istemi yabgu ve batı göktürk, batı göktürk, batı göktürk imparatorluğu, batı göktürk bölümü, istemi yabgu ve batı göktürk tarafı
İstemi Yabgu ve Batı Göktürk 552 yılında Juan-juanları ortadan kaldırmak suretiyle Göktürk Devleti'ni tesis eden Bumın Kağan ülkenin batı kısımlarının idaresini kardeşi İstemi'ye vermişti. İstemi de yabgu unvanıyla 552-576 yılları arasında devletin batı kanadını doğudaki Büyük Kağan'a bağlı olarak idare etti. Bundan dolayı İstemi Yabgu ve oğlu Tardu'nun 582 yılına resmen ikiye ayrılana kadar olan faaliyetlerini I. Göktürk Devleti içinde mütalaa etmek gerekmektedir. Kaynakların ifadesine göre bugünkü Doğu Türkistan'ın doğu ucunda bulunan Hami şehrinden, Karadeniz'e kadar uzanan geniş saha İstemi Yabgu'nun idaresinde idi. Onun yazlık ve kışlık olmak üzere iki merkezi vardı. Güney merkezi şimdiki Karaşar (Yen-ch'i) şehrinden kuzeye yedi günlük mesafede idi. Görüldüğü gibi çok geniş bir sahaya hakim olan İstemi Yabgu, ağabeyi Bumın ve onun oğullarının doğuda devletin sınırlarını genişlettiği sırada, batı bölgelerinde büyük çapta fütuhat hareketine girişmişti. İlk önce Altay Dağlarının batısından başlayarak Hazar Denizi'ne kadar uzanan sahada dağınık vaziyette yaşayan Töles ve On Ogur boylarını itaati altına aldı. Soğdlularla meskun olduğu bilinen Batı Türkistan şehirlerinin çoğunun İstemi Yabgu'nun eline geçmesiyle Çin'den Akdeniz'e ulaşan İpek Yolu'na Göktürkler hakim oldular. Ancak bu sırada Türk asıllı bir başka devletle de komşu haline gelinmişti. Kaynaklarda Akhun ve Eftalit (Çince Ye-ta) adıyla zikredilen söz konusu devlet M.S. 350 yılından beri Kuzey Afganistan ve Maveraünnehir havalisinde hüküm sürüyor, İpek Yolu ticaretini elinde bulunduruyordu. Göktürklerin kısa zamanda rakip olarak ortaya çıkması her iki Türk Devleti'ni hakimiyet konusunda birbirleriyle mücadeleye sürükledi. 556 yılında İstemi kumandasındaki Göktürk ordularının baskınlarına maruz kaldı. Göktürk ordularının baskılarına uğrayan Akhunlar, daha önce 545 yılında münasebet tesis ettikleri Çin'deki Batı Wei imparatoruna 555 ve 558 yıllarında da elçilik heyeti göndermişlerdi. Çin'e giden son iki elçilik heyetinin İstemi'nin baskısına karşı olduklarını söylemek mümkündür. Ancak, çok geçmeden Mukan'ın idaresindeki kuvvetler tarafından mağlup edilen Akhun Devleti 557 yılında yıkıldı. Çin kaynaklarının adını Mukan olarak verdiği Göktürk orduları kumandanının yanında İstemi'nin de olması, kuvvetle muhtemeldir. Bundan önce siyasi platformda da faaliyetlere girişen İstemi, Sasani Şehinşahı Anuşirvan ile anlaşıp kızını İran hükümdarına verdi ve evlilik ittifakı kurdu. İstemi'nin kızının adı İslam kaynaklarında (Taberi, Mesudi vb.) Fakim olarak geçmektedir. Bu kız Sasani İmparatoriçesi olmuştu. Göktürk orduları kuzeydoğudan saldırırken, Sasani kuvvetleri de batıdan hücuma geçerek, Akhun Devleti'ni kolayca yıktılar. Yıkılan Akhun Devleti'nin toprakları Ceyhun nehri sınır olmak üzere, Göktürkler ve Sasaniler arasında paylaşıldı. Neticede Maveraünnehir, Fergana'nın bir kısmı, Kaşgar, Hoten ve Batı Türkistan'ın önemli şehirleri Göktürk Devleti'ne bağlandı. Dolayısıyla meşhur İpek Yolu ve bu yolda ticaret yapan Soğdlular İstemi Yabgu'nun eline geçmişti.
