1789 Beden eğitimi okullara ders olarak girer (yalnız erkek çocuklar için).
1796 Beden eğitiminin öncüsü Johannes Guts Muths gençlik için ilk jimnastik kitabını yayınlar. Fakat yalnız "Anavatanın erkek evlatları" için.
1810'lar Alay konusu olan "Mavi Çoraplı" kavramı, İngiltere'den Almanya'ya geçer.
1826 Berlin'de "Unter den Linden" caddesi ilk kez gaz lambaları ile aydınlatılır. (Ama kadınların yalnız gezmeleri hoş karşılanmaz.)
1831 Bremen'de son halka açık idam kılıçla yapılır: Zehir hazırlayan Gesche Gottfried adlı kadının başı uçurulur.
1841 Berlin'de hayvanat bahçesi açılır. (Ama kadınların yalnız gezmeleri hoş karşılanmaz.)
1846 Berlin'de ilk atlı otobüs işletmesi açılır. (Ama kadınların...)
1865 Berlin'de ilk Alman atlı tramvayı çalışmaya başlar. (Ama kadınların...)
1875 Berlin'deki kız okullarında beden eğitim derslerine izin verilir.
1889 Fanny Lewald'ın ölüm yılında Paris'teki II. Enternasyonal'de Clara Zetkin, kadının ekonomik özgürlüğünü talep eder.
"BAĞIMSIZLIĞIM, AŞKIMDAN SONRA EN BÜYÜK MUTLULUĞUMDU."
Her şey babaya bağlıdır. Genç Fanny Lewald başka bir aile yaşamını düşünemez. "Ailede herkes babanın sözünü dinler," der yaşam öyküsünde. "Annemiz dükkânda onun işçisi, kölesi ve hizmetkârı. Hizmetini gördüğünde babama sadece 'Efendi!' derdi durmadan. Ve 'Efendi istiyor bunu!', 'Baba söyledi bunu! Bu ifadeler tüm ev için Tanrı buyruğu gibi tartışmasızca kabul edilirdi."
Bir keresinde Fanny bir danslı eğlencede hoşça vakit geçirirken "Efendi" derhal eve dönmesini ister. Onu almaya gelen evin uşağının, nedeni hakkında hiçbir fikri yoktur. "O sıralarda sürekli hasta düşen anneme bir şey olmuştur muhakkak, diye çok korkarak aceleyle orayı terk ettim," diye anlatır Fanny.
"Büyük bir endişe içinde iki merdiveni çıkıp oturma odasına girdim. Babam divanda rahatça oturmuş okuyordu. Yanında, elinde örgüsüyle annem oturuyordu. Kardeşlerim masa başında okul ödevlerini yapıyorlardı. Babam daha benim bir soru sormama fırsat vermeden son derece rahat bir şekilde, 'Giderken kapıları açık bırakmışsın. Kapat bakalım kapıları!' dedi." Fanny bu tür bir eğitimi katı ve haksız mı bulurdu? "Bunu düşünmek aklıma bile gelmezdi," diyecekti daha sonraları.
Fanny baba evinde en büyük çocuktur. Yahudi bir tüccar olan babası 14 yaşına kadar okula yollar Fanny'i. "Bak hele, senin kafan bir erkek çocukta olmalıydı," sözlerini işitir orada, öğrenme hırsı ile dolu olan genç kız. Annesi ise her gün "Hiçbir şey bilgili, fakat pratik olmayan bir kadından daha yararsız ve daha sıkıcı olamaz," diye nasihat verir.
Her şeye rağmen Fanny bir "kitap kurdu" olmaya başlar. Annesi ve babası bu talihsiz özelliğin kızlarının evlenme şansını azaltacağını bilmektedirler. "Daha saygılı, daha saf, daha utangaç olmalıydım," der geçmişine bakarak, "çünkü o ciddi, emin ve kararlı halimle erkeklerin hoşuna gidemezdim. Bakıma muhtaç bu kadar çok kardeşi olan, orta halli bir aile kızını eş olarak seçebilecek birini kolaylıkla bulamayacağım için onlara kendimi beğendirmem gerekirdi." Aslında Fanny'nin babası kızını evlendirmek zorundadır.
Geliri altı kızı ömür boyu beslemeye yeterli değildir. Kızlarından birinin iş sahibi olması o zamanlar söz konusu bile olamazdı. Orta sınıfın ahlak anlayışı bunu kabul edemez, adları kötüye çıkardı. Peki ilk aday ortaya çıkıncaya kadar bir genç kız nasıl vakit geçirirdi? Fanny'nin babası, en büyük kızı için sorgusuz sualsiz uymak zorunda olduğu "saati saatine günlük program" yapmıştı:
Fanny Marcus İçin Günlük İşler
Eylül sonunda hazırlanmıştır, mevsim değişimine ve diğer dersler başlayıncaya kadar geçerlidir.
Genel Kurallar:
Sabahları en geç saat 7'de kalkılacak ki, 7.30'da giyinme işlemi tamamen bitmiş olacak.
Pazartesi
8.00-9.00 arası piyano dersi. Yeni parçaların çalışılması.
9.00-12.00 arası el işi, malum dikiş örgü işleri.
12.00-13.00 arası eski ders kitaplarının okunması; Fransızca, coğrafya, tarih, Almanca, gramer vs.
13.00-14.30 arası dinlenme ve öğle yemeği
14.30-17.00 arası yukarıdaki gibi aynı el işleri
17.00-18.00 arası Bay Thomas'tan piyano dersi
18.00-19.00 arası yazı yazma alıştırmaları
Salı
8.00-9.00 arası yeni piyano parçalarının geçilmesi
9.00-10.00 arası el işleri
10.00-12.00 arası kontrbas dersi
12.00-13.00 arası pazartesinin aynısı
13.00-14.30 arası pazartesinin aynısı
14.30-17.00 arası pazartesinin aynısı
17.00-18.00 arası eski piyano parçalarının geçilmesi
18.00-19.00 arası pazartesi gibi yazı alıştırmaları
Çarşamba
Pazartesi programının aynısı
17.00-18.00 arası eski müzik parçalarının piyanoda geçilmesi
Perşembe, cuma, cumartesi akşamları haftanın ilk üç günü programının tekrarı.
Ailede hiç kimse Fanny'nin gizli düşüncelerini sezinleyemez. Tipik bir "bağımlı evlilik" sürdüren teyzelerinden biri günün birinde ona, "Evlendiğimde kendi ölüm fermanımı imzaladığımı biliyordum," diye itirafta bulunur.
Bunun üzerine Fanny'nin tepkisi şöyle olur: "On beşime bastığım gün, tamamen emin ve âşık olmadıkça kimsenin beni evliliğe ikna edemeyeceğine karar verdim. Gene aynı gün ilk kez bir çocuğun da ebeveynlerine karşı bazı hakları olduğu fikri oluştu kafamda. Daha önce düşünmeye bile cesaret edemediğim, babama karşı da doğuştan özgürlük haklarım olduğu fikri gelişti içimde. Düşüncelerim sihirli bir değnek darbesi ile ev ve aile engellerini aşıp, kendime özgü geleceğe ve uzak bir dünyaya doğru yöneldiler."
"Kendine özgü gelecek"; genç Lewald ulaşılması güç bir hedefi artık içinde saklayamaz haldedir...
1832: Bir iş gezisinde babasına eşlik edebilecektir. Şimdiye kadar doğduğu Königsberg kentinden dışarı çıkmamış olan 21 yaşındaki bir kız için tam bir serüvendir bu! Ama, "Babamın bir tanıdığı ile konuşurken bana uygun bir koca bulmayı çok istediğini, bir bakıma bu amaçla beni yanına aldığını anlattığını duydum. O an utanç ve öfkeden avazım çıktığı kadar bağırabilirdim. Kendimi evde alıcı bulunamadığı için pazara çıkarılan zavallı bir eşya gibi hissettim."
Babası Königsberg'e tek başına geri dönerken, Fanny Breslau'dan akrabaları ile onların memleketine gider ve 1832-33 kışını orada geçirir. Bir sürü yeni izlenim edinir. İlk kez burada kadınların da "özgür ve açık bir şekilde" düşüncelerini dile getirebildiklerine tanık olur. "Bağımsız olabilmek. Daha fazla öğrenmek. Evlenmeye zorlanmamak" düşüncesini ortaya koyduğunda kimse ona destek olmaz. Bu arada, sonraları liberal bir partinin ileri gelenlerinden olacak olan kuzeni Heinrich Simon'a âşık olur.
Bu olay ebeveynlerinin evlilik politikasına karşı daha fazla tepki göstermesini sağlar. Genç bir stajyer hukukçu kendisine evlenme teklif ettiğinde, babasına, "İyi bir geçim sağlamak için de kendimi satmam," demek yürekliliğini gösterir. "Başka türlü davranamam! Yapamam! Evlenemem!"
Bu arada 25 yaşına gelmiştir. Kaderi bellidir. Evde kalmış bir kız olarak solacaktır. "Istırap yılları," der Fanny Lewald bundan sonraki zaman için. Evliliği reddettiğinde babasını düş kırıklığına uğratmıştır. Şimdi ailesine sadece yük olmaktadır. Ne pahasına olursa olsun bir şeyler yapmak ister. Mutsuzca, küçük defterine günde kaç mendil kenarına oya yaptığını, kaç çorap yamadığını not eder. Ayrıca Breslau'daki kuzenini de ihmal etmez ve oradaki akrabalarına da devamlı mektup yazar.
Fanny'nin yazı yeteneği Eıtropa dergisini çıkartan akrabalarından birinin dikkatini çeker. Bu arada şunu da bilmekte yarar var: Mektuplaşma o zamanlar kadınların fikirlerini yazılı olarak ortaya koyabilecekleri ender imkânlardan biriydi. Mektuplar sadece alıcıya haber verme aracı değildi. Onlar başkalarına okunur, ödünç verilir, kopya edilirdi. Mektup yazarken ilk kez edebiyat kurallarıyla tanışılırdı. Ve bu bakımdan Fanny Lewald'ın mektupları dikkat çekiciydi.
Fanny'den, IV. Friedrich Wilhelm'in Königsberg'deki yemin töreni üzerine Europa dergisine haber yazması istenir. Zararsız küçük bir uğraş denebilir. 29 yaşına varmış, ailesi içinde "fazlalık ve arabadaki beşinci tekerlek gibi faydasız ve ayak bağı" olan Fanny Lewald'e burada ilk kez bağımsız olma olanağı sunulmaktadır.
Kendi yazdığı metnin basıldığını görmek ve bunun için de ücret almak imkânını, "Sanki kanatlanmış haldeydim!" diye anımsar Fanny Lewald yaşam öyküsünde; yazar olmak ve bu meslekte kendi işini kurmak istemektedir. Artık kesin kararını vermiştir. İlk romanı Clementine'da Fanny Lewald kendi durumunu anlatır: Yaşlanmakta olan bir kız istemediği bir evliliğe zorlanmaktadır.
Clemenline teyzesine şöyle yazar: "Benim için mutsuzluk kaynağı olacak, sadece laf olsun diye yapılan bir evlilik fikrine tahammül edemiyorum... Ama gel gör ki evliliği ne hale getirdiler! Adı geçtiğinde en iyi yetiştirilmiş kızların gözlerini aşağı indirdiği, erkeklerin şakalaştıkları ve kadınların gizlice gülüştükleri bir şey evlilik. Her gün gözümün önünde yapılan evlilikler fahişelikten beter!"
Bu cüretkâr cümleler hayretle karşılanır. Ama kimin yazdığını henüz kimse bilmez. Çünkü babasının isteği üzerine Fanny yapıtlarını imzasız yayınlamaktadır. Ayrıca yayınlanmadan önce taslakları babasına okutmak ve kız kardeşi ile dönüşümlü olarak ev işlerini yürütmek zorundadır. Fakat bağımsızlık rüyasının gerçekleşmesi yakındır.
1843'te elementine yayınlandığında Fanny Berlin'e gider. İlk kez kendi kazandığı para kullanımına hazırdır: "Kendim için satın aldığım her çift eldiven, parasını ödediğim her bardak limonata hoşuma gidiyordu ve şimdiye dek tatmadığım bir haz veriyordu bana. Çünkü ben satın alıyordum, kendi paramla, kendi kazandığım parayla ben ödüyordum."
Hemen hemen ilk romanı ile aynı zamanda, Fanny Lewald Kız Çocuklarının Eğitimi Üzerine adlı bir yazı yayınlar. Çok kararlı bir şekilde kız çocuklarının sadece salt evlilik için yetiştirilmemden gerektiğini savunur. Ayrıca ev içinde bireysel eğitime karşı, okullarda toplu eğitimden yanadır. Ev içinde geçirdiği, adının avareye çıkarıldığı kendi umutsuz yılları, durmadan kadının meslek sahibi olma zorunluluğunu dile getiren Fanny Lewald'ı bir yazar yapmıştır.
