1715-1718 Osmanlı-Avusturya-Venedik Savaşı Osmanlı İmparatorluğu 'nun Karlofça Antlaşması'yla kaybettiği toprakları geri almak amacıyla savaştığı ancak başarısızlıkla sonuçlanmış bir savaşlar dizisidir.Kanuni döneminde 0smanlı-Avusturya ilişkilerinin temelinde Maceristana hakim olma istegi yatıyordu.
Savaşı hazırlayan nedenler Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları'nda uğranılan yenilgi ve bu savaşları takiben 1699'da imzalanan Karlofça Antlaşması sonucu Mora ve Macaristan'ın kaybedilmesi Osmanlı Devleti'ni çok sarsmıştı. Ancak 1711'de Çar Büyük Petro önderliğindeki Rusya'yla yapılan Prut Savaşı'nın kazanılması Osmanlı Devleti'ni bir ölçüde cesaretlendirdi. Venediklilere kaybedilen Mora Yarımadası'nda yaşayan Ortodoks halk Katolik baskısından memnun değildi ve tekrar Osmanlı yönetimine girmeyi istiyorlardı. Osmanlılar 8 Aralık 1714 tarihinde Venedikliler'e savaş açtılar. Sadrazam Silahdar Damat Ali Paşa Modon, Koron ve Navarin'i alarak Mora'yı geri kazandı (22 Ağustos 1715). Avusturyalılar Osmanlıların Venediklilere karşı gösterdikleri başarıdan memnun olmadılar. Mora'nın geri alınmasını Karlofça Antlaşması'nın bir ihlali olarak saydılar. Osmanlı Devleti'nden Mora'yı Venedik Cumhuriyeti'ne geri vermesini istediler. Osmanlılar bu isteği kabul etmeyerek Avusturya'ya savaş açtılar. Petrovaradin Savaşı Petrovaradin meydan muharebesi 5 Ağustos 1716 tarihinde bugünkü Sırbistan'ın Novi Sad bölgesinde Osmanlı ordusunun Avusturya karşısında yaptığı bir meydan muharebesidir. (Varad, Sırpça Petrovaradin, Macarca Petervarad) Savaşı Avusturya ordusu kazanmıştır. Savaşın sebebi Osmanlı Devleti 1699 yılındaki Karlofça antlaşmasıyla Venedik Cumhuriyeti'ne terk edilen Mora topraklarını yerli halkın da yardımıyla 1714 Aralık ayından itibaren geri almağa başlamıştı. Ancak Venedik ile ittifak antlaşması yapan Avusturya Mora'nın yeniden Venedik'e terk edilmesi için baskı yapıyordu. Osmanlı imparatorluğu bu baskıya savaş ilan ederek karşılık verdi[1]. Böylece başlayan1715-1718 Osmanlı-Avusturya-Venedik Savaşı'nın en önemli meydan muharebesi Petrovaradin savaşıdır. Savaş Osmanlı ordusuna Sadrazam Damat Silahtar Ali Paşa (1667-1716) , Avusturya ordusuna ise Savoy prensi Eugene (1663-1736) komuta ediyordu. Savaş başladıktan sonra merkezde Silahtar Ali Paşa, sağ kanatta da Anadolu valisi Ahmet Paşa Avusturyalılar'ı geriletmeyi başardılar. Fakat, Avusturyalılar sağ kanattaki çekilmeyi durdurmak için yedekteki Alman süvarileri ile karşı hücuma geçtiler. [2] Üstelik,Tuna nehri üzerindeki Avusturya donanması da top atışları ile kanadı sarsmağa başladı. Bu sırada Ahmet Paşa'nın da vurulması üzerine sağ kanatta bozgun işaretleri görülmeğe başlandı. Merkezde durumu düzeltmek için çabalayan Silahtar Ali Paşa'nın vurulması ise genel bir bozguna yol açtı. Böylelikle savunmadaki Avusturya ordusu kendinden daha büyük bir orduyu bozguna uğratmış oldu. Meydan savaşının savaşa etkisi Meydan savaşını kazanan Avusturyalılar daha sonra bir önceki savaşta Avusturya ordusuna başarıyla direnen Banat eyaleti merkezi Temeşvar kalesini kuşattılar. Uzun