Dört halife dönümden sonra halifelik Emevilere geçmiştir. İlk Emevi halifesi Muaviye'dir. Onun döneminde devletin başkenti Şam olmuştur. Emeviler döneminde devletin sınırları Azerbaycan'dan İspanya'ya kadar genişlemiştir. Emeviler fethettiği topraklardaki toplumların kültürlerinden etkilenmiştir. Buna bağlı olarak oluşan mimari yapılarda bölgeden bölgeye değişiklik göstermiştir. Bu İslam medeniyetinin zengin bir yapı mimarisinin oluşmasını sağlamıştır. Böylelikle Emeviler döneminde mimari alanda ilk anıtsal örnekler ortaya çıkmıştır. Dini mimaride Camiler ön plandayken Sivil mimaride daha çok saraylar yapılmıştır.
a) Dini Mimari
Dini mimaride bahsedildiği gibi ön planda olan mimari yapılar camilerdir.
Mescidi Aksa Camisi (702): Emevilerin en parlak dönemini yaşadığı halife Abdülmelik tarafından büyütülen ve genişletilen bu cami, bir Bizans kilisesinin kalıntıları üzerinde yapılmıştır. Bununla birlikte daha sonra çeşitli sebeplerden dolayı birkaç kez yıkılan mescit baştan inşa edilmiştir. Bugünkü yapı, mescit 1033 yılında bir deprem sebebiyle yıkılınca Fatımiler tarafından yaptırılan yapıdır; yine de yapıya yüzyıllar boyu farklı hükümdarların altında birçok eklemeler ve değişiklikler yapılmıştır. Yapısında kesme taş kullanılarak inşa edilmiştir.
Şam Emeviye Camisi (706-714): Halife I. Velid tarafından Şam'da eski bir yapı üzerine yaptırmıştır. Cami dikdörtgen bir plana sahiptir. Üç minareli olup minareler Kuzey cephesinin ortasında ve güneydoğu ile güneybatı köşelerinde bulunur.
Güneydoğu köşesinde bulunan minareye Minaretu'l Beyza (Ak Minare) veya Hz. İsa Minaresi denir. Hz. İsa'nın kıyametten evvel bu minarenin üzerine ineceği rivayet edilir. Ama minarenin öyle Hz. İsa ile yaşıt olduğunu düşünmeyin, 11. asır eseridir.
Güneybatı köşesindeki minare Kayıtbay Minaresi olarak anılır. Minareyi inşa ettiren, Fatih Sultan Mehmed'in çağdaşı, meşhur Memluk sultanının ismini taşır. 15. asırdan kalmıştır.
Üçüncü minare kuzey duvarının ortasında yer alır, üç minarenin en süslü, en gösterişli olanıdır. Minâretu'l Arus (Düğün veya Gelin Minaresi) diye anılır. Üst kısmı 11. asırdan kalmaysa da, alt kısmı caminin yapıldığı döneme tarihlenir.
Namaz kılınan iç mekânda, merkezde Hz. Yahya'nın türbesi yer alır. Ayrıca Kerbela olayından sonra Hz. Hüseyin'in kesilen başının bir süre burada sergilendiği, bir rivayete göre ise buraya defnedildiği ifade ediliyor. Genellikle gruplar halinde dolaşan şii ziyaretçiler Hz. Hüseyin'in başının sergilendiği yere başlarını sokuyor, türbenin etrafında içli, dokunaklı, kederli seslerle Kerbelâ'yı anıyorlar. Bununla birlikte Selahaddin Eyyubi'nin türbesi de burada bulunur.
Seyd-i Ukba Camisi: Kayrevan Tunus'ta bulunan bir yer olup cami yapımına 670 yılında başlamış, 726 yılında bitirilmiştir. Camide malzeme olarak temelinde taş, duvarlarında ise tuğla kullanılmıştır. Camimin mihrap kısmında ve güney duvarlarında önemli süslemeler vardır. Süslemelerde mermer, çini ve altın, bitkisel bezemelere yer verilmiştir. Köşeli yazılar, bitki motifleri ve geometrik desenler de göze çarpar.
Kubbetü's Sahra Camisi (691): İslam mimarisinde bilinen ilk kubbeli eserlerden olan Kubbet-üs Sahra, Emevi Halifesi Abdülmelik devrinde 687-691 yılları arasında inşa edilmiştir. Binanın iç yüzeyi ve kubbesi Kuran sureleri ve çeşitli motiflerle süslenmiştir.
Haçlıların 1099 tarihinde Kudüs'ü Müslümanlardan almasından sonra Kubbet-üs-Sahra kiliseye çevrildi ve binada çeşitli değişiklikler yapıldı. Binanın kuzeyine Hıristiyan din adamları için hücreler ilave edildi. Kubbesine haç yerleştirildi, kubbenin altındaki mağaraya ikonalar kondu. 1187'de Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü fethinden sonra Haçlılar döneminde yapılan değişikliklerin büyük bir kısmı kaldırıldı. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman zamanında büyük bir onarım geçirmiştir. Caminin Kubbe içi mozaiklerle süslenmiş, dış kısmı ise mermer ve renkli taşlarla kaplanmıştır.
b) Sivil Mimari
Emeviler döneminden günümüze dinsel mimarinin yanında sivil mimari örnekleri de gelmiştir. Bunların en önemlileri saraylardır. Emevi halifelerinin yaşamları kentlerden çok çöllerde geçtiği için mimari yapıların çoğu çöl sarayları olarak yapılmıştır.
Kuseyr Amra Sarayı (711-715): Emeviler döneminde Ürdün'de yapılmıştır. Saray iki kısımdan oluşur. Birinci kısım kabul salonu, ikinci bölüm ise hamam kısmıdır. Sarayın iç duvarlarında Fresko türü resimler görülür. Zemini mermerlerle kaplı olup mozaikler vardır. Fresko ve mozaiklerin konuları av, banyo ve günlük yaşamla ilgili resimlerdir.
Meşatta Sarayı: Kudüs'ün doğusunda bulunup Emevi halifelerinden II. Velid tarafından tamamlanmıştır. Yapıda son derece ilginç süslemeleri vardır. Helen döneminden izler taşıdığı gibi Sasani sanatının izlerini taşıyan motifler vardır. Sarayın çok ince bir işçilik gösteren oyma taş süslemeleri sanat tarihinde büyük önem taşır.