı. ... (Devam)
Devlet Giray Han IV Kırım hanlarından. Kırım hanlarının otuz sekizincisi olup, Arslan Giray Hanın ikinci oğludur. 1729'da doğdu.
Arslan Giray Hanın hanlığı zamanında veliaht oldu. Veliahtlığında mühim askerî hizmetlerde bulundu. 1769'da amcası Giray Hanın vefâtı üzerine Kırım Hanlığına tâyin edildi. O sıralarda meydana gelen 1768-1774 Osmanlı-Rus Harbinin Osmanlıların aleyhine gelişmesi neticesinde Hotin Kalesinin düşmesi ve Rusların Turla Irmağını geçmesi gibi üzücü hâdiselerin zuhuru esnâsında Osmanlı Devletinden birçok yardım görmesine rağmen burayı alamadığı için Hanlık'tan alınarak Kıbrıs'a sürüldü. Bir müddet sonra affedilerek Malkara'daki çiftliklerinden birinde oturmasına müsâade edildi.
1771'de Rusların Kırım'a saldırmaları üzerine Osmanlı orduları komutanı Canikli Ali Paşa ile, beraberinde ona yakın Hanzâde ve Devlet Giray olduğu halde Kırım'ı kurtarmakla g... (Devam)
Osmanlı sadrazamlarından Dilaver Paşa, hırvat asıllı olup Enderun'da yetişti. Sırasıyla zülüflü, baltacı ve çaşnigar oldu. Bir süre Mısır'da kullar ağalığı, Deşişe nazırlığı ve cizye eminliği görevlerinde bulundu. Daha sonra İstanbul'a getirilerek sarayda çaşnigarbaşılığa tayin edildi. Bu görevde iken 1610'da Kırım Hanı Selamet Giray'ın ölümü üzerine, İstanbul'da bulunan Canı Beg Giray'la birlikte Kırım'a giderek, onun han olmasında rol oynadı.
Dilaver Paşa, 1613 yılında Kıbrıs beylerbeyliği, ardından Bağdat beylerbeyliğine getirildi. Revan Seferine katıldı. 1616'da vezirlik ünvanıyla Diyarbekir beylerbeyliğine getirildi. Bu görev sırasında vakıf ve tımar meselelerindeki haksızlıkları, eyaleti dahilindeki isyan hareketlerini ve bazı anlaşmazlıkları halletti. Sultan İkinci Osman'ın tahta çıkışından sonra Rumeli beylerbeyliğine getirilen Dilaver Paşa, beraberindeki kuvvetlerle İran seferine katıld... (Devam)
Osmanlı Devleti'nin kurucusu olan Osman Gazi'nin amcasıdır.
Ertuğrul Gazi hakkındaki bilgiler açık olmakla birlikte, Dündar Bey hakkındaki bilgiler daha da açıktır. Dündar Bey'in hayatının ilk dönemleri Osmanlı Devleti'nin doğuşu ile ilgili efsanelere karışmakla birlikte, onun Osman Gazi'nin hayatında belirli bir yer tuttuğu görülmektedir. Süleyman Şah, 4 oğlu ile Kayı boyunun beyi olarak İran'da Mahan hükümdarı iken, Moğol saldırısı üzerine Anadolu'ya göç etmiş, Ahlat'a geldikten sonra Erzincan ve Amasya taraflarına geçmişti. Ancak, burada yerleşme imkanı bulamayınca eski yurduna dönmeye karar veren Süleyman Şah, Elbistan- Halep yolu ile Fırat kıyısına inmişti. Caber Kalesi çevresinde ırmağı geçerken boğulması üzerine ona bağlı Kayılar ikiye bölünmüşler; oğullarından Sungur Tigin ile Gün Doğdı doğuya gitmeye karar vermişti. Ertuğrul Gazi ile Dündar ise Anadolu'da yerleş... (Devam)
Harezm Özbek hanlarından bir hükümdar ve târihçi. Babası Arab Muhammed Han, Harezm Özbek hanlarının ceddi olan Yâd-gâr Hanın dördüncü batından torunudur. 1603'te Rus Kazaklarının Urgenç'e hücum ve babasının tarafından imhaları hadisesinden 40 gün sonra doğmuş ve bu gazâ dolayısıyla 'Ebü'l-Gâzi' ismi verilmiştir.
Arab Muhammed Han önce Urgenç'i, sonra da Hive'yi başşehir yaptı. Oğlu Ebü'l- Gâzi'yi Harezm'de Kat valiliğine tâyin etti. 1620 başlarında Hanın oğulları Habeş ve İlbars, babalarına isyân ettiler. Ebü'l-Gâzi yaptığı savaşlarda fevkalâde kahramanlık gösterdi ise de, babasının yakalanarak gözlerine mil çekilmesine engel olamadı. Bu hâdise üzerine Ebü'l-Gâzî, Buhara hanı İmam Kuli Hana sığınarak iki yıl yanında kaldı.
