Fransada 1830 ve 1848 devrimleri, fransada 19 yüzyıl devrimleri, fransa 19 yüzyıl devrimi, fransa 1830 devrimi, fransa 1848 devrimi
2. Fransa'da 1830 ve 1848 Devrimleri Napolyon'dan sonra Fransa tahtına oturan 18. Louis'nin yönetimi, öldüğü tarih olan 1824 yılına kadar sürdü. Louis bütünüyle olmasa bile, Fransız Devrimi'nin anlamını bir dereceye kadar kavramıştı. Bunun sonucu olarak, anayasalı meşruti bir rejim kurulmuş, Millet ve Ayan Meclisleri'ne dayanan iki meclisli bir yasama sistemi kabul edilmişti. Ancak, meclislere seçilmek ve seçmek için mal ve mülk üzerinden vergi vermek gerekiyordu. Üstelik Ayan Meclisi'nin üyelerini kral seçmekteydi. Böylece kurulan sistem burjuvaziye olanak sağlamaktaysa da, asıl soyluların eline geçmiş olmaktaydı. Bu koşullar altında kral kısa bir süre içinde tekrar mutlak yönetimi seçti; özgürlükleri kısıtladı, basına sansür koydu, üniversiteleri denetim altına aldı.
1824'te 18. Louis'nin yerine geçen 10. Charles, baskıyı daha da artırınca halk ayaklandı ve 1830'da Paris sokaklarında üç gün süren kanlı çatışmalar oldu. Ülkeden kaçan 10. Charles'ın yerine, Orleans Hanedanlığı'ndan ve liberal eğimli olarak tanınan Louis Philippe Fransa tahtına oturdu.
Liberalizm Fransa'da başarı kazanmış gibi görünüyor olsa da, bu kısa süreli oldu. Kendisi de zengin bir girişimci olan Louis Philippe, iktidarını 1848 yılına kadar zengin burjuvaziye dayayarak yürütmüştür. Ülkede 1848 Devrimi'nin patlak vermesinde Louis Philippe'in bu yönetim biçiminin payı büyük olmuştur. Ancak başka nedenler de vardır. Daha önce de değinildiği gibi, Louis Philippe'in dayandığı burjuvaziyi birinci plana getiren ekonomik yapı değişikliği, Avrupa'da yeni bir işçi sınıfı ortaya çıkarmıştı. İşçilerin, fazla iş saati, az ücret, fabrikalarda kötü sağlık koşulları, kadın ve çocukların çalıştırılmaları gibi birçok ekonomik ve toplumsal sorunları vardı. Bu sorunları çözmek için işçiler greve gidiyorlardı. Louis buna karşı sert tedbirler aldı ve kişi özgürlüklerini her gün biraz daha kıstı. Bu davranış ise, liberallerle şimdi Avrupa sahnesinde seslerini duyurmaya başlayan sosyalistlerin, Louis Philippe'e karşı güç birliği yapmaları sonucunu verdi. Paris, tıpkı 1830 Devrimi'nde olduğu gibi, kanlı çatışmalara sahne oldu ve yine tıpkı 10. Charles gibi, Louis Philippe de ülkeden kaçınca, sosyalist Louis Blanc'ın başkanlığında bir "geçici hükümet" kuruldu.
Geçici hükümet, bir yandan büyük burjuvazinin dolaplarına kurban giderken, öte yandan gizli örgütler içinde faaliyet gösteren aşırıların baskısı altında kaldı ve çalışamadı. Fransız tarihinde en geniş seçmen kitlesinin desteğini sağlayan bu yeni cumhuriyet girişimine karşı cephe almakla aşırılar tutucu bir tepkinin oluşmasına yol açacaklardır. Barikatlarda savaşma ve şiddetli darbe geleneği, parlamenter hükümet kurumlarına karşı çevrilmiş ve Fransa'daki cumhuriyetçi güçler zayıflamıştır. Bu da tutucu tepkilere kapıyı sonuna kadar açacaktır. Fransız halkının "Terör Rejimi" sırasındaki baskı ve karışıklık ortamında cumhuriyetçiliğe karşı duyduğu tepki henüz küllenmemişti. Yeniden bu acı günlere dönmemek için, işleri düzene koyacak ve barış ortamını kuracak "dürüst bir otokrat"ta kurtuluşunu bulması güç olmadı.
Tüm bu gelişmelerin sonucu olarak, 1848 yılının temmuz ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde, tutucu tepki çok açık bir biçimde görülür. Napolyon Bonapart'ın yeğeni Louis Napolyon, dört yıl sonra, 1852'de, diktatörlüğünü kuracak ve III. Napolyon adıyla imparatorluğunu ilan edecektir. Bu diktatörlük 1871 yılına, yani Prusya'nın, alman ulusal birliğini kurarken Fransa'ya savaş açıp onu savaş alanında yendiği (Sedan) tarihe kadar sürecek ve bundan sonra III. Cumhuriyet dönemi başlayacaktır.
1848'de kurulan cumhuriyet rejiminin en büyük hatası, nüfusun çoğunluğunu oluşturan köylülerin desteğini kazanmak için bir tarım programının olmamasıdır. 1789 Devrimi'nin hiç olmazsa bazı yeniliklerini izleyen Napolyon Bonapart, köylülere topraklarını vermiş ve feodal nitelikteki vergileri kaldırmıştı. 1848 Cumhuriyet yönetimi ise, köylülerin biriken borçlarını hemen tasfiye etmelerini istemiş ve toprak üzerindeki vergiyi artırmıştı. Bu durumda köylülerin, kendisinin de gırtlağına kadar borcu olan ve köylülerin borçlarına bu açıdan bakacak olan "büyük isimli" Louis Napolyon'u başlarında görmek isteyecekleri açıktı. Halk yeni bir Napolyon arıyordu. Ünlü Fransız şairi Lamartine, "halk hata yapmada serbest bırakılmalıdır" demişti. Yapılan hata, III. Napolyon'un ikinci imparatorluğudur.
Fransa'nın dışında, İspanya ve Portekiz'de yeniden liberal nitelikte anayasalar hazırlayıp yürürlüğe konmuş, İtalya'daki liberal bir ayaklanma da Avusturya tarafından bastırılmıştır. 1830 yılındaki ayaklanmalar dalgası İngiltere'yi de etkilemiştir. İngiltere'de ticaret ve sanayi burjuvazisinden gelen baskılar sonucunda, 1832 yılında çıkarılan bir yasayla, seçim bölgeleri burjuvaziye daha geniş bir temsil olanağı sağlayacak biçimde yeniden düzenlenmiş, oy kullanma hakkı genişletilmiş ve seçim yasası değiştirilmiştir. Bu yasa büyük burjuvaziyi hoşnut kılmışsa da, küçük burjuvazi ve işçiler bununla yetinmemişler, "Chartism" denen bir hareketi başlatmışlardır. Bu, sınırlı oy kullanma hakkından genel oya geçilmesini, gizli oy açık sayım ilkesinin benimsenmesini, milletvekili seçileceklerde belli bir zenginlik düzeyine erişmiş olma koşulunun aranmamasını savuna bir hareketti. Böylece, 1830'larda İngiliz liberalizmi, Avrupa
devletlerinde henüz filizlenmekte olan liberalizmi çok aşan bir düzeye ulaşmış bulunmaktaydı.
Not: Bu ilgili makale Oral Sander'in "Siyasi Tarih ilkçağlardan 1918'e" adlı eserinden yararlanıp yazılmıştır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.