Erken Hristiyan Sanatı:
Hıristiyanlık Roma İmparatorluğu zamanında ortaya çıkmaya başlayan bir dindir. Bu dinin kutsal peygamberi İsa’dır. İsa, Tanrının sayesinde annesi Meryem’den babası olmadan doğmuştur. Ancak Hıristiyanlık başlangıçta kabul edilmemiştir. Romalılar Hıristiyanları sık sık cezalandırmış ve İsa’yı da çarmıha bağlayarak öldürmüştür. Bu yüzden Hıristiyanlık başlangıçta gizli gizli yayılmış, ilk Hıristiyanlar Romalılardan kaçarak, mağaralarda yeraltında açtıkları odalarda (Katakomp) oturmuşlardır. Oturdukları evlerin duvarlarına Hristiyanlıklar ilgili resimler (Fresk) yapmışlar ancak bu resimlerde semboller kullanmışlardır. Hristiyanlığın gizli gizli yayılmaya başladığı ve Bizans Devletinin kurulmasıyla sona eren bu döneme “Erken Hristiyan” dönem adı verilir.
Erken Hristiyan dönemin en önemli eserlerinden bazıları Nevşehir, Ürgüp ve Göreme çevresinde bulunan Kappadokia Kaya Evleridir. Bu evlerden bazılarında kilise, manastır ve evler bulunmaktadır. Bu kiliselerin duvarlarında çok sayıda freskolar ile süslüdür. Resimler oldukça basit bir teknikte yapılmıştır.
b- Bizans Sanatı:
Roma İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Bizans Devleti kurulmuştur. Kendinden önce kurulan uygarlıklarla aynı bölgede, doğu Akdeniz’de olduğu için hem Roma Sanatından hem de Mısır, Anadolu, Suriye sanatlarından etkilenmiştir. Bizans sanatı din ile ilgili bir sanat olmasına karşın Anadolu’da büyük bir gelişme göstermiştir. Bizans’ta sanat dinin ve kralın emrindedir. Bizans devletinin başkenti İstanbul’dur (eski ismi: Kontantinopol)
Bizans mimarisinde genellikle dışı sade, içi bol süslemeli eserler verilmiştir. Roma sanatında görülen bir çok özellik Bizans Sanatında da aynen devam etmiştir. Sütunların üzerine kemer inşa edilmiş, birbirini kesen tonozlar inşa edilmiştir.
Bizans sanatında yeni bir mimari yapı olan kiliseler gelişmiştir. Hristiyanların dua etmek ve tapınmak için kullandıkları kiliseler, standart bir plana göre yapılmıştır. Kiliseler genellikle dikdörtgen bir plana sahiptir. Kısa kenarlarından birinde narteks adı verilen bir giriş bölümü içine girilir. Girişin dışında avlu (atrium) bulunmaktadır. Kilisenin içi sütun sıralarıyla ince uzun kısımlara ayrılır. Nef adı verilen bu kısımlarda Hristiyanlar dua ederler. Kilisenin diğer kısa kenarında yarım daire şeklinde apsis bulunmaktadır. Sua edenler apsise dönerek durmaları gerekir. Dua ederken burada bir rahip bulunur. Duadan sonra bir koro dinsel şarkılar söyler. Kiliseyi meydana getiren dikdörtgen planlı ve sütunlarla bölünen mekana “Bazilika” adı verilir.
Bizans döneminin en önemli kilisesi Aya Sofya İstanbul’dadır. Bazilika planına sahip olan yapı 33m. genişliğinde bir kubbe ile örtülmüştür. Ayrıca yanlarda yarım kubbeler, kemerler ve tonozlar bulunmaktadır. Duvarlarında çok sayıda dinsel konulu mozaikler vardır. Türkler İstanbul’u işgal ettikten sonra yapı camiye çevrilmiş ve minareler eklenmiştir.