Ephesos Kenti’nin yerleşim yeri bir çok kez değişikliğe uğramıştır. İon göçmenlerinin kurduğu ilk yerleşim yerinin nerede olabileceği konusunda birçok görüş ortaya konmuştur. Bir grup bilim adamı eski kentin; Ayasuluk Tepesi’nde, J.Keil ise, Panayır Dağı’nın kuzeyindeki Akropolis Tepesi’nde (Koressos) kurulduğunu düşünmektedir. Koressos olarak bahsedilen tepe ise şimdiki stadionun batı yamacı olmalıydı. Tepenin önemi denize hakim ve korunaklı bir yerde olmasındandır.
Bir grup bilim adamına göre ise, Koressos olarak bahsedilen dağ, bugünkü Bülbül Dağı olmalıdır. Bu durumda Koressos’un tam yeri hakkında bir belirsizlik bulunmaktadır. Strabon’a göre Kroisos öncesi kent Athenaion, Hypelaion ve Koressos Dağı yamaçlarında kurulmuştur. Ticaret Agora’sında yapılan kazılarda Geç Arkaik ve Klasik Dönem’e ait nekropolisin agora veya agoraya çok yakın bir kısımda olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda Arkaik önc... (Devam)
Hellen dünyasının en büyük yapısı, Antik Çağ’ın tamamı mermerden inşa edilmiş anıtsal ölçüdeki ilk mimarlık eseridir. Her ne kadar bugün Artemision’un yerinde bazı temel kalıntılarından başka birşey kalmamışsa da, kazılar sırasında ele geçen parçaların yardımıyla bu çok önemli eserin bir rekonstüksiyonunu çizmek olanağı doğmuştur.
İon kolonizasyonu öncesinde Artemis Tapınağı’nın yeri, yörenin sakinlerince tapınılan Anadolu’nun ana tanrıçası Kybele’ye ait kutsal bir alandır. İngiliz arkeologlarınca yürütülen kazılarda Arkaik Artemision’un altında üç yapı evresinin varlığı saptanmıştır.
Arkaik öncesi Artemision:
Uzun bir süredir Prof. Dr. Anton Bammer tarafından yapılan kazılar Artemision ile ilgili önemli bilgileri ortaya koymuştur. Ephesos’daki peripterosdan (Artemison) daha önce bir yapı kalıntısına rastlanılmamıştır. Sütun sıraları ve alt yapının bölümlere ayrılara... (Devam)
Ephesos Kenti’nin Ticaret Agora’sı Hellenistik Dönem’de kurulmuştur. Agoranın İon düzenindeki batı kapısından ele geçen mimari parçalar, Hellenistik Dönem stil özelliği göstermektedirler. Bununla birlikte 110x110 m. ölçüsündeki dört kenarı stoalar ile çevrili agoranın, Augustus ve Neron zamanında yapılan eklerle genişletildiği, ayrıca Karakalla Dönemi’nde de büyük ölçülerde restore edildiği anlaşılmaktadır. Agoranın doğusunu oluşturan Dor düzenindeki iki katlı çift katlı stoa, Neron’un (M.S. 54-68) imparatorluğu zamanında inşa edilmiştir. Pazar yerinin güney doğu kapısı ise M.Ö. 4. ya da 3. yılında yapılmıştır. Yanyana üç kemerli geçit biçimindeki kapının attikasında Latince ve Grekçe yazıt bulunmaktadır. Yazıtlarda Agrippa’nın özgür kıldığı iki kölesi, Mazaeus Mithridates tarafından yapılankapının, Augustus, karısı Livia, o tarihte ölmüş damadı Agrippa ve kızı Julia adına sunulduğu... (Devam)
Tapınak muhtemelen Mısırlı kolonistler tarafından yaptırılmıştır. Ticaret Agorası’nın batı kapısı doğrultusunda, 24 m. genişliğinde ve 160 m. uzunluğunda bir çeşit stoa biçiminde uzantısı bulunmaktadır. Buradan Serapis Tapınağı’na ulaşılmaktadır. Tapınak üç yanı stoalar ile çevrili bir alanın güney kesimine bitişik, çevreye egemen durumda inşa edilmiştir. Cellanın üzeri taş tonozla örtülmüştür ve önünde 8 Korinth tarzı sütunlu bir portiko bulunmaktadır. 29 m. genişliğindeki cellayı örten ağır tonozu taşıyabilmek için duvarlar çok kalın yapılmıştır. Alt çapları 1,5 m., uzunlukları 14 m. olan monolith taşlardan oluşan sütunlar 57 ton ağırlığındadır.
