Almanya Birliği'nin Kuruluşu Prusya, Alman ulusal birliğini kurmak için bir değil, üç devletle, Danimarka, Avusturya ve Fransa ile savaşmak zorundaydı. Asıl Avusturya'nın siyasal üstünlüğüne meydan okuması gerekiyordu. Bu meydan okumanın temelinde Danimarka'ya bağlı iki Alman dükalığı olan Schlezwig ile Holstein yatmaktaydı. 1864 yılında Avusturya ile Prusya, Germen Konfederasyonu adına Danimarka'ya savaş açtılar ve Avusturya özellikle Holstein'da ayrı bir politika izlemeye ve Prusya'yı haklarından yoksun bırakmaya kalkınca, Prusya başbakanı Otto Von Bismarck, akıllı bir diplomasi sonucu Fransa ve Rusya'nın yansızlığını sağlayıp Avusturya'ya savaş açtı. 1866'da Sadowa'da bu devleti büyük bozguna uğratarak, Almanya'dan attı ve 1867'de Prusya'nın denetiminde Kuzey Germen Konfederasyonu'nu kurdu.
Bismarck, Sadowa zaferinden sonra hiçbir direnci kalmamış bulunan Avusturya'nın başkenti Viyana'ya girebilir ve çok ağır bir barış antlaşmasını zorla kabul ettirebilirdi. Büyük bir ileri görüşlülük ve ılımlılık ile bunu yapmadı ve Avusturya'nın gururunu kırıp, kalıcı düşmanlığını üzerine çekmedi. Çünkü Bismarck, Almanya'nın Avrupa'nın ortasında hınç duyguları arasında güçlü bir biçimde kurulamayacağını ve birliğini korumak için ileride müttefiklere ihtiyacı olacağını hesaplamıştı. Özellikle Fransa'ya karşı yana alabileceği doğal müttefik, çoğunluğunu aynı ırktan insanların oluşturduğu ve aynı dilin konuşulduğu Avusturya idi.
Bismarck, Fransa'nın Katolik Alman devletleri üzerindeki denetimini kırmak için 1870 yılında Fransa'ya savaş açtı. Yine akıllı diplomasisiyle bu kez Avusturya ile Rusya'nın yansızlığını sağlamıştı. Ünlü Sedan Savaşı'nda İmparator III. Napolyon'u ağır bir yenilgiye uğrattı. 1871 tarihli Frankfurt Barışı ile Alsace-Lorraine endüstri bölgesini ilhak etti. Bundan sonra Main akarsuyunun güneyindeki Katolik Alman devletleri Prusya'ya katıldılar ve böylece Alman ulusal birliği kurulmuş oldu. Prusya kralı, Alman imparatoru, Bismarck ise Alman Şansölyesi unvanını aldılar. Fransa'da ise, III. Napolyon'un imparatorluğu yıkılarak yerine 3. Cumhuriyet kuruldu.
Alman ulusal birliğinin kurulmasında, bundan önceki bölümlerde incelenen Alman milliyetçiliğinin temel özellikleri, ekonomik ve toplumsal nedenlerin yanında, Bismarck'ın usta diplomasisinin de payı olduğunu söylemek gerekir. İlerde ele alınacak olan Bismarck ittifaklarında görüleceği gibi, bu devlet adamı Avrupa'daki güç dengesini çok iyi anlamış, bazı küçük ödünler verip güçlü devletlerin yansızlığını sağlayarak, en uygun zamanda kiminle savaşacağını çok iyi kestirmiştir. İktidardan düştüğü 1890 yılına kadar, kendini tüm Avrupa diplomasisinin kilit adamı, Almanya'yı da en önemli ve güçlü devleti haline getirmiştir. Alman ulusal birliğini kurarak Viyana Kongresi düzenini yıkmış olmakla birlikte, o kongrenin, yeni devletlerin yeniden uluslar arası sisteme alınması için onlara ılımlı davranılması, barış ve istikrarın sürdürülmesi ilkelerini sürdürecektir. Bu politika ile tutarlı olmayan Alsace-Lorraine bölgesinin Almanya'ya katılması, iktidarda kaldığı yirmi yıl boyunca, belki de tek hatasıdır. Çünkü Fransa, halkının çoğu Fransızca konuşan bu önemli endüstri bölgesinin yitirilmesinin acısını unutmayacak ve Alsace-Lorraine sorunu 20. yüzyılın ortalarına kadar sürecek olan Fransız-Alman düşmanlığının önemli nedenlerinden biri olacaktır.
Not: Bu ilgili makale Oral Sander'in "Siyasi Tarih ilkçağlardan 1918'e" adlı eserinden yararlanıp yazılmıştır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.