Roma İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Avrupa’da birçok krallık kurulur. Bu krallıkların Hıristiyanlığı kabul etmeleri nedeniyle dine büyük önem vermişlerdir. Ortaçağ’da Avrupa’da bu nedenle sanat dinin etkisinde kalmıştır. Dindeki değişimler sanatı da etkilemiş ve değişimlere neden olmuştur. Bu nedenle Avrupa sanatı dönemlere ayrılır.
Avrupa Sanatı Ortaçağda kaynağını dinden alır. Bütün sanat eserleri din için yapılır. Kiliseler, din ile ilgili heykel ve resimler görülür.
Ortaçağ Avrupa Sanatı kendi için de iki döneme ayrılır:
1- Roman Sanatı:
Roman Sanatı İ.S. 900-1200 yılları arasında görülür. Din adamlarının zenginleşmesi sonucu bir çok dinsel yapılar inşa ettirmesi ile başlar. Din adamları ile devlet adamları arasında bir sanat yarışı başlar. Bunun sonucu olarak Avrupa’nın önemli kentlerinde büyük kiliseler ve başka dinsel yapılar yapılır. Bizans sanatından ayrı olarak bu kiliselerde bazı mimari yenilikler görülür.
Roman mimarisinin temel özellikleri şunlardır:
1- Roman mimarisi kiliselerde Bazilika (Bizans kiliselerinde görülen dikdörtgen plan) planını örnek alır.
2- Malzeme olarak kesme taş kullanılmıştır.
3- Roman sanatında kiliselerin hem içinde hem dışında yuvarlak kemerler vardır.
4- Orta nef genişletilmiş ve yükseltilmiştir. Apsisin altında bir mezar odası (kripta) yerleştirilmiştir.
5- Apsisin iki yan tarafı uzatılarak kilise “T” şeklinde bir plana yapılmış ve çapraz tonoz sistemi kullanılmaya başlanmıştır.
Roman mimarisinin en önemli yapısı İtalya’daki Piza kilisesidir. Bu yapı özellikle eğri çan kulesi ile tanınmıştır.
Roman resim ve heykel sanatı çok fazla gelişmemiştir. Genellikle kiliselerin içinde süsleme olarak kullanılmıştır.
2- Gotik Sanatı:
İ.S.1200’lerde başlayan Gotik sanatında Ortaçağın baskıcı ve katı tutumundan kurtulmak ve başka bir dünyaya ulaşmak isteği görülür. Bu nedenle mimaride daha büyük ve yüksek kiliseler (katedral) yapılmaya başlar. Gotik sanatı ilk defa Fransa’da başlamıştır.
Gotik sanatında genel olarak renkli ve görkemli eserler verilmiştir. Özellikle mimaride renkli camların birleştirilmesiyle oluşturulan “vitray” büyük bir canlılık sağlamıştır. Gotik mimaride en önemli özellik sivri kemerin kullanılmasıdır. Kemerler sayesinde duvarlar artık önemini yitirmiş ve kiliseler duvar yerine kullanılan vitraylar ile aydınlanmıştır. Yapılarda ağırlığın sütun ve kemerlere verilmesi sayesinde kaba duvarlar ortadan kalkmış ve daha fazla süsleme yapılmaya başlamıştır.
Gotik mimarinin en önemli katedrallerinden birisi Notre Dame (Notır Dam) Katedralidir. Paris’te bulunan katedral Gotik mimarinin ilk örneklerinden biridir. Üç kapısı, kapının üzerindeki İsa kabartmaları, gül desenli yuvarlak penceresi (rozet) ve ince sütunların bulunduğun giriş kapısı zengin süslere sahiptir.