İki kanatlı kapı aralığı 6 m.dir. Yerde yatan üst yapı parçalarındaki derin oyulmuş mimari süsler, Antoninler Dönemi (M.S. 138-192) Barok stil özelliklerini göstermektedir. Yıkıntılar arasında Mısır granitinden yapılmış bir heykel ... (Devam)
Vedius Gymnasiumu’nun güneyinde bulunan stadium, her çeşit törenin, atletik yarışmaların, araba koşularının ve gladyatör dövüşlerinin yapıldığı yerdir. Güneydeki oturma yerleri Pion, yani bugünkü Panayır Dağı etekleri üzerinde bulunmaktadır. Kuzeydeki oturma yerleri ise tonozlu ayaklar üzerine inşa edilmiştir. Oturma yerleri Erken Hıristiyanlık Dönemi’nde Ayasuluk surunun yapılmasında kullanıldıkları için stadium çok tahrip görmüştür. Stadiumun batı yönü girişi, kuzey tonozlu galerileri ve stadiuma girişi sağlayan tüneller, güney-doğuda bulunan oturma yerlerinin kazıları devam etmektedir. Stadiumun doğu ucu daha sonradan gladyatör döğüşler için kapatılmıştır.
Kültür Bakanlığı’nın isteği doğrultusunda, 80 yıl aradan sonra stadiumdaki arkeolojik kazılar S. Karwiese tarafından 1993 yaz sezonunda tekrar başlatılmıştır.
Stadiumda kazılar, stadiumun batısında, yarışların başlangıç yeri ola... (Devam)
Ephesos’un iyi korunmuş yapılarının en büyüğü ve en etkileyicisi tiyatrodur. Yaklaşık 100 yıl önce kazısı yapılan tiyatronun kazı ve onarım çalışmalarına bir proje kapsamında 1993 yılında tekrar başlanmıştır. Ephesos tiyatrosu, Bergama ve Miletos gibi batıya bakışımlı tiyatrolardandır. Bu özelliği, oturduğu arazinin topografik yapısından kaynaklanmaktadır. Arazi, auditoriumun oturabileceği bütün özelliklere sahip olup Bergama Tiyatrosu gibi çok dik olmasa da, oldukça meyilli bir strüktüre sahiptir. Ancak, kuzey ve güney analemma duvarının üst cavealara ulaşabilmesi için yapay bir dolguya gereksinim olmuştur. Çünkü, arazi uçlarda hemen hemen sıfırlanmaktadır. Bundan başka caveada yer yer ana kayanın varlığına dair izler korunagelmiştir. Böylece, auditoriumun orta kesiminde sağlam bir zemin oturduğu kolayca anlaşılmaktadır.
Ephesos Tiyatrosu’nun auditoriumu, az rastlanan bir şekilde üç bölümden oluşma... (Devam)
Efes’in önde gelen varlıklı kişilerinden olan Publius Vedius Antoninus’un M.Ö. 150 tarihinde yaptırdığı, dostu ve hamisi İmparator Antoninus Pius ile tanrıça Artemis’e sunduğu gymnasium, kentin en iyi korunmuş eserlerinden biridir. Hamam ve gymnasium kısımlarından oluşmaktadır. Yapı topluluğunun doğusunda yer alan palaestranın propylonu güneydedir. Propylonun batısındaki uzun oda tuvalet olup, buraya hem güneyden hem de batıdan yani, sokaktan girilebiliyordu.
Palaestranın batısında günümüze değin bir bölümü korunmuş önü açık büyük odanın tören ya da imparator salonu olması gerekir. Salonun batı duvarının ortasındaki nişte bir zamanlar yer alan, muhtemelen imparatora sunulmuş heykel bulunmakta idi. Burada yaklaşık M.S. 200 yıllarına tarihlenen bir sofist heykeli bulunmuştur. Nişin önünde bir sunak bulunmaktadır. Planda III numara ile gösterilen ve yapının genişliğince uzanan büyük salon, spor ve jimnastik ha... (Devam)
Kentin en büyük mimari topluluğu olan bu yapıların bugüne değin küçük bir bölümünü kazılmıştır. Gymnasiumun biri 90x90 m., ötekisi 200x240 m. ölçüsünde olmak üzere iki palaestrası vardır. Yapının uzunluğunun tamamı 360 m.dir. Büyük gymnasiumun inşaası İmparator Domitian zamanında başlamış ve muhtemelen onun zamanında büyük bir kısmı tamamlanmıştır.