bir kuşatma sonrasında Avusturyalılar 15 Ekim tarihinde Osmanlı imparatorluğunun elindeki bu son Macar kalesini de ele geçirdiler. ( Romence ismi Timişiora olan Temeşvar ikinci Dünya savaşı sonrasında Batı Romanya'da kalmıştır. ) Avusturyalılar bir yıl sonra da Belgrad'ı ele geçirdiler. Osmanlı tarafı barış istedi ve 1718 yılında Pasarofça antlaşması imzalandı. Uzun vadede savaşın sonucu Petrovaradin meydan savaşı 1715-1718 savaşının kaderini tayin eden savaştır. Gerçi bu savaştaki toprak kayıpları çok önemli sayılmaz. Çünkü bir sonraki savaşta Temeşvar hariç, kaybedilen topraklar geri alınmıştır. Fakat savaş Avrupalılar'daki Osmanlı imparatorluğunun yenilmezlik inancını sona erdirmiştir. Çünkü Osmanlı imparatorluğu Avusturya karşısında nispeten kısa süre içersinde kesin yenilgiye uğramıştır. (Bir önceki savaşta da Osmanlı imparatorluğu yenilmişti. Ancak o savaşta Osmanlı İmparatorluğu aynı anda pek çok cephede savaşmak zorundaydı.) Pasarofça Antlaşması Pasarofça antlaşması, 1714-1717 Osmanlı-Avusturya- Harbine son veren, yukarı Sırbistan, Belgrad ve Banat yaylasının Avusturya'ya; Dalmaçya, Bosna ve Arnavutluk kıyılarının Venedik'e verilmesi, Mora Yarımadası Osmanlılarda kalması gibi maddeleri içeren 21 Temmuz 1718'de imzalanan antlaşmadır. Antlaşma Osmanlı sultanlarından III. Ahmed Han (1703-1730) zamanında, Mora-Tuna kavşağında Sırbistan'nın (şimdi Sırpca adı Požarevec, Almanca adı Passarowitz olan) Pasarofça kasabasında yapıldı. Venedikliler Karlofça Antlaşması hükümleri tamamen ihlal ederek Karadağ'daki isyanı teşvik edip isyancılara yardım edince ve İstanbul-Mısır seferleri yapan Osmanlı ticaret ve hac gemilerine saldırınca 1715de Sadrazam Silahdar Damat Ali Paşa Venedik Cumhuriyeti'ne savaş ilan ederek Mora Seferine çıktı. Bu seferi Korint, Anapoli, Modon, Koron, Navarin kalelerini fethederek zaferle sonuçlandırdı. Fakat Venedik'in bağdaşığı olan Avusturya sert bir tepki ile, Karlofça Antlaşması gereğince Mora'nın Venediklilere geri verilmesini istemesi üzerine, Avusturya'ya da savaş açıldı. Sadrazam Silahdar Damat Ali Paşa, Osmanlı ordusu ile birlikte Macaristan'a girdi. Petervaradin Savaşı'nda Savoy Prensi Eugen komutasındaki Avusturya ordusu Osmanlı kuvvetlerini bozguna uğrattı (5 Ağustos 1716) ve Sadrazam Silahdar Damat Ali Paşa şehit düştü. Bu bozgundan sonra Temeşvar kalesi yitirildi ve Osmanlı ordusunda olan çözülme ile dağınık ve disiplinsiz birlikler Belgrad'a çekildi. Ordunun burada biraz tutunması ile birlikte, ta gerilerde Edirne ve İstanbul'da panik ortaya çıktı. Yeni Sadrazam Hacı Halil Paşa ordunun donatım işleri ile meşguldu ama 1717deki savaşlar hezimetin boyutunu büyüttü; 18 Ağustos 1717 tarihinde Belgrad düşman eline geçti. Belgrad'dan ta Niş'e kadar yörelerinin Müslüman ve Türk halkı aç ve çıplak Edirne ve İstanbul yoluna düştüler. Yeni sadrazam Tevkii Nişancı Mehmed Paşa altında, ordu Avusturya cephesinde Bosna ve Vidin'de başarılar elde etti. İbrahim Paşanın teşebbüsleri sayesinde Avusturyalılarla barış yapılmasının kararlaştırılmasından sonra, 1718'de sadrazamlığa getirilen Damat İbrahim Paşa barış teklif etti. Osmanlı Devletini Şıkk-ı sâni Defterdarı (Mâliye Müsteşarı) Silâhtar İbrâhim Efendi başkanlığındaki heyet temsil etti. Pasarofça'da Kont Virmond başkanlığında Avusturya ve Carte Ruzigi başkanlığındaki Venedik heyetlerinden başka, Felemenk (Hollanda) temsilcisi Collyer Kontu ile İngiltere temsilcisi Sir Robert Sutton da vardı. İki ay kadar süren konferanstan sonra; Avusturya ile yirmi madde ve bir ilâve, Venediklilerle de 26 madde üzerinden, 21 Temmuz 1718 tarihinde antlaşma imzalandı. Antlaşmaya göre, Avusturya ile Niş, Banat Dağları ve Transilvanya Alpleri hudut kesildi. Mülteci olarak Osmanlı Devleti'ne sığınan Erdel prensi II. Rákóczi Ferenc ailesiyle beraber Osmanlı-Avusturya sınırında oturmak ve emniyeti sağlanmak şartıyla iade edilecekti. Venedikliler, Mora Yarımadasını, Korintos ile çevresini, Egin Körfezindeki adaları, İyonya Adalarını, Aya Mavri Adasını ve Girit'te üç iskeleyi Osmanlı Devletine verecekti. İran yoluyla Avrupa'ya gelen tüccarlar, dönüşte Tuna gümrük vergilerinden muaf tutulacaktı. Pasarofça Antlaşmasıyla, Osmanlı Devleti; Avusturya'ya toprak vermesine rağmen, Venedik'ten aldı. Avusturya'ya verdiği toprakları, daha sonraki antlaşmalarla, Tamışvar hariç, geri aldı. Pasarofça Antlaşması sonrasında Osmanlı Devleti batı dünyasının üstünlüğünü ilk kez kabul etmiş ve batılı tarzda ıslahatların yapıldığı Lale Devri'ne girmiştir. Savaşı hazırlayan nedenler
Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları'nda uğranılan yenilgi ve bu savaşları takiben 1699'da imzalanan Karlofça Antlaşması sonucu Mora ve Macaristan'ın kaybedilmesi Osmanlı Devleti'ni çok sarsmıştı. Ancak 1711'de Çar Büyük Petro önderliğindeki Rusya'yla yapılan Prut Savaşı'nın kazanılması Osmanlı Devleti'ni bir ölçüde cesaretlendirdi. Venediklilere kaybedilen Mora Yarımadası'nda yaşayan Ortodoks halk Katolik baskısından memnun değildi ve tekrar Osmanlı yönetimine girmeyi istiyorlardı. Osmanlılar 8 Aralık 1714 tarihinde Venedikliler'e savaş açtılar. Sadrazam Silahdar Damat Ali Paşa Modon, Koron ve Navarin'i alarak Mora'yı geri kazandı (22 Ağustos 1715). Avusturyalılar Osmanlıların Venediklilere karşı gösterdikleri başarıdan memnun olmadılar. Mora'nın geri alınmasını Karlofça Antlaşması'nın bir ihlali olarak saydılar. Osmanlı Devleti'nden Mora'yı Venedik Cumhuriyeti'ne geri vermesini istediler. Osmanlılar bu isteği kabul etmeyerek Avusturya'ya savaş açtılar.
Petrovaradin Savaşı
Petrovaradin Meydan Muharebesi
1715-1718 Osmanlı-Avusturya-Venedik Savaşı
Jan Pieter van Bredael (1683-1735) tarafından yapılmış Die Schlacht bei Peterwardein adlı tablo.
Tarih 5 Ağustos 1715
Bölge Petrovaradin, Sırbistan
Sonuç Avusturya zaferi
Taraflar
Osmanlı Devleti Avusturya
Kumandanlar
Damat Silahtar Ali Paşa Savoy prensi Eugene
Güçler
120.000 83.000
Kayıplar
3000-6000 3027
Petrovaradin meydan muharebesi 5 Ağustos 1716 tarihinde bugünkü Sırbistan'ın Novi Sad bölgesinde Osmanlı ordusunun Avusturya karşısında yaptığı bir meydan muharebesidir. (Varad, Sırpça Petrovaradin, Macarca Petervarad) Savaşı Avusturya ordusu kazanmıştır.
Savaşın sebebi
Osmanlı Devleti 1699 yılındaki Karlofça antlaşmasıyla Venedik Cumhuriyeti'ne terk edilen Mora topraklarını yerli halkın da yardımıyla 1714 Aralık ayından itibaren geri almağa başlamıştı. Ancak Venedik ile ittifak antlaşması yapan Avusturya Mora'nın yeniden Venedik'e terk edilmesi için baskı yapıyordu. Osmanlı imparatorluğu bu baskıya savaş ilan ederek karşılık verdi[1]. Böylece başlayan1715-1718 Osmanlı-Avusturya-Venedik Savaşı'nın en önemli meydan muharebesi Petrovaradin savaşıdır.
Savaş
Osmanlı ordusuna Sadrazam Damat Silahtar Ali Paşa (1667-1716) , Avusturya ordusuna ise Savoy prensi Eugene (1663-1736) komuta ediyordu. Savaş başladıktan sonra merkezde Silahtar Ali Paşa, sağ kanatta da Anadolu valisi Ahmet Paşa Avusturyalılar'ı geriletmeyi başardılar. Fakat, Avusturyalılar sağ kanattaki çekilmeyi durdurmak için yedekteki Alman süvarileri ile karşı hücuma geçtiler. Üstelik,Tuna nehri üzerindeki Avusturya donanması da top atışları ile kanadı sarsmağa başladı. Bu sırada Ahmet Paşa'nın da vurulması üzerine sağ kanatta bozgun işaretleri görülmeğe başlandı. Merkezde durumu düzeltmek için çabalayan Silahtar Ali Paşa'nın vurulması ise genel bir bozguna yol açtı. Böylelikle savunmadaki Avusturya ordusu kendinden daha büyük bir orduyu bozguna uğratmış oldu.
Meydan savaşının savaşa etkisi
Meydan savaşını kazanan Avusturyalılar daha sonra bir önceki savaşta Avusturya ordusuna başarıyla direnen Banat eyaleti merkezi Temeşvar kalesini kuşattılar. Uzun bir kuşatma sonrasında Avusturyalılar 15 Ekim tarihinde Osmanlı imparatorluğunun elindeki bu son Macar kalesini de ele geçirdiler. ( Romence ismi Timişiora olan Temeşvar ikinci Dünya savaşı sonrasında Batı Romanya'da kalmıştır. ) Avusturyalılar bir yıl sonra da Belgrad'ı ele geçirdiler. Osmanlı tarafı barış istedi ve 1718 yılında Pasarofça antlaşması imzalandı.
Uzun vadede savaşın sonucu
Petrovaradin meydan savaşı 1715-1718 savaşının kaderini tayin eden savaştır. Gerçi bu savaştaki toprak kayıpları çok önemli sayılmaz. Çünkü bir sonraki savaşta Temeşvar hariç, kaybedilen topraklar geri alınmıştır. Fakat savaş Avrupalılar'daki Osmanlı imparatorluğunun yenilmezlik inancını sona erdirmiştir. Çünkü Osmanlı imparatorluğu Avusturya karşısında nispeten kısa süre içersinde kesin yenilgiye uğramıştır. (Bir önceki savaşta da Osmanlı imparatorluğu yenilmişti. Ancak o savaşta Osmanlı İmparatorluğu aynı anda pek çok cephede savaşmak zorundaydı.)
Pasarofça Antlaşması
Pasarofça Antlaşması
İmza
- yer 21 Temmuz 1718
Pasarofça
İmzacı devletler Avusturya İmparatorluğu
Osmanlı Devleti
Dilleri Osmanlıca, Almanca
Pasarofça antlaşması, 1714-1717 Osmanlı-Avusturya- Harbine son veren, yukarı Sırbistan, Belgrad ve Banat yaylasının Avusturya'ya; Dalmaçya, Bosna ve Arnavutluk kıyılarının Venedik'e verilmesi, Mora Yarımadası Osmanlılarda kalması gibi maddeleri içeren 21 Temmuz 1718'de imzalanan antlaşmadır. Antlaşma Osmanlı sultanlarından III. Ahmed Han (1703-1730) zamanında, Mora-Tuna kavşağında Sırbistan'nın (şimdi Sırpca adı Požarevec, Almanca adı Passarowitz olan) Pasarofça kasabasında yapıldı.
Venedikliler Karlofça Antlaşması hükümleri tamamen ihlal ederek Karadağ'daki isyanı teşvik edip isyancılara yardım edince ve İstanbul-Mısır seferleri yapan Osmanlı ticaret ve hac gemilerine saldırınca 1715de Sadrazam Silahdar Damat Ali Paşa Venedik Cumhuriyeti'ne savaş ilan ederek Mora Seferine çıktı. Bu seferi Korint, Anapoli, Modon, Koron, Navarin kalelerini fethederek zaferle sonuçlandırdı. Fakat Venedik'in bağdaşığı olan Avusturya sert bir tepki ile, Karlofça Antlaşması gereğince Mora'nın Venediklilere geri verilmesini istemesi üzerine, Avusturya'ya da savaş açıldı.
Sadrazam Silahdar Damat Ali Paşa, Osmanlı ordusu ile birlikte Macaristan'a girdi. Petervaradin Savaşı'nda Savoy Prensi Eugen komutasındaki Avusturya ordusu Osmanlı kuvvetlerini bozguna uğrattı (5 Ağustos 1716) ve Sadrazam Silahdar Damat Ali Paşa şehit düştü. Bu bozgundan sonra Temeşvar kalesi yitirildi ve Osmanlı ordusunda olan çözülme ile dağınık ve disiplinsiz birlikler Belgrad'a çekildi. Ordunun burada biraz tutunması ile birlikte, ta gerilerde Edirne ve İstanbul'da panik ortaya çıktı. Yeni Sadrazam Hacı Halil Paşa ordunun donatım işleri ile meşguldu ama 1717deki savaşlar hezimetin boyutunu büyüttü; 18 Ağustos 1717 tarihinde Belgrad düşman eline geçti. Belgrad'dan ta Niş'e kadar yörelerinin Müslüman ve Türk halkı aç ve çıplak Edirne ve İstanbul yoluna düştüler. Yeni sadrazam Tevkii Nişancı Mehmed Paşa altında, ordu Avusturya cephesinde Bosna ve Vidin'de başarılar elde etti. İbrahim Paşanın teşebbüsleri sayesinde Avusturyalılarla barış yapılmasının kararlaştırılmasından sonra, 1718'de sadrazamlığa getirilen Damat İbrahim Paşa barış teklif etti.
Osmanlı Devletini Şıkk-ı sâni Defterdarı (Mâliye Müsteşarı) Silâhtar İbrâhim Efendi başkanlığındaki heyet temsil etti. Pasarofça'da Kont Virmond başkanlığında Avusturya ve Carte Ruzigi başkanlığındaki Venedik heyetlerinden başka, Felemenk (Hollanda) temsilcisi Collyer Kontu ile İngiltere temsilcisi Sir Robert Sutton da vardı. İki ay kadar süren konferanstan sonra; Avusturya ile yirmi madde ve bir ilâve, Venediklilerle de 26 madde üzerinden, 21 Temmuz 1718 tarihinde antlaşma imzalandı.
Antlaşmaya göre,
Avusturya ile Niş, Banat Dağları ve Transilvanya Alpleri hudut kesildi.
Mülteci olarak Osmanlı Devleti'ne sığınan Erdel prensi II. Rákóczi Ferenc ailesiyle beraber Osmanlı-Avusturya sınırında oturmak ve emniyeti sağlanmak şartıyla iade edilecekti.
Venedikliler, Mora Yarımadasını, Korintos ile çevresini, Egin Körfezindeki adaları, İyonya Adalarını, Aya Mavri Adasını ve Girit'te üç iskeleyi Osmanlı Devletine verecekti.
İran yoluyla Avrupa'ya gelen tüccarlar, dönüşte Tuna gümrük vergilerinden muaf tutulacaktı.
Pasarofça Antlaşmasıyla, Osmanlı Devleti; Avusturya'ya toprak vermesine rağmen, Venedik'ten aldı. Avusturya'ya verdiği toprakları, daha sonraki antlaşmalarla, Tamışvar hariç, geri aldı. Pasarofça Antlaşması sonrasında Osmanlı Devleti batı dünyasının üstünlüğünü ilk kez kabul etmiş ve batılı tarzda ıslahatların yapıldığı Lale Devri'ne girmiştir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.