Şah Abbas'a sığınan Arab Muhammed Hanın büyük oğlu İsfendiyar Han, babasının yerine Harezm Hanlığına geçince, 16... (Devam)
Osmanlı müşiri ve 1896 Yunan Harbi başkumandanı. 1844'te İstanbul'da doğdu. Harbiyeyi bitirdi.
Yarbayken 1876 Rus Harbine iştirak etti. Bâzı hücumlarda yararlılığı görülerek miralaylığa (albay) yükseltildi. Düşman muhasarası altında kalan Plevne'ye erzak yetiştirmekle görevlendirildi. Dubnik Muhârebesinde başından yararlanmakla berâber muhâsarayı yararak Plevne'ye girmeye muvaffak oldu. Bu başarısı üzerine ferikliğe yükseltildi. 1895'te müşir oldu. 18 Nisan 1897'de başlayan Yunan Harbine Sultan Abdülhamîd Han tarafından başkumandan tâyin edildi. Abdülhamîd Han, büyük devletlerden her an gelebilecek bir müdâhaleye fırsat vermemek için Edhem Paşadan yıldırım harbi yapmasını istedi. Bu direktifle harekete geçen Edhem Paşa savaşın hemen başında Milano Muhârebesini kazandıktan sonra 25 Nisan'da Yenişehir'i, 26 Nisan'da Tırhala'yı zaptetti. Bu muhârebeler sırasında çok sayıda m... (Devam)
On altıncı asrın meşhûr Osmanlı âlimlerinden. On üçüncü Osmanlı şeyhülislâmıdır. Tefsir, fıkıh ve diğer ilimlerde büyük âlimdi. İsmi, Ahmed bin Muhammed'dir. Ebüssü'ûd el-İmâdî ismiyle meşhur olup, Hoca Çelebi adıyla da tanınmıştır. 1490 (H.896) senesinde İskilip'te doğdu. 1574 (H.982)te İstanbul'da vefât etti. Bazı kaynaklarda İstanbul yakınlarındaki Müderris köyünde doğduğu da bildirilmektedir. limler yetiştiren bir âileye mensuptur. Dedesi, Ali Kuşçu'nun kardeşi Mustafa İmâdî'dir. Semerkand'dan Anadolu'ya gelip yerleşmiştir. Babası âlim ve kâmil bir zât olup, Hünkâr şeyhi olarak bilinirdi.
Ebüssü'ûd Efendi, önce babasından ilim öğrendi.Gençlik çağında da babasının derslerine devâm ile icâzet(diploma) aldı. Babasından sonra Müeyyedzâde Abdurrahmân Efendi, Mevlânâ Seyyid-i Karamânî ve Ä°bn-i Kemâl PaÅŸadan ilim öğrendi.Tahsilini tamamladıktan sonra, yirmi altÄ... (Devam)
Bâbürlü Türk İmparatorluğunun üçüncü hükümdârı. Bâbür Şahın torunu ve Hümâyûn ile Hâmide Banu'nun oğludur. Hümâyûn'un, Sir Han ile mücâdelesi esnâsında uğradığı ağır bir mağlûbiyet üzerine, âilesi ile birlikte iltica ettiği Ömerkot'ta 1542'de dünyâya geldi.
Daha küçük yaşından îtibâren babasının yanında önemli hizmetler gören Ekber'in ilk başarısı 1555'te Serhend'e saldıran İskender Şahı mağlup etmesidir. Komutanlar arasında zafer şerefini paylaşamamaktan doğan ihtilâf, Hümâyûn tarafından oğlu Ekber'e gönderilen ve kumandan olarak tebriklerini bildiren nâme ile bertaraf edilmiştir. Ekber, bundan sonra 1555 Temmuzunda idârî işlerine atabeyi Bayram Han tarafından bakılmak üzere, Pencap vâliliğine tâyin edildi. Babası Hümâyûn'un bir kazâ netîcesinde ölmesi üzerine, tahta dâvet edildi. O gelinceye kadar, bu sırada orada bulunan Seydi Ali Reis'in tavs... (Devam)
On yedinci yüzyıl Osmanlı devlet adamlarından. 1662'de Kastamonu'nun Cide kazâsına bağlı Hoşalay'da doğdu. Babası Sadık Reis, bir gemi kaptanıydı. Genç yaşta Divrikli Mehmed Ağanın hizmetine girdi. 1677'de Mehmed Ağanın Şam Trablus vâliliğine tâyini üzerine, onunla birlikte gitti. Daha sonra Sultan Dördüncü Mehmed'in isteği üzerine Enderun'da Hazine Odasına, 1685'te de Hasoda'ya alındı. Süratle terfi ederek çuhadar ve rikâbdar oldu. İkinci Süleymân Han zamanında silahdâlığa getirildi (1687). 1688'de beylerbeylik pâyesiyle nişancı oldu. 1689'da vezir rütbesini aldı.
