Tarih bir milletin en önemli değerlerindendir.Tarihimizi unutmak kendimizi unutmaktır.Tarihini unutmuş veya tarihinden ders çıkarmamış bir millet hata yapmaya mahkumdur üstelik sürekli aynı hatalary yapar.

Türkiye Cumhuriyeti gerek coğrafyası gerek uzun bir tarihi geçmişine sahip nadir devletlerdendir.Gerek Osmanlı Devleti gerek Orta asya geçmişimiz ile çok büyük bir tarihi geçmişe sahip olduğumuz herkes tarafından bilinmektedir.Fakat önemli bi konuya da ayak basmak lazım

biz bu değerlerimize ne kadar sahip çıkıyoruz kültürümüzü ve atalarımızın bize bıraktığı değerleri ne kadar sahipleniyoruz.Belki de kaybolan değerlerimizi kurtarsaydık şimdi dünyada söz sahibi bir devlet olabilirdik.Evet yanlış duymadınız dünyada söz sahibi devletlerden olabilirdik.Bunu şu anekdotla daha iyi anlayabiliriz.

"Divanü Lügati't Türk'ün varlığı biliniyordu ama kitabı kimse görmemişti. Eser, İstanbul'da bulundu. Eser, dönemin maliye nazırlarından birinin kütüphanesinde bulunuyormuş. Bakan, çocuklarına 'Bu çok kıymetli bir kitap. Bir gün sıkışırsanız 30 altından aşağı satmayın' diye tembih etmiş. Aile ekonomik sıkıntıya düşmüş ve eser, bakanın torunu tarafından bir sahafa 30 altın karşılığında satılmış. Bir kitap kurdu olan Ali Emiri Efendi, Kaşgarlı Mahmut tarafından 1072-1074 yıllarında Bağdat'ta Abbasi Halifesine sunulmak üzere yazılan bu muhteşem eseri sahaftan 33 altına satın almış ve 'Bu kitap 33 altın değil, dünyalara değer' demiş. Dönemin aydınları kitabın bulunduğundan haberdar olunca, Ali Emiri Efendi'ye kitabı görmek için gelmişler ama Ali Emiri Efendi kitabı hem kıskandığı hem de kaybolmasından korktuğu için kimselere göstermemiş. Göstermeyince de kitaba ilgi daha da artmış.

Dönemin Sadrazamı Talat Paşa kitapla ilgilenmiş. Bir yemekte Ali Emiri Efendi ile Talat Paşa buluşmuş. Ali Emiri Efendi kitabı Talat Paşa'ya yayınlanması için teslim etmiş. Ali Emiri Efendi, Talat Paşa'nın teklif ettiği 300 altını kendi istememiş ve Divanü Lügati't Türk sadakası olarak İstanbul'daki ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasını istemiş."

"İKİZ KARDEŞİN" DİĞERİ ARANIYOR

  Divanü Lügati't Türk'ün orijinalinin, İstanbulda Millet Kütüphanesi'nde bulunduğunu belirten Deliömeroğlu, bu kütüphanenin Ali Emiri Efendi'nin bağışladığı eserlerden oluştuğunu anlattı.

"Eminim ilk gramer kitabına sahip olan kişi de kıymetini bilerek özenle saklıyordur" diyen Deliömeroğlu, şöyle konuştu:

"Ali Emiri Efendi, Millet Kütüphanesi'ni dolduracak kadar kitapseverdi.

Onun adı Kaşgarlı Mahmut ile birlikte anılıyor ve tarihimizde çok özel bir yeri var. Gerçekten Kitabu Cevahirü'n Nahv Fi Lugati't Türk'ü bulan kişinin ismi de Ali Emiri Efendi'nin ismi gibi ölümsüzleşecek ve kültür hayatımızda çok özel bir yere sahip olacak. Bu yalnızca 1000 altından daha önemli. Herhalde, Türk tarihinin, Türk dilinin ilk gramer kitabını gün ışığına çıkaran insan olmak çok büyük bir mutluluk olur." Bu esere sahip olan kişiye çağrıda bulunan Deliömeroğlu, "İsminizin ölümsüzleşmesini istiyorsanız Türk dilinin ilk gramer kitabını getirin" dedi.

Eseri bulana kadar aramaya devam edeceklerini belirten Deliömeroğlu, "Divanü Lügati't Türk de kayıptı, ikiz kardeşlerden birisi bulundu.

İkinci ikiz de bir yerlerde gizleniyor ve umarım o da gün ışığına çıkacak ve çıkınca da çok büyük olay olacak" diye konuştu.

Ya Divan-ı lügatit Türk bulunamasaydı ne olurdu ' İşi şansa bırakmak çok yanlış kesinlike şuanki elimizdelilere sahip çıkalım

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar:
Son Ziyaretler:
Coğrafya Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi