metenin kuzey çin seferi, metehanın kuzey çin seferi, metenin çin politikası, metehanın çin politikası
Metehan'ın Kuzey Çin Seferi Mete, Tung-huları ve Yüe-çileri birer birer yenip, doğudan ve batıdan kendisini güvenlik altına aldıktan sonra Çin'e yöneldi. Amacı, Hunların daha önce Çin'e kaptırmış olduğu kuzey Çin'deki otlaklarını geri almaktı. Zira bu otlakların, büyük at ve koyun sürüleri besleyen Hunlar için çok büyük değeri ve önemi vardı. Vaktiyle bu otlakları yitirmek, Hun ekonomisi için gerçekten büyük bir felâket olmuştu. Hunlar, özellikle ekonomik bakımdan komşuları arasında zayıf duruma düşmüşlerdi.
Ordusu ile Yin-şanlar üzerinden Kuzey Çin'e giren Mete, Pe-yang kralını yenerek, Sarınehrin (Huang-ho) büyük dirseği içinde bulunan Ordos bölgesine sahip oldu. Bundan sonra Mete, doğuya doğru ileri harekâtına devam etti. Sarınehrin büyük dirseğinin doğusunda bulunan Yen ve Tai ülkesini ele geçirdi. Buradaki kale ve sınır tahkimatlarını birer birer düşürdü. Buna karşılık, Çin'in mukavemeti çok zayıftı; bazı yerlerde ise hiç yoktu. Hatta Çin Han iktidarının hâkimiyetini kabul etmeyen bazı Çin derebeyleri Mete'nin himayesine girerek, ona bu harekâtında destek bile veriyorlardı. Bu durum da Mete'nin işini bir hayli kolaylaştırıyordu. Böylece, bu askeri harekâtın sonucunda hemen hemen bütün Kuzey Çin Hunların hâkimiyetine geçti. Hun halkının sürüleri de eski otlaklarına tekrar kavuştu. Daha önemlisi Çin Devleti'nin kuzey bölgelerindeki bütün ticaret ve askeri ikmal yolları Mete'nin kontrolü altına girdi.
Görüldüğü gibi, Mete'nin Kuzey Çin üzerine düzenlediği sefer geçici bir yağma akını değildi; bu gerçek bir fetih hareketi idi. Zaten, Mete'nin amacı da, bölgeye tamamen yerleşmekti. Üstelik burası, eskiden beri Hunların otlak yerleri idi. Eski çağlardan beri burada gerçek Çinli bulunmuyordu. Halkı da karışıktı. Bölgenin batısında Tibet, ortasında Hun, doğusunda da Moğol boyları çoğunlukta bulunuyordu. Kuzey Çin'de ortaya çıkan büyük ve en eski devletleri de Çinliler değil, Türklerin ataları kurmuşlardı. Kuzey Çin, ancak az önce ortaya çıkan Cao, Yen, Ch'in Krallıkları zamanında uygulanan bilinçli ve sürekli bir iskan faaliyeti sonucunda Çinlileşmeye başlamıştır. Mete, Kuzey Çin'e girdiğinde, bütün Çin'i yeni iktidara gelmiş olan Han sülalesi temsil ediyordu. Fakat, bütün Çin ülkesinde olduğu gibi Kuzey Çin'de de bazı derebeylikler Han sülalesinin hâkimiyetini henüz kabul etmiş değillerdi. Durumu kendi lehine ustalıkla değerlendiren Mete, bu derebeylikleri himayesine aldı; bölgeyi Hun hâkimiyetinde yeniden teşkilâtlandırdı; ordusunun ağırlık merkezini Kuzey Çin'e kaydırdı. Bu durum ise, Kuzey Çin'in kaderini tayin için ister istemez Mete ile Çin imparatorunun karşı karşıya gelmesini kaçınılmaz kılıyordu.
NOT: Bu ilgili makale, Genel Türk Tarihi Ansiklopedisi'nin I. Cildinde bulunmakta ve Prof. Dr. Salim KOCA'nın "Büyük Hun Devleti" adlı makalesinden bilgiler size sunulmuştur.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.