Elmas Mehmed Paşa, 1695 Nisanında Sürmeli Ali Paşanın yerine veziriâzam oldu. Sultan İkinci Mustafa'nın üç seferine de iştirak etti. Lipva ve Lugoş kalelerinin Avusturyalılardan alınmasında önemli rol oynadı. 1697'deki son seferde Zanta bozgunu sırasında askerin geri dönmesini önlemek isterken yeniçeriler tarafından parçalan... (Devam)
1880'de İstanbul'da sıradan bir memurun oğlu olarak dünyaya gelen İsmail Enver için, yaşadığı dönemden bugüne kadar pek çok yorum yapılmış, her yönüyle inceden inceye işlenmiştir. 'Enver Paşa' adlı eseriyle bu konuda inceleme yapan Şevket Süreyya Aydemir, Enver Paşa'yı 1908-1914 arası döneme bakarak '1908'in Hürriyet Kahramanı Binbaşı Enver Bey, işte bu kısa devrede Enver Paşa, daha doğrusu imparatorluğun tek söz sahibi olan, genç, inançlı, muhteris, daha doğrusu hem kaderci hem de kaderini yaratan adam olarak sahnededir.' tanımlar.
1908'de Genç Türkler İhtilali ile yıldızı parlayan Enver'in hızlı yükselişi 1913'te Yarbayken yine aynı senenin sonlarında Albaylığa, 19 gün sonra 1 Ocak 1914'te Paşalığa yükselmesi ile başlar. Kabineye Harbiye Nazırı olarak girer; Genelkurmay Başkanlığı'ndan bir süre sonra da Başkumandan Vekilliği yetkilerini de elinde toplar. Naciye Sultanla evlenip, ... (Devam)
Osmanlı Devletinin kurucusu olan Osman Gâzinin babası. Oğuzların Bozok koluna bağlı Kayı boyundan Süleyman Şahın oğludur. Cengiz'in İslâm memleketini talan ettiği sırada babası, Selçuklu topraklarında yaşamak üzere kabîlesiyle berâber ülkesini terk etmiş, Amu Deryâ'yı geçip, Oğuzların yoğun olduğu Ard havzasına gelmişti. 1220'lerde Horasan'ın kuzey sınırına, oradan Karakum Gölünün güneyine, oradan da Merv yoluyla Ahlat'a ulaşmıştı. Moğol ateşinin Doğu Anadolu'yu da sarması üzerine kabîlesine daha uygun bir yer arayan Süleyman Şah, Rakka civarında Ca'ber Kalesi yakınında Fırat Nehrinden geçerken boğuldu. Babalarının vefâtından sonra, Ertuğrul Gâzi kabîleye reis seçildi. Ağabeyleri Sungur Tekin ve Gündoğdu, kendilerine tâbi kabîle mensuplarıyla berâber Ahlat'a geri döndüler. Ertuğrul Gâzi ise, kardeşi Dündâr Beyle berâber batıya hareket etti.
Arnavut asıllı Osmanlı paşalarından. 1862'de Tiran'da doğdu. Süleymân Paşazâde Ali Toptânî'nin oğludur. İkinci Abdülhamîd Han zamânında mîrimîran rütbesiyle Yanya Jandarma Kumandanlığında bulundu. Yunan Harbindeki yararlılığından dolayı paşalığa yükseltildi. Daha sonra Sultan Abdülhamîd Hana karşı cephe alarak Jön Türk hareketine katıldı. Hedefi olan Arnavutluk istiklâlini gerçekleştirebilmek için, Abdülhamîd Han'ın tahttan uzaklaştırılmasının şart olduğunu görüyordu. Bunun için İttihat ve Terakki liderlerine bütün gücüyle yardım etti. İkinci Meşrûtiyetten sonra Arnavutluk Mebusu seçilerek meclise girdi. Abdülhamîd Hana tahttan indirildiğini bildirmek için seçilen mebuslar arasında o da vardı. Bu büyük Türk halîfe ve pâdişâhına karşı çok edepsiz bir şekilde, 'Seni millet azl etti!' demek küstahlığında bulundu.
Balkan Harbinde Redif Gönüllü Kuvvetleri kumandanı... (Devam)
Bâbürlü hükümdarı, Şah Cihan'ın Mümtaz Mahal'den doğan üçüncü oğlu. 1618'de Malva Duhad'da doğdu. Muhyiddîn Muhammed Birinci lemgîr Şah olarak da bilinir. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin oğlu Muhammed Mâsum Fârûkî'nin terbiyesinde yetişti. İyi bir tahsil gördü. Din ve fen ilimlerinde ilerledi. Askerlik ve idârecilikte ustalaştı. Dekken vâliliği esnâsında (1634-1644) idâresinin ve ahlâkının güzelliği ile kendisini halka ve çevresine sevdirdi. Safevîlere karşı yapılan seferlere komutan olarak katıldı ve başarılı savaşlar yaptı (1646-1647). İkinci defâ Dekken vâliliğine tâyin edildi (1654). Yaklaşık dört sene bu vazîfede kalıp başarılı hizmetlerde bulundu. Şah Cihan, daha çok Hindulara yakınlığı ile tanınan oğlu Dara Şükuh'u veliaht tâyin etmişti. 1657 yılında Şah Cihan'ın ciddî bir şekilde rahatsızlanması Evrengzib ile Dara Şükuh'u taht mücâdelesinde karşı ka... (Devam)
Evrenos Gazi Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında ve Rumeli savaşlarında büyük yararlılıklar göstermiş bir Türk komutanıdır. Osmanlıların, Karesi topraklarını almasından sonra Osmanlı hizmetine giren Hacı İlbey, Gazi Fazıl ve Ece Bey gibi Karesi beyleri arasında Evrenos Gazi de bulunuyordu. 1356'dan sonra, Rumeli'de meydana getirilen ilk uçlardan birinin yönetimi de bu akıncı beyine verilmiştir.
