Napolyon'un Rusya Seferi
Napolyon'un Rusya Seferi, Napoléon Bonaparte tarafından Rusya'ya karşı yönetilen sefer (24 Haziran-30 Aralık 1812).

Seferin Nedenleri

Napoléon'un Rusya Seferinin en önemli sebebi şüphesiz ki Rusya'nın Napoléon'un kurduğu kıtasal sistemden çekilmesidir. Bir yandan Çar Aleksandr'ın Erfurt'taki taahhütlerini yerine getirmemesi (Wagram Savaşı sırasında, Galiçya'da Avusturya'ya karşı savaşmaması, 1809), ve İngiliz malları da içinde olmak üzere denizden gelen bütün malların Rusya'ya girişini serbestçe kabul edip karayoluyla gelen Fransız ürünlerini vergilendiren (Kıta Ablukası'nı parçalayan önlem) 31 Aralık 1810 tarihli Çar buyruğu; öte yandan Napoléon'un bir Avusturyalı prensesle evlenişi, çarın bir kayınbiraderinin mülkü olan Oldenburg'u ilhak edişi (22 Ocak 1811) ve Varşova Grandüklüğü temel alınarak Polonya'nın yeniden kurulması, Rusya ile Fransa arasındaki anlaşmazlığın nedenleriydi.

Her iki devlet de destek kazanarak çatışmaya hazırlanıyordu; Ruslar Türkler ile barış imzaladı (Bükreş Antlaşması, 28 Mayıs 1812) ve İsveç'in desteğini sağladı (Petersburg Antlaşması, 5 Nisan 1812); Fransızlar ise, önce Prusya'nın (24 Şubat 1812), sonra da Avusturya'nın ittifakını sağladı (14 Mart 1812) ve İngiltere'nin uyguladığı deniz denetiminden rahatsız olup ona savaş ilan eden (18 Haziran 1812) Amerika Birleşik Devletleri'nin dolaysız desteğini kazandılar.

Güç Dengeleri

Harekatta, önceliği elinde bulundurmak isteyen Napoléon Büyük Ordu'yu (Grande Armée) yeniden düzenledi. Yalnızca 300,000'i Fransız olan bu ordunun öteki yarısı vasal ya da müttefik ülkelerce sağlanmıştı. Bunlar arasında Schwarzenberg Prensi Karl Philipp komutasındaki 34,000 Avusturyalı ile General Ludwig Yorck von Wartenburg komutasındaki 20,000 Prusyalı'yı özellikle belirtmek gerekir. Napoléon, 1811'den başlayarak Almanya'da toplamaya giriştiği Büyük Ordu'yu Vistül kıyısına nakletti. Kendisinden Prusya'yı ve İsveç Pomeranyası'nı boşaltmasını isteyen (Nisan 1812) Çar Aleksandr'a cevap vermeksizin Dresden'e gitti; orada Avusturya imparatoru, Prusya kralı ve birçok Alman prensiyle buluştu (25-28 Mayıs 1812); sonra da Nyemen üzerindeki sınıra giderek (24 Haziran 1812) Kaunas'ta (Kovno) sınırı aştı. Ordusunun merkezinde, Barclay de Tolly komutasındaki I. Rus Ordusu'nun (120,000 asker) karşısında 218,000 askeri vardı. Sağ kanadı (Jérôme Bonaparte, 75,000 asker ve Schwarzenberg 34,000 asker), Pyotr Bagrasyan'ın komutasındaki II. Rus Ordusu'nun (yaklaşık 40,000 asker) karşısındaydı. Sol kanadındaysa Yorck (20,000 asker) ve özellikle de Tilsit'te karargah kurmuş olan Jacques MacDonald (32,000 asker) yer almıştı.

İstila

24 Haziran 1812'de Napoléon Orduları Nyemen üzerindeki Kaunas'ta (Kovno) sınırı aştı. Yorck ve MacDonald, Wittgenstein'in koruduğu (20,000 asker) Riga yönünde kuzeye doğru saldırıya geçti. Güneyden gelen Rus takviye kuvvetleri (Aleksandır Tormasov komutasındaki birlikler ve Pavel Çiçagov komutasındaki Tuna Ordusu) cepheye ulaşmadan önce işi bitirmek isteyen Napoléon, askerlerini cebri yürüyüşlerle yorgun düşürdü. Ama düşman durmaksızın geriliyordu. 28 Haziranda Vilna'yı, 28 Temmuzda da Vitebsk'i alan Napoléon, on beş gün kararsız kaldıktan sonra 12 Ağustosta yeniden yola çıktı ve 18 Ağustos günü, Barclay de Tolly ile Bagrasyan'ın bir gün önce kaçmadan yerle bir ettikleri Smolensk'i aldı. Napoléon burada da kararsız kaldı. Ama gene de Polonyalılar'a Polonya Krallığı'nın yeniden kurulması, Ruslar'a da serfliğin ortadan kaldırılması vaadinde bulunmaktan kaçındı. Oysa bu iki vaat, Polonyalılar ile Rus köylüsünü onun tarafına çekebilirdi. Netekim din sapkını istilacılara karşı Ortodoks papazlar tarafından ayaklandırılan Rus köylüsü, firarlar ve hastalıklar dolayısıyla zaten gücü azalmış Büyük Ordu'nun tek tek ele geçirdikleri bütün askerlerini öldürüyordu.

Geri çekilme

24 Ekimdeki Maloyaroslavets Muharebesinden sonra Borodino üzerinden Smolensk yoluna dönmek zorunda kalan Fransız ordusu, açlıktan ve 5 Kasımdan başlayarak da soğuktan (-35 derece) kırılarak, Kazaklar, gönüllü askerler ve köylüler tarafından hırpalanarak ve Kutuzov tarafından da yakından izlenerek eridi.

Napoléon, birleşmek üzere kuzey ve güneyden ilerleyen Wittgenstein ve Çiçagov kuvvetlerince kuşatılmaktan kurtulmak için Krasnoye'de Dinyeper yoluna (15-18 kasım) ve özellikle Berezina Geçidine (25-29 kasım) yüklenmek zorunda kaldı ve bu arada kendi ordusu da çok ağır koşullar altında bulunan Rus başkomutanının hesaplı hareketsizliğinden yararlandı. 3 Aralık sabahı yayımladığı trajik bildiriyle felaketi açıklayan ve Paris'te General Claude François de Malet'nin bir ayaklanmaya giriştiği haberini alan Napoléon, Smorgon'da, başkomutanlığı Joachim Murat'ya, başkomutan yardımcılığını da Louis Alexandre Berthier'ye bırakarak orduyu terk etti (5 Aralık) ve Paris'e doğru kızakla yola çıktı. Kuzey kanatta Yorck'un ihanetine ve güney kanatta Schwarzenberg'in kayıtsızlığına rağmen Nyemen'i geçen (30 aralık) Büyük Ordu'nun son kalıntıları Prusya hastanelerine dağıldı (10,000 asker). Macdonald, Reynier ve Schwarzenberg de 55,000 asker daha getirdi. Napoléon toplam olarak yarım milyon asker kaybetti; 400,000'i öldürülmüş, 100,000'i esir alınmıştı. Bu durum üzerine Yorck (Tauroggen, 30 aralık 1912) ve Schwarzenberg (Zeycz, 30 ocak 1813), Ruslar ile tarafsızlık anlaşmaları imzaladılar. Ruslar da, yan hatları tamamen açıkta kalmış olan Büyük Ordu'yu Almanya'ya doğru çekilmek zorunda bıraktılar.

Etkiler

Rusların zaferi Napolyon Savaşları'nda kesin bir dönüm noktası oldu; Yenilgi Napoléon'un Avrupa'da hakimiyet kurma tutkusuna büyük bir darbe vurduğu gibi nihayetinde Napoléon'un iktidarını kaybetmesine neden oldu. Napoléon'un Moskova'ya kadar ulaşmasına karşın, amansız kış koşullarında tam bir bozgun içinde geri çekilmek zorunda kalması, Avrupa halklarının cephelerinin yönünü Fransa'ya çevirmelerinde önemli bir dönüm noktası oldu. Claude François de Malet'nin darbe girişimi üzerine aceleyle Paris'e dönen Napoléon, yeni bir ordu kurmak için vergi ve askerlik yükünü artırma yoluna gidince Fransa halkını da karşısına aldı.

Rusya tarihinde Vatanseverlik Savaşı adıyla bilinen bu zafer ulusal kimliği güçlendirerek, Rus milliyetçiliği üzerinde büyük etki yaptı. Bu zaferin Rusya tarihindeki ayrı bir önemi de, güçlenen milliyetçiliğin, ülkede modernleşme yönünde güçlü bir isteğe dönüşerek takip eden yüz yıl içinde bir dizi devrime neden olacak olmasıydı.

Ek Bilgi: 1814 Paris Muharebesi
1814 Paris Muharebesi, Napolyon Savaşlarının son dönemindeki muharebelerdendir. Fransızların yenilgisi üzerine başkent Paris düşmüş ve imparator Napolyon Bonapart tahttan feragat etmek zorunda kalmıştır.

Napolyon, Rusya seferinde uğradığı mağlubiyet sonucu 1813 yılını geri çekilme ile geçirir. Napolyon'a karşı birleşen Avrupa ülkeleri Fransızları 16-19 Ekim 1813 tarihindeki Leipzig Muharebesi'nde mağlup edince Fransa ile barış yapmak isteyenlerle Fransa'yı işgal etmek isteyenler karşı karşıya gelir. Avusturya imparatoru I. Franz barış antlaşmasından yanayken, Napolyon Savaşları sırasında ülkeleri işgal gören Rusya imparatoru I. Aleksandr ve Prusya kralı III. Friedrich Wilhelm Fransa'nın da işgal edilmesini istiyorlardı. Özellikle I. Aleksandr, Napolyon'un Moskova'ya girdiği gibi Paris'e girmek niyetindeydi. Bu döneme kadar son 400 yıl boyunca hiçbir yabancı ordu Paris'e girememişti.

Güç Dağılımı

Eşgüdümlü olarak ilerleyen Avusturya, Prusya ve Rus Orduları Schwarzenberg Prensi Mareşal Karl Philipp komutasında olsa da ordularla beraber ilerleyen Rus Çarı ve Prusya Kralının etkisi hissedilir düzeydedir. Müttefik ordusunun 100 bin askerine karşılık Paris'I savunma görevini üstlenen Joseph Bonaparte'ın emrinde 20 bin asker ve 30 bin İmparatorluk Muhafızı bulunmaktadır. Paris'in savunmasında Fransız komutanlar Auguste Marmont, Bon Adrien Jeannot de Moncey ve Édouard Mortier görev almaktaydı.

Güç Dağılımı

Mart ayı sonlarında şehrin dış mahallelerine ulaşan müttefik orduları 30 Mart günü saldırı için hazırlıklara başlar. Şehre saldırı ilk olarak Rus Ordularınca başlatılır ve İmparatorluk Muhafızları Romainville civarında geri püskürtülür. Gebhard Leberecht von Blücher komutasındaki Prusya kuvvetleri ise Aubervilliers'de saldırsa da ilerleme kaydedemez. Rus birlikleri de özellikle İmparatorluk Muhafızlarının yoğun direnişiyle karşılaşır ve karşı saldırıya maruz kalır. Ancak Prusya birliklerinin desteğiyle ilerleme kaydedebilen Rus Ordusu Montmartre'a doğru ilerlemeye başlar. Bu hakim tepenin elden çıkması üzerine Joseph şehri terk eder ve artık umutsuz bir savaşı sürdürmek istemeyen Marmont teslim olur.

Sonuç

Fransızlarla temas kuran Rus Çarı I. Aleksandr Fransa'dan intikam almak istemediğini ilan ederek adil bir barış antlaşması önerir. 31 Mart 1814 günü Talleyrand şehrin anahtarını çara verir. Aynı gün müttefik roduları şehre girer. Napolyon Paris'in teslim olmasından çılgına dönse de 6 Nisan günü tahtı bırakmak zorunda kalır. 11 Nisan günü imzalanan 1814 Fontainebleau Antlaşmasına göre Elba Adasına sürgüne gider. Ancak Napolyon Yüz Gün olarak anılan dönemde yeniden ülkenin başına geçecektir.

Kaynak: Wikipedia

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğrafya Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi