Tiyatronun teras duvarının kuzeybatı bölümünde inşa edilmiştir. Cephede yer alan İon düzenindeki iki sütunla batıya bakmaktadır. Çeşme yapısı mimari düzenleri bakımından Hellenistik Dönem’e tarihlendirilmektedir.
Tiyatro Gymnasiumu
Roma İmparatorluğu Dönemi’nde, olasılıkla M.S. 2. yüzyılın başında inşa edilen bu yapının ancak palaestra kısmı ortaya çıkarılmıştır. 30x70 m. ölçüsündeki palaestranın kuzeyinde baştan başa uzanan basamaklar şeklinde oturma yerleri görülmektedir. Böylece burası, palaestranın yanı sıra küçük bir stadium olarak işlev görüyordu.
Bizans Çeşmesi
Vedius Gymnasiumu ile stadiumun önünden geçen tören yolunun batısında bulunmaktadır.
Mermer Yol
Ephesos Artemis Tapınağı’ndan başlayan önce Vedius Gymnasionu’nu ve stadiumu geçerek tiyatronun batısı ile agoranın doğusundan ilerleyen ve kütüphanenin önünden doğuya kıvrılarak Devlet Agora’sına çıkan, arkasından da Magnesia Kapısı’ndan itibaren kuzeye yönelip tekrar Artemis Tapınağı’na varan kutsal bir yol bulunuyordu.
Bu yol, aynı zamanda kentin ana caddesidir. Yol çeşitli dönemlerde birçok bölümlerinde onarım ve değişiklik geçirmiştir. Caddenin doğusunda, Geç Roma Dönemi’ne ait bir stoanın kalıntıları, batıda ise Neron Dönemi’nde inşa edilen ve agoranın Dor düzeninde ve rustika tarzındaki stoası ile 1,70 m. yüksekliğinde kaide duvarı uzanmaktadır.
Domitian Tapınağı
Devlet Agorası’nın hemen karşısında, Bülbül Dağı’nın kuzey eteklerinde 50x100 m. ölçülerinde, tonozlu alt yapılar üstünde yükselen bir teras üzerinde inşa edilmiştir. Önde dört sütunu bulunan küçük bir prostylos ile 8x13 sütunlu peristasis görünümündedir. Cella ölçüleri 9x17 m. olan tapınağın stylobat ölçüleri 24x34 m.dir. Tapınak 8 basamaklı bir krepis üzerinde yükselmektedir. Tapınağın içinde bügün Efes Müzesi’nde sergilenen kolosal ölçülerdeki Domitianus Heykeli’ne ait parçalar bulunmuştur.
Devlet Agorası
Devlet Agorası’nın kuzey ve doğu stoaları gün ışığına çıkarılmıştır. Bulunan bir arşitrav parçasında kuzey stoa, bazilika olarak tanımlanmaktadır. Bu stoa, iki sütun sırası ile bir orta ve iki yan nefe ayrılmıştır. Orta nef, iki yan nefden 2/3 oranında daha yüksek yapılmıştır. Güneyde yan nefin agoraya bakan yüzünde de bir sıra sütun bulunmaktadır. Bazilika, Augustus Dönemi sonlarında İon düzeninde inşa edilmiş olup, iki yanlarında boğa başları ile süslenmiştir. Roma İmparatorlu’nun geç bir döneminde, taşıma gücünü artırmak amacı ile orta nefteki boğa başlı sütunların arasına Korinth başlıklı sütunlar yerleştirilmiştir. Kazılar sırasında bazilikanın 1,30 m. altında tek bölümlü bir Hellenistik stoanın varlığı saptanmıştır. Agoranın bazilika yapısında bazı kent işlerinin, muhtemelen mahkeme toplantılarının yapıldığı olasıdır.
Prytaneion
Augustus Dönemi’nde inşa edilmiştir. Muhtemelen aynı yerde Lysimakhos Dönemi’ne ait prytaneion bulunmaktadır. Yapının avlusu mozaik taban döşemesi ile süslenmiştir. Büyük salonda bulunan kompozit başlıklı sütunlar yapının M.S. 3. yüzyılda değişikliğe uğradığını göstermektedir. M.S. 400 yıllarında Skolastikia adlı Hıristiyan bir kadının yaptırdığı hamam için, özellikle prytaneionu yıktırarak taş ve mermerlerini yapı malzemesi olarak kullanmıştır. Bununla birlikte Skolastikia, burada duran iki Artemis Ephesia heykeline dokunmamış ve bu heykeller kazı sırasında ele geçirilmiştir. Bu heykeller Domitianus Dönemi’nde (M.S. 81-96) yapılmış ve o dönemde muhtemelen yapının büyük salonu önündeki avlunun önünde durmakta idi.
Odeion
Yapının yanında prytaneion ve önünde ise, Devlet Agorası bulunmaktadır. Yapının üzeri muhtemelen örtülüdür. Salonun 1400 kişilik kapasitesi bulunmaktadır. Yazıt parçalarına göre Publius Vedius Antoninus’un M.S. 150 yılından hemen sonra inşa ettirdiği bu yapıyı bir bouleuterion olarak tanımlamak uygun olacaktır.
Özel Hamamlar
Odeion un doğusunda, çok iyi korunmuş yapı kalıntıları, araştırmacılar tarafından bir hamam olarak tanımlanmıştır. Söz konusu yapının, bir yazıtta belirtildiği gibi Ephesoslu ünlü sofist Flavius Damianus’un salonlarından birini yaptırttığı Varius Hamamı olduğu sanılmaktadır.
Büyük Çeşme
Devlet Agorası’nın güneyinde, odeionun karşısında yer alan anıtsal çeşmenin suyu, bugünkü adı ile kentin 6 km. doğusunda bulunan Marnas Nehri’nden gelmektedir. Aydın Yolu’nda Kentten 5 km. uzakta, dar bir vadide yer alan iki katlı aquadukt Marnas’tan su taşımaktadır. Bu su kemeri M.S. 4 ile 14 yılları arasındaki bir tarihte Gaius Sextilius Pollio tarafından yaptırılmıştır.
Doğu Gymnasionu
Kentin kenarındaki bu yapı oldukça iyi korunmuştur. İmparator Salonu’nda sofist Flavius Damianus ve karısı Vedia Phaedrina’nın portre heykelleri bulunduğu için, palaestranın ikisi tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir.
Magnesia Kapısı
Kapı, büyük bir olasılıkla İmparator Vespasian (M.S. 69-79) tarafından inşa ettirilmiştir. Kazılarda ele geçen bir yazıttan, Artemision’da başlayan tören yolunun, Magnesia Kapısı’ndan tiyatroya ve oradan stadiumun doğu ucundaki Pion Kapısı’ndan geçerek, yine Artemis Tapınağı’na ulaştığı anlaşılmaktadır. Tören yolunun dışında, Magnesia Kapısı ile Artemision arasında sofist Damianus’un inşa ettirdiği, yaklaşık M.S. 2. yüzyılın ortalarına tarihlendirilen sütunlu bir yol bulunmaktadır.
Ayasuluk Tepesi
Bu tepe erken Hıristiyan, Bizans ve Selçuklu devirleri boyunca iyi tahkim edilmiş bir kale ile savunulmuştur. Halen ayakta duran sur, Erken Hıristiyanlık Devri’nde inşa edilmiş olup, sonradan Selçuklular zamanında büyük bir restorasyona uğramıştır. Kale duvarlarındaki ana giriş kapısı Roma yapılarından, özellikle stadiumdan sökülerek alınmış taşlarla M.S. 6. yüzyılda yapılmıştır.
Tepedeki iç kalenin dışında, güney-doğu kısımda yapılan kazılarda Prehistorik ve Myken Dönemi malzemesi bulunmuş olması önemlidir. Kalenin alt kısmında, İzmir otoyolunun kenarında bir arsada, temel kazıları sırasında Roma Dönemi’ne ait bir mezar kopleksi bulunmuştur.
İsa Bey Camii
Selçuklu Sanatı’nın en önemli eserlerinden biri, Aydınoğlu Beyliği’nin yöneticilerinden biri olan İsa Bey tarafından Ayasuluk Tepesi’nde inşa ettirilen camiidir. Oldukça iyi korunmuş bu yapı bir yazıta göre, M.S. 1375’de tamamlanmıştır. Hem avlulu Türk cami tipinin hem de transepti olan Anadolu sütunlu camilerinin bilinen en eski örneğidir. Bu cami ayrıntıları ve güzel mermer işçiliği ile Milet’teki İlyas Bey Camii’nin bir benzeri olup, Selçuklu ve Osmanlı devirleri arasındaki Geçiş Devri Türk stilinin göz alıcı bir eseridir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.