Evrenos Bey yönetiminde bulunan toprakları başarıyla korumuş, yeni bölgeler kazanmış ve uç komutanlığını şehirden şehire, kaleden kaleye taşımıştır. Evrenos Gazi 1385 yılında Vezir Çandarlı Halil Paşayla birlikte ilk kez Makedonya seferine katıldı. Bütün Vardar vadisi yanında Yenice, Üsküp, Manastır alındığı gibi Arnavutluk topraklarına girilerek, Ohri fethedildi. İpsala, Gümülcine, Serez ve Üsküp'ten sonra Ergiri'yi de Osmanlı topraklarına kattı.
Medîne müdâfii. 1868'de Rusçuk'ta doğdu. Babası Mehmed Nâhid Bey, annesi Fatma dile Hanımdır. ilece 93 Harbinden sonra Rusçuk'tan ayrıldılar. Fahreddîn Paşa 1888'de Harbiye Mektebini, 1891'de Erkân-ı Harbiyeyi bitirdi.
Erzincan'daki 4. Orduda vazîfe yaptı. 31 Mart Vak'asında Dîvân-ı Harb başkanıydı. 1911-12 Türk-İtalyan Harbinde Kurmay Albay olarak bulundu. Balkan Savaşında Çatalca Muhârebelerinde yaptığı taarruzla Bulgarları bozguna uğrattı ve Edirne'nin geri alınmasında en önemli rolü oynadı. Birinci Dünyâ Savaşı başladığında Musul'da On İkinci Kolordunun komutanıydı. Bu sırada Osmanlı Devletinde idâreyi elinde tutan İttihat ve Terakki liderleri hatâlı bir politika ile halife ve Osmanlı hükümdarlarına bağlı Şerîf Hüseyin ve taraftarlarını hâin ilân ettiler. Fahreddîn Paşa da Şerîf Hüseyin'e karşı savunma yapmak üzere Medîne'ye gönderildi. Bu kahraman Türk kumand... (Devam)
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahtı, arşidükü Birinci Ferdinand, 1863 yılında doğdu. Arşidük Karl Ludvig'in (Franz Joseph'in kardeşi) oğlu olan Birinci Ferdinand, kuzeni Rudolph (1889) ile babasının (1896) ölümlerinden sonra imparatorluk tahtının varisi olmuştur. Başlangıçta imparatorla aralarında bir soğukluk olmuş, daha sonra imparatorun sevgisini kazanmayı başarmış ve bazı devlet sorunları ile, özellikle askeri sorunlarla ilgilenmek imkânını elde etmiştir.
Milliyetçilik konusu üzerine eğilen Ferdinand, Avusturya'nın bir federasyon haline gelmesi düşüncesiyle yaklaşmış, fakat bu düşünceleri milliyetçi partiler, özellikle Sırp ve Hırvatlar tarafından tutulmamıştır. Bosna'ya resmi bir ziyaret yaptığı sırada, Saray Bosna'da karısı ile birlikte öldürülmüştür. Ölümü Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması sonucunu doğuran kıvılcım olmuştur. (Devam)
Yunanlıların İzmir'i işgâli sırasında şehid edilen albay. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. Şeyh İzzi Efendinin oğludur. Harp Okulunu 1899 yılında kurmay subay olarak bitirdi. Basra ve Hicaz'da askerî görevlerde bulunduktan sonra 1912 yılında Harbiye Nezâreti müsteşar yardımcılığına tâyin oldu. 1914 yılında rütbesi albaylığa yükseldi. Rahatsızlığının tedâvisi için Wiesbaden kaplıcalarına gitti (1916). Oradan dönünce İzmir dördüncü kolordu askerlik şûbesi reisi oldu.
Birinci Dünyâ Savaşının sonunda yenik sayılan Osmanlı Devleti'nin toprakları, yabancı devletler tarafından işgâl edilmeye başlanmıştı. 15 Mayıs 1919'da Yunan kuvvetleri İzmir'i işgâl edince Albay Fethi Bey, 'Yaşasın Venizelos!' diye bağırmaya zorlandı. Her Türk'e yakışır şekilde, bunu reddedince süngülendi ve dipçik darbeleriyle şehid edildi. (Devam)
On altıncı yüzyılda iki defa sadrâzamlık yapan Osmanlı devlet adamı. Arnavut olup küçük yaşta devşirme olarak Enderun'a alındı. Burada Türk-İslâm terbiyesi ile yetiştirildi. Kânûnî'nin teveccüh ve itimadını kazandı. Sigetvar (Zigetvar) Seferine katıldı. Bu seferde vefât eden Kânûnî Sultan Süleymân Hanın nâşı, Ferhad Ağanın nezâreti altında İstanbul'a naklolundu. 1581'de yeniçeri ağası oldu. Şehzade Mehmed'in (III) sünnet düğünü sırasında yeniçerilerle sipâhiler arasında çıkan olaylar yüzünden sadrâzam Koca Sinan Paşa tarafından azledildi (1582).
Sinan Paşanın sadâretten azledilmesinden sonra Rumeli beylerbeyliğine getirildi(1583). Aynı yol veziriâzam Siyavuş Paşanın tavsiyesiyle ve dördüncü vezirlikle İran'a serdar tâyin edildi. Ferhad Paşa Revan Kalesini tahkim edip içine lüzumu kadar asker, top vesair mühimmat koydu ve beylerbeyliğine Cağal... (Devam)
Fransa kralı Fransuva, 1494 yılında Cognac'de doğdu. Angouleme kontu Charles de Valois'in oğlu olan Fransuva, 1515'de amcasının oğlu On ikinci Lui'nin yerine kral oldu. Fransuva, Almanya kralı olabilmek için pek çok savaş vermiş, hemen hepsinde yenilmişti. Bu savaşlardan birisinde esir düşen Fransuva, Osmanlı padişahı Kanun Sultan Süleyman'dan da yardım istemiş, bunun üzerine Kanuni, Türk Deniz kahramanı Barbaros Hayreddin Paşayla birlikte donanmayı 1543 yılında Tulon'a göndererek onu kurtarmıştı.
Spora meraklı, çapkın, hafif fakat ilmi ve sanatkarları koruyan bir hükümdardı. Leonard de Vinci, Benvenuto Cellini gibi sanatçıları İtalya'dan Paris'e getirmiş, bir takım mimari eserler yaptırmıştır. İhtirası yüzünden Fransa'yı, gereksiz pek çok savaşa sokan ve Fransız halkına zor günler yaşatan Fransuva, bilime ve sanata verdiği önem dolayısıyla Fransızlar tarafından iyi anılır. (Devam)
Avusturya İmparatoru ve Macaristan Kralı. Habsburg hakimiyetine son veren 1848 İhtilalinde, Avusturya İmparatoru Ferdinand, 18 yaşında yeğeni lehine tahttan çekildi. Böylece Franz Joseph, Avusturya İmparatoru ve Macaristan Kralı oldu (1848).
Franz Joseph imparator olduğu zaman, imparatorluk karışıklıklar içinde çalkalanıyordu. Çekler, İtalya'daki devletler ve Macarlar ayaklanmıştı. Macarlar bir cumhuriyet kurmuşlardı. Lombardiya ve Venedik'i Sardinya Kralı Şarl Albert işgal etmişti. Franz Joseph, kısa zamanda bu ayaklanmaları bastırdı.
1859 'dan 1866 'ya kadar, Sardinyalılar ve Prusyalılarla savaşmak zorunda kaldı. 1866 Sadova'da Avusturya ordusu, Prusyalılara karşı yenildi. Almanya'daki, üstünlüğünü kaybetti. İtalya'daki Avusturya'ya bağlı hükümetler, İtalyan birliğine girdi. Franz Joseph, bu durum karşısında, Macaristan'la Avusturya'nın birleştiğini, birbirlerine eşit iki krallık old... (Devam)
Büyük Frederik adı ile de tanınan Prusya Kralı Frederick, 1712'de doğdu. Babası Birinci Wilhelm'in isteği ile askeri eğitim görmesine rağmen, edebiyat ve felsefeye karşı büyük ilgi duydu. Babasına karşı komplo hazırlamakla suçlanan Frederik, Küstrin kalesine hapsedildi. 1733 yılında Brunswick-Bayern prensesi Christine ile evlenerek Rheinsberg şatosuna çekildi.
Çevresine sanatçı ve filozofları toplayarak kendisini felsefe ve edebiyat çalışmalarına verdi. 1740 yılında babasının yerine tahta geçer geçmez, Avusturya ile savaşa girdi. Silezya'ı Avusturya'dan aldı. Yedi yıl, savaşlarında kendisine karşı güç birliği yapan Avusturya, Fransa ve Rusya'ya karşı kafa tutmayı başardı. Rus Çarı Petro ile bir barış antlaşması yaptı.
