İskitlerin (Sakaların) Hindistan'a İnmeleri Sakalardan çok önceleri Hindistan'a yönelen Pers kralı Darius (M.Ö. 522-486), buradaki devletlerin aralarındaki bitmez tükenmez savaşlardan istifade ederek Sind'in bir bölümüne hakim oldu. Fakat bu harekât sıradan bir istilâ girişimi olmaktan öteye gidemedi. Bu durum Makedonyalı İskender'in bölgedeki faaliyetleri için de geçerlidir. Nitekim, daha sonraki yüz sene içerisinde tekrar Persler, arkasından da Greko-Baktrianlar Kuzey Hindistan'a inecektir. Bu ikinci grubu güneye yönelmeye mecbur eden güç, hiç şüphesiz Yüe-çilerin önünden çekilen Sakalardır ki, daha sonra onlar da Hindistan'a yönelecektir.
Sakalar, M.Ö. VI. yüzyılda günümüzdeki Taşkent ile Issık Göl arasında yerleşik bir vaziyette bulunuyorlardı. M.Ö. II. yüzyılın başlarında Hun baskısı karşısında tutunamayan Yüe-çilerin Türkistan'ın batı kısımlarına kaymaları üzerine, bölgedeki Sakaların bir kısmı bunlara iltihak ederken geriye kalanlar güneye göçmek zorunda kaldı. Bunların bir bölümü Keşmir'e geçerek, orada bir devlet kurmuş ise de esas büyük grup Ceyhun üzerinden, Merv-Herat yoluyla M.Ö. 150 ile 100 yılları arasında Kuzey Hindistan'ın Gandhara bölgesine, yani bugünkü Sicistan'a ulaşacaktır.
Hindistan'a yönelen Sakaların başında Doğu İran'daki Saka-Part feodalitesine mensup bir satrap olduğu iddia edilen ve "krallar kralı" unvanını taşıyan Maues bulunmaktaydı. Hindistan'a inerken Partları mağlup eden Sakalar, Maues ve halefi I. Azes yönetiminde Gandhara'dan Hindistan'ın orta kesimlerine ve kuzeyine yayıldıkları gibi güneyde de sınırları Mathura, Uccain ve Sauraştra'nın büyük bir bölümüne ulaşan dev bir imparatorluk kurdular.
Hindistan'a yerleştikten sonra Orhun kıyısında yer alan kitabelere çok benzeyen Bengütaşlar diken Sakalar, zamanla Part hakimiyetine girerek yavaş yavaş yerli kültürü benimsedi. Bu arada İran ve Kuzey Hindistan'da yeni bir Part Devleti kuran Gondhopharnes53 (M.Ö. 18-M.S. 50) tarafından muhtemelen M.S. 19'da siyasi alandaki varlıkları da sona erdirildi. Ancak güneydeki bazı Saka gruplarının yarı müstakil bir şekilde varlıklarını sürdürdüğü ve Gucerat'taki Saustraştra ile Malva arasındaki Uccain'i de içine alan bir bölgeyi yönettikleri görülmektedir. Nitekim bunlar ikinci asrın ilk çeyreğinde, Kuşanların Kuzey Hindistan'da güçlerinin doruğunda oldukları bir zamanda bahse konu bölgede tekrar önem kazanacak ve kuzeyde Kuşanlar, güneyde Şatavahanalar ile birlikte dönemin üçüncü büyük gücü olarak ortaya çıkacaktır. Bu grup, Gupta Hükümdarı II. Çandragupta'nın IV. asrın son yıllarında Gucerat'a yaptığı sefer sonucunda siyasi hakimiyetini kaybetmesine rağmen Sakalardan günümüze, İran kaynaklarının "Sakastana" dedikleri bugünkü "Sicistan/Siistan" adından başka, pek fazla bir şey kalmamıştır.
NOT: Bu ilgili makale, Genel Türk Tarihi Ansiklopedisi'nin I. Cildinde bulunmakta ve Prof. Dr. Salim Cöhce'nin "Hindistan'da İlk Türk Hakimiyeti: Kuşanlar Ve Akhunlar" adlı makalesinden size bilgiler sunulmuştur.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.