Uzun yıllar Osmanlı ve Avusturya egemenliği altında yaşayan Slavlar (1789 Fransız devriminden sonra) Osmanlı hakimiyetinden kurtularak, bir araya gelmek fikrini savunmaya başladılar. Bu yolda ilk düşünceler, Safarik Havlicek, filolog Dobrovsky ve Jan Kollar tarafından ortaya atıldı; Çekler, Slovaklar arasında geniş yankılar uyandırdı.
Panslavizm düşüncesi birbirinden ayrı iki fikre dayanır.
1-Yabancı bir devletin hakimiyeti altında bulunan Slav topluluklarını bağımsızlığa kavuşturmak;
2-Çarl arın dış siyasetine elverişli bir ortam yaratacak propagandayı sürdürebilmek.
Birinci düşünce, Palacky'nin Prag'da topladığı ve başkanlık ettiği, Avusturya Monarşisi Slavları Kongresi'nde elle tutulur hale geldi. Ancak bir birlik sağlanamadı. 1867'de Moskova'da toplanan Slav Etnografisi Kongresi de Çar'ın propaganda aracı olmaktan ileri gidemedi. Panislavistlerin Balkanlar hakkındaki düşünceleri, Rus elçisi İgnatiev'in İstanbul'da göreve başlamasıyla, uygulama alanına geçebildi.
İgnatiev'in düşüncesi, Sırbistan Beyi III. Mihail'in yönetiminde bir güney Slav devleti kurulmasıydı. İgnatiev'in görüşleri doğrultusunda kurulan bağımsız Bulgar kilisesi, Bulgarlar arasındaki Panslavist hareketleri yaygınlaştırdı. Bu çalışmalar sonunda Hersek Hıristiyanları ayaklandı (1875). Sırp ve Karadağlılar Osmanlılara savaş açtı (1876). Bunlara geniş destek Rusya'dan sağlanıyordu.
1877-1878 Osmanlı- Rus Savaşı'ndan sonra bağımsızlığa kavuşan Bulgaristan'ın Panslavzim'e yaklaşmaması, hareketin gücünü kaybettirdi. Bu düşünceyi dış politikasında araç olarak kullanmak isteyen Rusya dışında Panslavizm'e ilgi duyan kalmadı. Balkan Savaşı'nda Ruslardan büyük yardım gören Balkan Slavları, Panslavizm hareketini canlandırmak için çaba sarf etmelerine rağmen, birkaç kongre dışında, pek ciddi bir şey yapamadılar.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.