Despot bir hükümdar olmasına karşın, bir ordu düzenleyicisi ve komutan olarak askerlik sanatı tarihinde önemli yeri olan bir kişidir. Sanatsever biri olarak tanı... (Devam)
Memlük Sultanı Gansu Gavri, 1440 yılında doÄŸdu. Baybirdi tarafından köle olarak satın alındı. Azat edildikten sonra bir çok görevde bulundu. 1458'de Halep'te baÅŸlayan bir isyanı bastırarak tanındı. Kayıtbay'ın yetiÅŸtirdiÄŸi Gansu Gavri, 60 yaşından sonra saltanata geçti. Gansu Gavri, Memlük Sultanı olduÄŸunda Memlükler için önemli meseleler gündemdeydi. Osmanlılar, Memlüklerin kuzey sınırını tehdit ediyor, Åžah Ä°smail Safavi devletini kurmaya çalışıyordu. Ayrıca Mısır'ın ekonomisi ile yakından ilgili olan Hint ticaret yolu, Portekizliler tarafından tahrip edilmeye baÅŸlanmıştı. Ä°spanya'daki son müslüman kalesi Gırnata'nın düşmesi ile Fas ve Tunus emirleri, Memlük Sultanının başında olacağı bir federasyon oluÅŸturulmasını istediler. Bu federasyon tüccar, ziyaretçi ve hacılar olmak üzere tüm hıristiyanların bu ülkeden kovulmasını istiyordu. Bu geliÅŸmeler üzerine Gansu Gavri, yabancÄ... (Devam)
Kırım hanlarından. Devlet Giray'ın oğludur. Mehmed Giray'ın hanlığı zamânında Özdemiroğlu Osman Paşa kuvvetleri safında İran seferine katıldı ve büyük yararlıklar gösterdi. Bu seferde İranlılara esir düştü ise de bir yolunu bularak kaçmaya muvaffak oldu. İstanbul'a geldiği sırada, birâderi İslâm Giray'ın vefâtı vukû buldu. Kırım Hanlığına tâyin edilerek memleketine gönderildi (1588).
Kırım hânı olarak ülkesine dönen Gâzi Giray, kardeşi Fetih Giray'ı Kalgaylık ve diğer kardeşi Adil Giray'ın oğlu Baht Giray'ı Nûreddînlik makâmına getirdi. Gâzi Giray, 1593 ve 1594 yıllarında, dâvet üzerine iki defâ Avusturya Seferine katıldı. Lehistan içlerinden geçerek süratle orduya yetişen Gâzi Giray, bu iki seferde de mühim yararlıklarda bulundu. 1596 Eğri Sefer-i Hümâyûnunda ise kendisi Eflâk'ta kalarak kardeşi Kalgay Fetih Giray'ı büyük bir kuvvetle yardıma gönderdi.
Devlet Giray Han'ın oğlu olan Gazi Giray Han 1554 yılında Bahçesaray'da doğdu. Düzenli bir öğrenim görerek cesur bir asker ve kumandan olarak yetiştirildi;1588-1596 ile 1596-1607 yılları arasında iki kez Kırım hanı oldu.
Daha delikanlılığında 1578 yılında Osmanlı-İran savaşında Osmanlı Devleti'ne yardımcı kuvvet komutanı olarak katıldı. Bu savaşta gösterdiği yiğitlik, Özdemiroğlu Osman Paşa'nın dikkatini çekti. 1481 yılında diğer bir İran seferinde üç yüz kişilik bir kuvvetle koca bir orduya saldırarak İranlılar'a esir düştü. "İranlılar'ın kendisini bazı kayıt ve şartlar altında serbest bırakma tekliflerini kahramanlık şanına yedirememiş ve reddetmiştir. "Bunun üzerine Alamut kalesinde dört yıl süreyle hapsedildi. Bir yolunu bularak buradan kaçtı ve 1585 yılında Erzurum'a geldi. Bu sıralarda Osman Paşa öldüğü için ülkesine, Yanbolu'ya döndü. Bütün bu hareketleri... (Devam)
Gazneliler Devletinin en büyük hükümdârı, Hindistan Fâtihi ve büyük Türk ve İslâm kahramanı. 2 Kasım 971 (H.361) târihinde doğdu. Babası Gazneliler Devletinin kurucusu Sebük Tegin, annesi ise Zâbulistan bölgesinden asil bir âilenin kızıydı.
Daha gençlik yıllarında devlet idâresinde görev almaya başladı ve babasının yanında katıldığı savaşlarda cesâret ve zekâsıyla kendini gösterdi. Babası Sebük Tegin'in vefâtı üzerine, orada bulunan küçük kardeşi İsmâil, yerine geçti ise de, Sultan Mahmûd, hemen Gazne'ye giderek, mülkünü kardeşinin elinden aldı ve saltanatını îlân etti (997). Sâmânîlerin elinde kalmış olan Buhârâ, Horasan, Herat, Belh, Bust ve Kâbil'i zaptetti. İran ve Irak taraflarında hüküm süren Şiî Büveyhîler (932-1062) ile önce savaş ve sonra sulh ederek saltanatını tanıttı. Şâfiî âlimi Ebû Hâmid İsfahânî'yi Bağdat'taki Abbâsî halîfesine gönderdi. Halîf... (Devam)
Budapeşte'nin Buda kısmında hala türbesi bulunan meşhur bir Türk mücahididir. Evliya Çelebi'nin rivayetine göre Merzifonlu bir Bektaşi dervişidir. Fatih, İkinci Bayezid, Birinci Selim ile Kanuni Sultan Süleyman' ın muharebelerinde bulunmuş ve 1541'de Osmanlının Buda kalesi önündeki muharebelerinde şehid düşmüştür.