Büyük palaestra Hadrian Dönemi’nde (M.S. 117-138), Asia’nın baş rahibi Claudius Verulanus tarafından baştan aşağı mermer plakalarla kapatılmıştır. M.Ö. 4. yüzyılda yapılmış bronz bir atlet heykelinin bir Roma kopyası güney salonda bulunmuştur. Bu heykel halen Viyana Müzesi’nde sergilenmektedir. Yapı topluluğunun hamam kısımları dabüyük boyutlarda kalıntılar halinde ayakta durmaktadır. (Devam)
İmparator Arkadius’a (M.S. 395-408) atfedilen ve bir yazıtta da onun adı ile anılan sütunlu cadde aslında Hellenistik Dönem’den beri kullanılmaktadır. Arkadiane’nin batı ucunda, onun tam ekseni üzerinde liman kapısı olarak bilinen propylon Geç Hellenistik Dönem’e aittir. Oldukça iyi korunmuş durumdaki Arkadiane, 11m. genişliğinde ve 600 m. uzunluğunda sütunlu bir caddedir. Caddenin her iki tarafındaki 5 m. genişliğindeki stoanın tabanı mozaik döşenmiştir. İç kesimlerinde bir sıra dükkan uzanmaktadır. Arkadius tarafından yaptırılan bir yazıt yardımıyla caddenin geceleri de aydınlatıldığını bilmekteyiz.
Caddenin her iki ucunda sağda ve solda birer sütundan oluşan, dört anıt yükselmektedir. Bu sütunlu anıtlar muhtemelen dört Apostol’ün heykellerini taşıyorlardı. Yuvarlak kaidelerin nişleri ve ayrıntıları, Erken Bizans Dönemi’nin stil özelliklerini göstermektedir. Bu nedenle bu anıtlar, İmparator Justinianu... (Devam)
Birçok mimari parçanın iyi korunmuş olarak ele geçtiği kütüphanenin onarım çalışmalarına 1970 yılında arkeolog W. M. Strocka ve yüksek mimar F. Hueber tarafından başlanılmış ve bu çalışma 1978 yılı Eylül ayında, kütüphanenin görkemli ön yüzünün ayağa kaldırılması ile tamamlanmıştır. Ön yüzü iki kattan, ancak içi 10,92x16,72 m. ölçüsünde bir tek büyük ve yüksek salondan oluşan bina, 21 m. genişliğinde dokuz basamaklı bir merdivenle çıkılan ve tonozlu bir alt yapının oluşturduğu bir platform üzerinde yükselmektedir.
Ayrıca yapı dıştan ikinci bir duvarla çevrildiği için kütüphane, alttan ve bir yandan rutubete karşı çok iyi korunmuş durumdadır. Arka ve yan duvarların içlerinde bir sıra altta ve bir sıra üstte olmak üzere dörtgen nişlerin var olduğu görülmektedir. Yapıda üçüncü bir nişin varlığı kütüphanenin üç katlı olduğunu düşündürmektedir. Bu nişlerde bulunan dolaplarda ya ... (Devam)
Ana caddenin Panayır Dağı’nın güneybatı eteğinde oluşturduğu köşedeki büyük hamam yapısı, M.S. 1. yüzyılın ikinci yarısında ya da 2. yüzyılın başında inşa edilmiş sonradan, M.S. 400 yıllarında Skolastikia adlı Hıristiyan bir kadın tarafından geniş ölçüde restore edilmiştir. Bir yazıttan aşk evi olduğu bölüm ile büyük bir tuvalet, bu yapı topluluğunun ilk inşa evresine yani M.S. 1. yüzyıla tarihlenir.
Franz Miltner,kızlara ait odaların üst katta olduğunu, alt kat salonlarının da konuklara ayrıldığını düşünmektedir. Aşk evinin baş salonunu mozaik döşemeli yemek odası (tablinium) oluşturmaktadır. Yerde odanın her dört köşesinde, dört mevsimin simgeleri bulunmaktadır. Araştırmacılar, Roma Çağı yapı grubunda Skolastikia tarafından yapılan büyük ölçüdeki değişikliğin M.S. 400 tarihlerine rastladığını ve bu iş için birçok Roma yapısından, özellikle prytanaeumun malzemesinden faydalanı... (Devam)
Korinth düzeninde inşa edilmiş Hadrian Tapınağı, bir cella ve bir portikodan oluşmaktadır. Cella üstü taş tonoz ile örtülüdür. Portikonun ön yüzünde ortada iki sütun, yanlarda da dörtköşe birer anta yer almaktadır. Tonozlu bir alınlığı bulunmaktadır. Kemerin kilit taşında Tykhe kabartması bulunmaktadır. Cella kapısının üstündeki kemer şekilli tympanonda, bir akanthus bezemesi içinden yükselmekte olan bir kız figürü tasvir edilmiştir. Arşitrav üzerinde bulunan yazıtta, tapınağın P. Quintilius adlı biri tarafından İmparator Hadrian’a (M.S 117-138) sunulduğu yazılıdır.
Tapınak, M.S. 4. yüzyılda kısmen yıkıldığı için restore edilmiş ve bu sırada portikonun iç duvarlarının üstünü süsleyen dört kabartma eklenmiştir. Kabartmaların asılları müzede olup, yerlerine alçı kalıpları konmuştur. Kabartmalar M.S. 4. yüzyıla tarihlendirilir. Bunlar, efsanevi kuruluşuna ilişkin tasvirlerdir.
Ephesos’da “Yamaç Saray” olarak adlandırılan yapı gruplarının oluşumu, Lysimakhos’un şehirde ızgara planını uyguladığı zamana kadar uzanmaktadır. Fakat, arazinin topografyasından dolayı Kuretler Caddesi’nin izlediği kıvrımlardan ve Bülbül Dağı’nın yamaçlarındaki eğimden dolayı ızgara planı kentin bu kısmında az da olsa değişikliğe uğramış ve arazinin şartlarına göre düzenlenmiştir. Bülbül Dağı’nın eteklerindeki eğimden dolayı trapez biçiminde değişik parseller oluşmaktadır. Adalar arasında ise dar ve dik merdivenler bulunmaktadır.
Kuretler Caddesi’ndeki yapıların inşaası (burada yer alan anıtlar, çeşmeler, heroon lar, v.b.) büyük bir tahminle M.Ö. 2. yüzyıl, daha kesin olaraksa M.Ö. 1. yüzyılda başlamıştır. Yapıların temelleri genellikle kayalık alanda kurulduğu ve burada yapılaşma devamlılık gösterdiği için, ilk dönemlere ait yapıların izleri fazla korunamamıştır. Bundan do... (Devam)
Kuretler Caddesi’nin kuzeyinde Skolastikia hamamlarının sonundaki yan sokaktan 40 m. sonra yer alan bu yapı, 5,20x11,90 m. ölçüsündeki büyük havuzu üç yanından çeviren iki katlı bir çeşmedir. Alt katta kompozit, üst katta ise Korinth düzenindeki sütun başlıkları kullanılmıştır. Yapının ortadaki bölümünde, suyun havuza aktığı yerde, imparator Trajan’ın çeşmenin iki katı boyunca yükselen büyük heykeli durmaktadır.
Trajan Çeşmesi’ni geçtikten sonra Herakles kabartmaları ile bezeli kaide kalıntıları, M.S. 4. veya 5. yüzyılda inşa edilmiş bir giriş kapısına aittir. Kuretler Caddesi’nin kuzeyinde Sulla’nın torunlarından biri olan Memmius adına, Geç Hellenistik Dönem’de dikilmiş bir anıt bulunmaktadır. Memmius Anıtı’nın kuzeybatısındaki bitişik yapı, bir yazıta göre hydreon yani çeşmedir.
Çeşme, Domitian Tapınağı’nın sokağında Marnas su kemerini inşa etmiş olan C. Sextilius Pollio onur... (Devam)
Aziz Ioannes Kilisesi ilk olarak M.S. 4. yüzyılda, Ioannes’in mezarı üzerine ahşap çatılı bir bazilika olarak inşa edilmiştir. Semavi Eyice, Aziz Ioannes’in mezarı üzerine yapılmış olan kilisenin kiborium planlı olduğunu belirterek, bunun daha sonra serbest haç şeklindeki büyük bir bazilikanın içine alındığını ileri sürmektedir. Söz konusu bu son yapı, İmparator I. Iustinianus (527-565) döneminde üzeri kubbelerle örtülü altı bölmeden oluşan “serbest Latin haçı” şeklindedir. Bu kilise dıştan bir çevre duvarı ile korunaklı hale getirilmiştir. Çevre duvarlarında değişik planlarda 20 kule ve üç kapı bulunmaktadır. Kapıların içinde bugün en görkemlisi olan ve kilise önündeki otoparka açılan “Takip Kapısı” olarak da adlandırılan kapıdır. Doğuda ve batıda iki kapı daha mevcuttur.