Akhunların ortadan kalkmasıyla Göktürk Devleti batıda tam anlamıyla Sasani İmparatorluğu'yla sınır olurken, aynı zamanda siyasi olarak çağının dünyasının iki büyük devleti Bizans ve Sasanilerle temasa geçmiş, onlarla bir seviyeye yükselmişti. Bundan sonra Sasani Hükümdarı Anuşirvan, Batı Göktürklerine vergi vermeye başlamıştı. Bununla birlikte yeni siyasi gelişmeler olmaya başladı. Sasani İmparatorluğu, Maveraünnehir ticaret yolunu tamamen eline geçirmek istiyordu. Bu sebepten ülkesinden Akdeniz ve Bizans limanlarına yapılan ipek ticaretini durdurdu.
Böylece Göktürklere bağlanmış olan tüccar Soğd kavimini ekonomik zorluklara sokacak, hem de Göktürkleri ipek transit vergisinden mahrum edecekti. Ayrıca İstemi'nin gönderdiği elçileri hile ile öldürttü. Bu esnada batıda askeri harekata devam eden İstemi, sınırlarını Hazar Denizi'ne kadar ulaştırdı. Daha önce gönderilmiş iki elçilik heyetine de iyi davranmayan Anuşirvan, birinci heyetin getirdiği ipekleri hemen satın alıp, elçilerin gözü önünde yakmış, elçiler geri dönmüş, ikinci elçilik heyetini de gizlice zehirleterek öldürmüş; İran sıcağına dayanamadıkları için kendileri öldükleri yalanını yaymıştı. İstemi, bu yalana inanmamış olmasına rağmen yine de Sasanilerle münasebetlerini hemen kesmedi. Soğdlu Maniakh'ın tavsiyesine uyarak, yeni bir müttefik arama yoluna gitti.
567 yılına adı geçen Soğdlu başkanlığında bir heyeti Hazar Denizi'nin kuzeyi, Kafkasya üzerinde Bizans'ın başkenti İstanbul'a gönderdi. Eskiden beri Sasanilerle Bizans'ın arasının iyi olmadığını Soğdlular biliyorlardı. Kurulacak Bizans-Göktürk ittifakı neticesinde Sasaniler zor durumda kalabilirlerdi. Göktürk elçileri ellerinde bir Türkçe (İskitçe) mektupla vardıkları İstanbul'da çok iyi karşılandılar. Bizans'a ilk defa bilinmeyen bir ülkeden elçi geliyordu. Elçiler yanlarında çok kıymetli hediyeler de getirmişlerdi. İstemi'nin gönderdiği mektup, İmparator II. Justinos'a okundu. Tarihte Orta Asya'dan Bizans'a gönderilen bu ilk elçilik heyetinin başarısı, İmparator Justinos'un hemen cevap verme ihtiyacı duymasından gayet iyi anlaşılmaktadır. 569 yılı Ağustos'u başında bir Bizans elçilik heyeti ittifak anlaşması yapmak üzere Göktürk ülkesine doğru yola çıktı.
Bizans elçilik heyetinin başında Zemerkos bulunuyordu. Türk elçileriyle beraber hareket eden Bizanslılar, Karadeniz, Kafkaslar, Hazar Denizi ve Aral Gölü arasından Talas nehri boyundan Tanrı Dağları silsilesindeki Ak-dağ'da (Bizans Ek-tağ, Türkçe Altın Dağ ve Çince Pai-shan) bulunan İstemi Yabgu ile Bizans, Sasanilere karşı sağlam bir ittifak anlaşması yaptılar. Hatta bu sırada İstemi'nin yanına gelen bir Sasani elçisine yüz gösterilmemişti. Bizans elçisinin dönüşünde yazdığı hatıraları Göktürk hayatı hakkında zengin bilgiler ihtiva etmektedir.
Başarıya ulaşan İstemi'nin politikası neticesinde Bizans-Sasani savaşları 571 yılında başladı. Bu arada batıya doğru Göktürk ilerleyişi devam ediyordu; Kafkaslar'ın kuzeyindeki Kuban Irmağı havzası, sonra Azerbaycan, Göktürklerin eline geçti. Ancak, Bizansların yaptıkları ittifaka uygun hareket etmemeleri üzerine ilerleme durdu. Bizanslıların anlaşmayı bozan bu davranışları 576 yılında İstemi'nin ölümü sıralarında İmparator II. Tiberius tarafından gönderilen elçi Valentinos'u Aral Gölü havalisinde karşılayan Türk-Şad tarafından suçlanmasından anlıyoruz.
Aslında elçilik heyeti daha evvel yapılmış olan askeri ittifakın yenilenmesi için gönderilmişti. Bizans elçisi, Türk-Şad'a (Turksanthos) aşırı nezaket göstermiş; ancak, şad, "Bizanslıların yalancılığını ve imparator ile aynı ip üzerinde oynadıklarını; on diliniz var ama, hileniz birdir'' diyerek parmağını ağzına soktu. Sonra kendilerinden kaçan Avarları (Varhonitalar) kabul ettiklerini ve Pannonia'ya yerleştirdiklerini, şimdi nasıl olur da ittifaktan bahsettiğini, Avarlarınn eninde sonunda atlarının altında çiğneneceklerini belirtti. Türk-Şad, ayrıca Göktürk elçilerinin neden Kafkasya'nın güç ve tehlikeli yollarından götürüldüklerini, kendilerinin aslında Dnyeper, Tuna ve Meriç nehirlerinin nerelerden aktıklarını bildiklerini açıkladı. Alan ve Utigurların (Oguz Ogur) Göktürkler tarafından itaat altına alınışının Bizanslıların göz önüne getirmelerini ve doğudan batıya bütün kavimlerin efendilerinin Göktürkler olduğunu iyice bilmeleri gerektiğini söyledi.
Bundan başka Bizans elçileri, Göktürkleri en büyük yasları sırasında rahatsız etmişlerdi. Çünkü o sırada İstemi Yabgu ölmüştü ve matemi tutuluyordu. Üstelik yas törenine uymayıp yüzlerini bıçakla kesmemişlerdi. Türk-Şad'ın tepkisini daha fazla çekmemek için, elçiler bütün bu hakaretlere razı oldular.
Yas töreni bittikten sonra da Türk-Şad'ın Bizans elçilerine tehditleri devam etti. Kırım'da Kerç (Bosforos) Kalesi'nin fethedileceğini söyledi. Türk-Şad'ı kızdıran bir başka olay da Azerbaycan'da Türk ilerleyişini durdurmak için Sabar Türkleri kütlelerinin Bizans tarafından ortadan kaldırılmasıdır. Bundan sonra Bizans elçisi Ak-Dağ'da bulunan Tardu'nun yanına gitti. Dönerlerken, yine Türk-Şad'ın kumandanlarından Bukan (Bukhanus, Bohan), Kırım'daki Bizanslılara ait Kerç Kalesi'ni zaptetti. Bu Göktürklerin batıda ulaştığı en son noktadır.
İstemi'nin ölümünden sonra yerine oğlu Tardu geçti. Onun hakkında tarih bilgileri ancak, 581 yılından sonra bulabiliyoruz.
Not: Bu ilgili makale, Ahmet Yasevi Üniversitesi Öğretim Görevlisi sayın Prof. Dr. Ahmet Taşağıl'ın Genel Türk Tarihi Ansiklopedisi'nin 1. cildinde yer alan "Göktürkler" adlı makalesinden derlenmiştir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.