Orduda çok değer verilen Gülbaba' nın cenaze namazını Şeyhülislam Ebussuud efendi kıldırmış ve Kanuni Sultan Süleyman hazır bulunmuştur. (Devam)
Küçük yaşlarda İstanbul'a gelmiş, katipliklerde ve Beylikçi maiyetinde çalışmıştır. Sultan I. Abdülhamid zamanında sadrazamlıkta bulunan Osmanlı Vezirlerindendir.
Babadağı'nda görev yaparken Divanı Hümayun Hocalığı rütbesini kazandı. Devlet işlerindeki başarılarından dolayı 1779 yılında Büyük Tezkereciliğe ve Dahiliye Nazırlığı görevlerine getirildi. 1780 yılında Tersane Emini ve bir sene sonra da Dahiliye Nazırı oldu. 1782'de Sadrazamlığa atandı. Daha sonra görevinden azledildi ve Gelibolu'ya sürgün edildi. Bir süre sonra Bozcaada'ya getirildi ve burada başı kesilerek öldürüldü. (Devam)
Sultan IV. Murad ve I. Ahmed dönemlerinde sadrazamlık ve Kaptan-ı Deryalık görevlerinde bulunmuş, Osmanlı vezirlerindendir. genç yaşta saraya girmiş, çakırcıbaşı, Yeniçeri Ağası ve Kaptan-ı Derya olmuştur. 1617 yılında ilk kez sadrazam olmuş, İran seferine gönderilmiştir. İran seferinde bozguna uğrayarak görevinden azledilmiştir.
Daha sonraları Kaptan-ı Deryalığa ve 1617'de de ikinci kez sadrazamlığa getirildi. O dönem patlak veren Abaza Mehmed Paşa isyanını bastıramadığı için görevinden azledildi. Bunun üzerine Hüdai dergahına çekildi ve o dergahın bahçesine gömüldü. (Devam)
Hindistan'daki müslüman Maysor hanedanının kurucusu olan Haydar Ali, 1721'de Bangalor'da doğdu. Hindu Maysor hükümdarının küçük bir cagirdarının oğluydu: XVIII. Yy.da Dekkan'ı çalkalayan çatışmalar içinde bu devleti önemli bir askeri güç durumuna getirdi. İktidarı 1759-1772 arasında, Maratalar'a karşı giriştiği savaşımlar sırasında eline geçirebildi. Maratalara karşı ama bu kez Fransızlar'ın yanında 1779-1782 savaşı(da da savaştı. 1782'de ölen hükümdar'ın yerine oğlu Tippu Sahib geçti. (Devam)
Hindistan'daki müslüman Maysor hanedanının kurucusu olan Haydar Ali, 1721'de Bangalor'da doğdu. Hindu Maysor hükümdarının küçük bir cagirdarının oğluydu: XVIII. Yy.da Dekkan'ı çalkalayan çatışmalar içinde bu devleti önemli bir askeri güç durumuna getirdi. İktidarı 1759-1772 arasında, Maratalar'a karşı giriştiği savaşımlar sırasında eline geçirebildi. Maratalara karşı ama bu kez Fransızlar'ın yanında 1779-1782 savaşı(da da savaştı. 1782'de ölen hükümdar'ın yerine oğlu Tippu Sahib geçti. (Devam)
Şah Tahmasp I'in oğlu olan Haydar Mirza 1555 yılında dünyaya geldi. Kendisini çok seven babasınca veliaht ilan edildi. Tahmasp ölünce hükümdarlığının ilan ettiyse de (1576) saltanatı bir gün sürdü, kızkardeşinin kışkırtmasıyla öldürüldü. (Devam)
Osman Gazi ve Orhan Gazi'nin komutanlarından olan Karamürsel, Osmanlı Devletinin ilk Kaptan-ı Derya'sıdır. İzmit civarını fethetti. "Karamürsel" kazası onun adını taşır. Doğum ve ölüm tarihleri belirsizdir. (Devam)
Rus Çariçesi İkinci Katarina 1729'da doğdu. Alman asıllı olan İkinci Katarina, Çar Üçüncü Petro ile evlendi ve onun ölümü üzerine 1762 yılında tahta çıktı. 1774-75 yılları arasında Pugaçev ayaklanmasını bastırmayı başaran İkinci Katarina, adliye, maliye, idare alanlarında reformlar yaptı. Osmanlılar'dan Kırım'ı, Lehistan'dan da doğu topraklarını aldı. Voltaire ve Diderot ile mektuplaşan İkinci Katarina, tarihte "Büyük Katarina" olarak anılır. 1796'da öldü. (Devam)
Gazi Hüsrev Paşa, 1480 yılında doğdu. Babası Ferhad Bey, annesi Sultan İkinci Bayezid'in kızı Selçuk sultandır. Babası Adana muhafızı olduğu sırada Kölemenlerle yapılan savaşta şehit olmuş, annesi de Sultan İkinci Bayezid'in sağlığında vefat ederek İstanbul'da Bayezid Caminin yakınında bulunan bir türbeye defnedilmiştir. Annesi ile birlikte İstanbul'a yerleşen Gazi Hüsrev Paşa, eğitimini tamamladıktan sonra, dayısı Şehzade Mehmed, kefe sancakbeyliğine tayin edildiğinde onunla birlikte gitti.