1862'de şunları yazar: "Hangi aileye girerseniz girin, akrabaları içinde, canları sıkılmış ve yorgun, kendilerine özgü sevinçleri ve umutları olmayan, boş ve yararsız bir yaşam sürdüren, isteksizce bir topluluk ve eğlenceden diğerine sürüklenen yaşı geçkin, evlenmemiş kızları ya da kız kardeşleri olmayan birine kolay kolay rastlayamazsınız.
Kendi kendilerine, çoğu kez ailelerine de yük olanlar için şu sorulabilir: Peki ne olacak onlara? Ne yapmalı onlar için? Bu inkâr edilemez sefalete karşı tek bir çare vardır: Kadınların iş ve meslek yaşamında erkeklerle aynı haklara sahip olmaları."
1875'te yazdığı Kadınlardan Yana ve Kadınlara Karşı adlı kompozisyonunda şöyle der: "Ve biz kadınlar 17 yaşımızdan başlayarak oturuyor, bekliyor ve ümit ediyoruz; işsiz güçsüz kuluçkaya yatmış, günbegün sabırsızlıkla, çaresizliğimizi bağışlayacak kadar bizi seven bir erkeğin gelmesini bekliyoruz... Hâlâ egemen olan kast zihniyeti, burjuva kesimindeki kızların meslek sahibi olmalarını yasaklıyor. Kast sözcüğünü bilerek kullanıyorum, çünkü toplumumuzda, Hindistan'daki gibi giysiler ve diğer göze batan işaretlerle belli olan bir kast ayrımı yoksa da, bir kast zihniyeti ve önyargısı var." Romanlarının çoğunda Fanny Lewald, aile korunmasından uzaklaşma cesaretini gösteren kadınların kaderini dile getirir:
Adele (1858) bir kadın yazarın hayatını anlatır. Seyahat Arkadaşları (1858) bir kadın piyanistin öyküsüdür. Kurtarıcı (1873) bir kadın oyuncudan söz eder. Bir Yaşam Sorunu (1845) adlı romanında yazar, sadece kadının burjuva eğitim ideolojisinin kurbanı olmadığını, erkeğin de dolaylı olarak kurban edildiğini açıklar: Romanın kahramanı, karısının ev hanımlığı ve bağımlılığı konusunda endişelidir.
Fanny Lewald ancak otuz yaşını aştıktan sonra gerçekten ailesinden kopar. Başlangıçta çoktan beri kendi parasını kazandığını başkalarından gizlemek zorunda kalır. Kız kardeşleri "saygınlığı"nı ve yazar olarak anonimliğini korumasını rica ederler. Babası, kadın olarak tek başına sokağa çıkması "yakışık almayacağı" için kendisine refakat edecek bir uşak edinmesini emreder.
Fanny ise romanlarını yazmaya devam edeceği yerde nasıl olup da anlamsız el işleriyle uğraştığını anlayamaz zaman zaman. Kendi kazancıyla Berlin'de tek başına salaş odasında yaşarken bazen gözleri dolar. Tek başına tiyatroya gitmek. Tek başına müze gezmek, tek başına yolculuğa çıkmak. Tüm bunlara ancak yavaş yavaş cesaret edebilir.
1845'te İtalya'ya yaptığı bir yolculukta Oldenburglu lise öğretmeni Adolf Stahr ile tanışır. Adam evli ve beş çocuk sahibidir. Uzun mücadele ve zorlukların ardından -Stahr bu arada boşanmıştır- on yıl sonra evlenirler. Fanny'nin gençlik arzusu gerçekleşmiştir: Mutlaka evlenmek gerekiyorsa, bu bir aşk evliliği olmalıdır.
Lewald-Stahr çifti Berlin'de bir önceki yüzyılın ortalarında kültürel yaşamın merkezi olan bir edebiyat salonu kurarlar. Fanny Lewald 1876'da ölen kocasının ardından 13 yıl yalnız yaşar. "Yaşlı bir kadın" olarak da birçok geziye çıkar ve roman, deneme, seyahatname ve anılar yayınlar. Gençliğinde çaresizlikle özlediği "dopdolu bir yaşam"a kavuşmuştur.
"Ne idiysem oydum, gücüm sayesinde," der kendisini betimlerken; "yeteneğim sayesinde, kendim sayesinde - ve özgürdüm! Özgür!"
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.