Serbest Latin haçı planlı olan yapı, 110x40 m. boyutlarındadır ve üç neflidir. Bu kilisenin altı büyük kulesi vard... (Devam)
Ephesos’daki en önemli Hıristiyanlık eseri olan Meryem Ana Kilisesi, bir Roma yapısının içinde yer almaktadır. Roma yapısı, M.S. 2 yüzyılın ilk yarısında inşa edilmiş olup, 30 m. genişliğinde, 260 m. uzunluğunda, iki sütun sırası ve bir orta nef ile iki yan nefe ayrılmış, dar yönlerinde apsis biçimli birer eksedrası bulunan ve Roma agoralarının bazilika adı verilen yapı tipine girmektedir. Yan nefler sonradan, ancak yine M.S. 2. yüzyılın birinci yarısında birçok küçük bölümlere ayrılmıştır.
M.S. 2. yüzyılın ortalarında yaşayan hatip Aristeides’in Ephesos’u Asia’nın bankası ve devrinin en önemli ticaret merkezi olarak tanımladığı göz önüne alınırsa, bu büyük Roma yapısının bir tahıl ve para borsası olduğu düşüncesi akla gelmektedir. M.S. 3. yüzyılda, o zamanki dünyanın geçirdiği bunalımlardan sonra bu borsa olasılıkla çalışmasını durdurmuştur. Bu sıralarda yöredeki Hıristiyan toplulu... (Devam)
1970 yılında keşfedilen Kuşini Mağarası, Selçuk’tan İzmir’e giden asfalt yolun 7. kilometresinden sağ tarafta çok uzaklardan görülebilmektedir. Ephesoslular tarafından Romalılar zamanında mermer ocağı olarak kullanılmış Kuşini Mağarası’nın önünde, mermer artıkları üç ayrı yığın oluşturmaktadır. Mağara, içerisinden tonlarca mermerin alınması sonucunda insan emeği ile meydana getirilmiştir. Girişte bulunan görkemli bloklar, mağara önünü kısmen kapatmaktadır. Mağaranın içinin genişliği 100 m., derinliği 40 m., yüksekliği girişte 40 m. kadardır.
Tavanın çökmemesi için, mağara girişinde sütun görevi yapan çok büyük bloklar oluşturulmuştur. Kuşini Mağarası’nın tarihlemesi, yarı kesilmiş bloklara, tahta çivilerin çakılması için açılan yarıklara, duvarlardaki çalışma izlerine dayanılarak yapılmaktadır. Büyük bir olasılıkla Romalılar zamanında, Ephesos kentinin en yüksek düzeye eriş... (Devam)
Tiyatronun teras duvarının kuzeybatı bölümünde inşa edilmiştir. Cephede yer alan İon düzenindeki iki sütunla batıya bakmaktadır. Çeşme yapısı mimari düzenleri bakımından Hellenistik Dönem’e tarihlendirilmektedir.
Tiyatro Gymnasiumu
Roma İmparatorluğu Dönemi’nde, olasılıkla M.S. 2. yüzyılın başında inşa edilen bu yapının ancak palaestra kısmı ortaya çıkarılmıştır. 30x70 m. ölçüsündeki palaestranın kuzeyinde baştan başa uzanan basamaklar şeklinde oturma yerleri görülmektedir. Böylece burası, palaestranın yanı sıra küçük bir stadium olarak işlev görüyordu.
Bizans Çeşmesi
Vedius Gymnasiumu ile stadiumun önünden geçen tören yolunun batısında bulunmaktadır.
Mermer Yol
Ephesos Artemis Tapınağı’ndan başlayan önce Vedius Gymnasionu’nu ve stadiumu geçerek tiyatronun batısı ile agoranın doğusundan ilerleyen ve kütüphanenin önünden doğuya kıvrılarak Devlet Ag... (Devam)