Semendire Sancakbeyliğine atanan Gazi Hüsrev Bey, Belgrad'ın fethinde önemli hizmetlerde bulundu. Belgrad'ın fethinden sonra Bosna sancakbeyliğine getirildi. Bosna sancakbeyliğini sırasında Knin, Skradin, Ostovika kalelerini ele geçirdi. Kanuni Sultan Süleyman'ın bazı seferlerine katıldı. Bosna bölgesinde yeni fetihler yaparak sancağının sınırlarını genişletti. Mohaç zaferi sırasında, Balı... (Devam)
Gazi Osman Paşa, Tokat'ta doğdu. Asıl adı Osman Nuri'dir. Babası, İstanbul kereste gümrüğünde katip olan Mehmed Efendi, annesi Şakire Hatun'dur. Ailenin tek erkek çocuğu olan Osman Nuri, henüz yedi sekiz yaşlarında iken ailesiyle birlikte İstanbul'a babasının yanına gitti. Sırasıyla Askeri Rüştiye, Askeri İdadi ve Mekteb-i Harbiyye okullarını bitirdi. Çeşitli görevlerde bulunan Gazi Osman Paşa, 1859 yılında Osmanlı Devleti'nin nüfus sayımı ile kadastro usulünde haritasının çizilmesinin kararlaştırılması ve bu arada Bursa ilinden başlanması üzerine bu göreve askeri temsilci olarak tayin edildi. 1866'da Girit'te baş gösteren Rum isyanı dolayısıyla buraya yollandı.
Birçok askeri baÅŸarı elde etmiÅŸ olan Gazi Osman PaÅŸa, asıl şöhretini Sırp prensi Milan'ın 2 Temmuz 1876'da Osmanlı Devletine savaÅŸ ilan etmesi esnasında, Rus generallerinin kumanda ettiÄŸi Sırp ordusunu bozguna uÄŸratmasÄ... (Devam)
Gedik Ahmed Paşa Sırbistan'da doğdu. Sultan İkinci Murad döneminde, iç oğlanı olarak saraya girdi ve Fatih Sultan Mehmed zamanında askeri rütbe ile saraydan çıkıp, kısa bir süre Rum beylerbeyliği yaptı. 1462'de İshak Paşa'nın yerine Anadolu beylerbeyliğine getirildi. İlk büyük askeri başarısını, 1461'de Koyulhisar'ı fethederek sağladı. 1469 yılında Karaman Ereğlisi ve Akhisar'ı fethedip, Fatih Sultan Mehmed'in oğlu Şehzade Mustafa'yı Karaman valisi olarak Konya'ya yerleştirdi. Ertesi yıl Eğriboz'un fethi ile sonuçlanan sefere katıldı.
Aynı yıl Anadolu Beylerbeyliğinden ayrıldı ve vezirlik rütbesini aldı. 1471'de Alaiye'yi, ertesi yıl İçel ve Karaman'da Silifke, Mokan, Gorigos, Gülek ve Lülye'yi ele geçirdi. Karamanoğlu Pir Ahmed ve kardeşi Kasım Bey'i yenilgiye uğrattı. Otlukbeli Meydan Savaşı'nın, Osmanlı zaferi ile sonuçlanmasında önemli rol oynadı. Gedik Ahmed Paşa, 1474't... (Devam)
14 Ekim 1890'da Teksas'da dünyaya geldi. İkinci Dünya Savaşı'nda Batı Avrupa'daki Müttefik Kuvvetler'in başkomutanlığını yaptı. 1953 yılından itibaren 8 sene ABD Başkanlığını yaptı. 1954 yılında "Barış için Atom" programını başlattı. 5 Ocak 1957'de, ünlü Eisenhower Doktrini*'ni açıkladı. Bu doktrin ile Orta Doğu ülkelerine askerî ve ekonomik yardımda bulunuldu. Yardımın amacı, komünizmin yayılmasını önlemekti.
Başkanlıktan ayrıldıktan sonra Değişim İçin Yetki (1965) ve Barışı Sürdürme (1966) isimli kitapları kaleme aldı. NATO'nun ilk başkomutanlığını da yapan Eisenhower 28 Mart 1969'da Washington'da öldü.